Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 13.05.2025 |
CHP GRUBU ADINA HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Mart 2025 tarihinde, son ana kadar meydanlarda olan, hiçbir kaçma şüphesi olmayan, 15 milyon imzayla Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayı seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nu haksız ve hukuksuz bir şekilde tutukladınız. Zaten Ekrem İmamoğlu'nun azıcık kaçma şüphesi olsa bugün serbest bırakır, "Kaçsa da Erdoğan'ın karşısına çıkmasa." diye dua edersiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Ama hepimiz biliyoruz ki Ekrem İmamoğlu'nun kaçma şüphesi yok, kaçmayacağını çok iyi bildiğiniz için de tutukladınız.
Yaptığınız operasyonla İmamoğlu'nu halkın gönlünden düşürmek istediniz. Baktınız ki destek daha da büyüdü, bu sefer 10 milyon takipçisi olan, 10 milyon da sizin korkunuzdan gizli gizli takip edeni olan hesaba erişim engeli getirdiniz. Biliyoruz ki bunun adı artık erişim engeli değildir; bu, düşünceye karşı ilan edilmiş dijital sokağa çıkma yasağıdır.
Suç neymiş peki? Bir paylaşım, bir cümle, bir fikir yüzünden on milyonlarca kişinin gözü kapatıldı çünkü o fikir sarayın duvarlarını titretiyordu çünkü o hesap halka inanç ve umut veriyor, halkı görünmez iplerle birbirine bağlıyordu ve bu bağ sizin çok sesli Türkiye'ye tahammül edemeyen tek sesli düzeninizi tehdit ediyordu. Sadece ilgili içerikleri kaldırmak yerine tüm hesabı erişime kapattınız yani dediniz ki: "Bu hesaptan suç sayılabilecek bir paylaşım yapılmış olabilir. O yüzden hesabın tamamını yasaklıyoruz." Bu, suçun değil sözün sansürlenmesi, yargı kararının değil siyasi talimatın uygulanmasıdır.
Bu ülkede düşünenler artık ya içeride ya sansürde ya da linçte. Bir kişiye ait sosyal medya hesabı suç işleme ihtimali gerekçesiyle tümden erişime kapatılamaz. Bu yapılan, Anayasa’nın 26'ncı ve 27'nci maddeleriyle güvence altına alınan ifade özgürlüğüne
ağır bir darbedir. Henüz iddianamesi hazırlanmadığı zamanda bile hakkında hüküm verilmemiş, sadece gizli tanık iddialarıyla tutsak olarak Silivri'de bulunan İmamoğlu için yandaş televizyonlarda her akşam suç örgütü şemaları çizilirken, daha ifadesi alınmadığı anda bile bir belediye başkanı suçlu gibi teşhir edilerek masumiyet karinesi canlı yayınlarda ihlal edilirken dava etkilenmiyor, bu kanallar ve bu ilgili kişilerle ilgili bir engelleme, yasak gelmiyor ama İmamoğlu'nun bir paylaşımı davayı ve toplumu etkiliyor, öyle mi? Anlıyoruz ki bu ülkede adalet salonlarda değil, artık ekranlarda dağıtılıyor; bu ülkede artık hukuk delile değil, yandaşın manşetine bakıyor; kararları mahkeme değil, yandaşın manşeti veriyor ve maalesef yargı buna sessiz kalıyor.
Yargının sorması gereken soruları şimdi ben buradan soruyorum: Masumiyet karinesi ne zaman askıya alındı? Savunma hakkı yerine neden medya linci tercih ediliyor? Peki, bunu neden yapıyorsunuz? Çünkü Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı tek bir paylaşımın sesi sizin ekranlarınızdan daha çok insana ulaşıyor. Siz istiyorsunuz ki TRT ne anlatıyorsa o doğru olsun, geri kalan herkes sussun ama size kötü bir haberimiz var: TRT devletin değil yandaşın kanalı olmaya başlayalı çok oldu. Kendiniz çalıp kendiniz söylüyorsunuz ama bunu artık tüm millet biliyor. Sözde "suç işlemeye alenen tahrik" diyerek erişim engeli koyuyorsunuz. Peki, soruyorum: Bu içerikler hangi bilirkişi raporuna göre tehlikeli bulundu? Hangi teknik kurum "Tüm hesabın kapatılması zorunludur." dedi? BTK mi, mahkeme mi karar verdi yoksa sarayın yerli Goebbels'i mi bunu uygun gördü? Ortada ne teknik bir rapor var ne bir uzman görüşü ne de bir gereklilik, ortada sadece keyfîlik var ve bu keyfîliği hukuk gibi sunmaya çalışan bir düzen var.
Değerli milletvekilleri, bu kararın hedefi paylaşım değildir; bu kararın hedefi Ekrem İmamoğlu, bu kararın hedefi muhalefeti susturmak, bu kararın hedefi seçim sürecini sabote etmektir. Yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiği bir dönemde siyasete alet edilmesi bu ülkedeki herkes için bir tehdit hâline gelmiştir ve bu tehdidin adı erişim engeli değil demokratik haklara erişimin engellenmesidir.
Türkiye'de demokrasinin fiilen askıya alındığı bir dönemde sessiz kalanların karşısındayız. O yüzden, biz bugün burada sadece bir erişim engelini değil bir demokrasi ihlalini konuşuyoruz ve bu yüzden Meclis araştırması talep ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
HASAN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu karar hangi siyasi saiklerle alındı? Hangi teknik raporlara dayandı? Kim talep etti? Kim uyguladı? Yargı neden bir siyasi kampanyaya alet edildi? Bu soruların yanıtlarını bizim kadar da halkımız, Türkiye bekliyor.
Ve son sözüm şu: Madem öyle, madem yargı çok açık ve delillere dayanarak bu süreci yönetiyor, buyurun o zaman yargılamayı TRT'de canlı yayınlayın; eğer bu kadar eminseniz halk da görsün, biz Cumhurbaşkanımız Ekrem İmamoğlu'ndan eminiz. Yapmayacağınızı biliyoruz çünkü siz halkın gerçekleri öğrenmesinden korkuyorsunuz. Ama unutmayın, gerçek her zaman bir yolunu bulur ve biz o yoldan yürüyenleriz diyorum. Bugün Ekrem İmamoğlu'nun hesabı kapatıldıysa bilin ki artık hepimizin hesabı Ekrem İmamoğlu'nun hesabıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)