| Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 13.05.2025 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 208 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Kanun teklifinde 2017 yılı Anayasa değişikliklerine uyum amacıyla 2018 yılında çıkarılan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle getirilen hükümlerin önemli bir kısmının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle ortaya çıkacak hukuki boşluğun giderilmesi için ilgili hükümlerin kanunla düzenlenmesi öngörülmektedir. Aynı mahiyet arz eden kanun tekliflerinden ilki geçen hafta kanunlaşmıştır, görüşülmekte olan kanun teklifi ikinci pakettir, üçüncü teklif de bugün Komisyonda görüşülmüştür.
Görüşülmekte olan kanun teklifinin 6 maddesi Türkiye Radyo Televizyon Kurumuyla ilgilidir. Mevcut uygulamaları koruyan ve yeni bir hüküm getirmeyen bu düzenlemeler şunlardır: Teklifin 5'inci maddesiyle TRT genel müdürünün mali ve sosyal haklarının kanuni dayanağı belirlenmektedir, söz konusu mali ve sosyal haklar 1983 yılından bu yana uygulanmaktadır; teklifin 6'ncı maddesinde, kurumun şirket ve ortaklık kurabilmesine, mevcut ortaklıklara iştirak edebilmesine, şirket satın alabilmesine ya da devralabilmesine yönelik mevcut yetkileri aynen korunmaktadır; kurum personelinin kuruma ait veya ortak olduğu şirketlerde görev alabilmesi ve bu görevler karşılığında yapılacak ödemelere ilişkin esasların ilgili şirketlerin yönetim kurulları tarafından belirlenmesi düzenlenmektedir. Ayrıca, kurumun ve payına bakılmaksızın ortağı olduğu şirketlerin her türlü alım, satım, hizmet, danışmanlık, yapım ve taşıma işlerinin Kamu İhale Mevzuatına tabi olmadığı, ihale işlemlerinin belirlenen ilkeler çerçevesinde yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir. Aslında, her kamu idaresinin ihtiyacını karşılayabilecek, günümüz şartlarına uygun yeni bir ihale kanununun hazırlanması gerekmektedir. Kamu idarelerinin çeşitli gerekçelerle mevcut kamu ihale sisteminin dışına çıkma isteği sonucu kamu ihale sisteminden muaf ya da istisna tutulanların sayısı iyice kabarmıştır. Kamu ihale ve sözleşme süreçlerini iyileştirerek rekabeti artıracak, kamu idarelerinin ihtiyacını karşılayabilecek günümüz şartlarına uygun yeni bir ihale kanununun bir an önce düzenlenmesini gerekli görüyoruz.
Teklifin 7'nci maddesinde, kurumda kadro karşılığı sözleşmeli personel çalıştırılabilmesi, memur kadrolarına uygulanacak ek göstergeler ile sözleşmeli personelin her türlü mali ve sosyal haklarına ilişkin usul ve esasların yönetim kurulunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca belirlenmesi, özel hukuk hükümlerine tabi yerli veya yabancı uyruklu personel çalıştırılabilmesi ve bunların her türlü mali ve sosyal haklarına ilişkin usul ve esasların da yönetim kurulunca belirlenmesi düzenlenmektedir.
Maddede özel hukuk hükümlerine tabi personelin yönetici kadrolarında görevlendirilebilmesi de yer almaktadır. Ayrıca, Genel Müdürlük personelinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmaların 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'a göre yapılması ve bunlar hakkında soruşturma izninin Genel Müdür tarafından verilmesi öngörülmektedir. Özel hukuk hükümlerine tabi personelin memurların yöneticisi olması kamu personel rejimine uymamakta olup Danıştayın da buna yönelik kararları vardır. Ayrıca, özel hukuk hükümlerine tabi personel 4483 sayılı Kanun'a da tabi değildir. Bu durumun düzeltilmesi doğru olacaktır.
Teklifin 8'inci maddesinde, TRT'de özel hukuk hükümlerine tabi olarak çalışan personele de Yönetim Kurulu onayıyla ikramiye verilebilmesi düzenlenmektedir.
Teklifin 9'uncu maddesinde, kamu idarelerine ait taşınmazlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin TRT'ye bedelsiz tahsis edilebilmesi düzenlenmektedir.
Teklifin 10'uncu maddesinde, istihdam fazlası olarak nakle tabi tutulan personelin herhangi bir hak kaybına uğramaması için kurumdan almış oldukları özlük haklarının hepsini almaya devam etmeleri öngörülmektedir.
Kamu yayıncılığı hizmetinin küresel ölçekteki örneklerinden biri olan ve 18 farklı ülkede yurt dışı temsilcilikleri bulunan TRT, faaliyetleriyle kamu diplomasisine katkı sunan ve uluslararası düzeyde Türkiye'yi temsil eden bir kuruluşumuzdur. TRT'nin yalnızca haber faaliyetleriyle değil aynı zamanda tarihî, kültürel ve eğitime yönelik faaliyetleriyle de ön plana çıktığı görülmektedir. Nitekim, TRT'nin hayata geçirdiği Gönül Dağı, Diriliş Ertuğrul, Alparslan-Büyük Selçuklu, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi, Mehmed-Fetihler Sultanı, Bir Zamanlar Kıbrıs, Tozkoparan İskender, Kod Adı Kırlangıç gibi yapımlar ile TRT Belgesel, TRT Müzik, TRT2, TRT Kurdî, TRT Spor Yıldız, TRT Çocuk TRT EBA gibi tematik kanallar, radyo kanalları, Tabii ve TRT Akademi Eğitim Platformları, TRT Çocuk Kitaplık, Bil Bakalım, TRT Dinle, TRT Çocuk Oyun Dünyası gibi mobil uygulamalar bulunmaktadır.
Geçmişte TRT'de ne inancımıza ne kültürümüze ne de töremize uymayan çok sayıda diziyle milletimiz âdeta bir kültür emperyalizmine maruz kalmıştır. Son dönemde TRT'de Türk tarihiyle ilgili birçok yerli ve millî içerikli filmin yapımı ve yayımlanması gerçekten memnuniyet vericidir. Bu konuda, başta TRT Genel Müdürümüz ile çalışma ekibine ve aynı mahiyette filmler yayımlayan diğer televizyon kanallarımızın yöneticilerine hassaten teşekkür ediyorum. Geçmişini bilmeyen geleceğini de bilemez. Âleme nizam veren, Allah'ın adını ve adaletini dünyaya yayan ceddimizi, Türk devletlerini, devlet büyüklerimizi, manevi önderlerimizi ve kahramanlarımızı konu alan filmlerin yapımı ve gösterimi daha da artırılmalı ve bu çalışmalar özel olarak desteklenmelidir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin diğer maddelerinde düzenlenen konular şu şekildedir: Teklifin 1'inci maddesinde, kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşlar tarafından mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle yapılacak alımlarda 35 yaş üst sınırının aranması şartının aynen devamı öngörülmektedir. Kariyer mesleklere girişte azami 35 yaş şartı 2011 yılında 657 sayılı Kanun'a eklenen 40'ıncı maddeyle getirilmiştir.
Teklifin 2'nci maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanının Anayasa’nın 158'inci maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesince kendi üyeleri arasından seçilmesi öngörülmektedir.
Teklifin 3'üncü maddesiyle 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun'da değişiklik yapılarak vergi incelemesine yetkili olanların görevden ayrıldıktan sonra yapamayacağı işler düzenlenmektedir. 2531 sayılı Kanun 1981 yılında yürürlüğe girdiğinden o dönemde olmayan, örneğin üst kurullar gibi bazı kurumlarda görev alanlar Kanun kapsamında sayılmamaktadır. Bu itibarla 2531 sayılı Kanun'un tüm kamu idarelerini kapsayacak şekilde değiştirilmesi, ayrıca kanuna uymayanların takibine dair kamu idarelerine sorumluluk verilmesi uygun olacaktır.
Teklifin 4'üncü maddesinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kurul üyelerinin 657 sayılı Kanun'un 48'inci maddesinde belirtilen bazı şartları taşımaları ve herhangi bir siyasi partinin yönetim ve denetim organlarında görev almamış veya bu görevlerinden ayrılmış olmaları gerektiği düzenlenmektedir.
Teklifin 11'inci maddesinde, 3212 sayılı Kanun kapsamında Millî Savunma Bakanına verilmiş olan yetkilerin Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen projelerdeki iş ve işlemler için Savunma Sanayii Başkanına ait olacağı düzenlenmektedir, ayrıca Savunma Sanayii Başkanlığı personeli için kişi güvenlik belgesi aranmaması öngörülmektedir.
Teklifin 12'nci maddesinde, Kamu İhale Kurulu üyelerinin geçmişte ve hâlen bir siyasi partiyle aday gösterilme dâhil üyelik ve görev alma ilişkilerinin bulunmaması gerektiği düzenlenmektedir.
Teklifin 13'üncü maddesinde, devlet memuru istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarında iş mevzuatına tabi olarak veya idari hizmet sözleşmesiyle kariyer meslek personeli istihdam edilebilmesine imkân sağlanmakta ve bu istihdama ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir. Mevcutta 5 farklı kamu kurum ve kuruluşunda bu kapsamda görev yapmakta olan 1.135 personel bulunmaktadır.
Teklifin 14'üncü maddesinde, 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici mahiyetteki işlerde yerli veya yabancı personelin tam zamanlı, kısmi zamanlı veya projelerle sınırlı olarak sözleşmeyle istihdam edilebilmesine yönelik usul ve esaslar belirlenmektedir. Bunlara verilecek ücretlerin 4/B'li sözleşmeli personel ücret tavanının 5 katını aşmamak üzere Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makamca tespiti öngörülmektedir. Mevcutta 44 farklı kamu kurum ve kuruluşunda 104 personel istihdam edilmektedir.
Teklifin 15'inci maddesinde, teşkilat düzenlemelerinin zorunlu kıldığı personel devrine ilişkin iş ve işlemlerin yürütüleceği ilke ve kurallar belirlenmektedir.
Teklifin 16'ncı ve 17'nci maddelerinde, Türkiye İş Kurumundaki il müdürlerinin görevden alınmaları veya görevlerinin sona ermesi hâlinde hangi kadroya atanacakları düzenlenmekte ve söz konusu kadroda 24 Kasım 2023 tarihinde Türkiye İş Kurumu il müdürü olarak görev yapanların kariyer uzmanlığa atanma haklarının korunması amaçlanmaktadır.
Kamuda uygulanmakta olan gerek personel sistemi, gerek ücret sistemi karmakarışık bir yapıya dönüşmüş, had safhada statü ve ücret karmaşası yaşanmaktadır. Kamuda istihdam karmaşasının giderilmesi, maaşlar arasında adaletin sağlanması, aylık düzeylerinin görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi gerekli görülmektedir. Bununla birlikte, emeklilerin ve çalışanların refahını artıracak düzenlemelerin yapılması görüşündeyiz.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz 9 Temmuz 2018 tarihinde uygulamaya giren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetimde istikrarın, temsilde adaletin sağlandığı bir yönetim sistemine kavuşmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi güçlü yönetim için gereken şartları tesis etmiş, devletin işleyişinde uyumlu, hızlı ve etkili karar verme mekanizmaları devreye girmiştir. Türkiye'nin maruz kaldığı tehlike ve tehditlere daha güçlü bir karşılık verilebilmesi sağlanmıştır. Nitekim, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle başlatılan ülkemizi işgal planının çok cepheli olarak devam ettiği bir süreçte tüm tehdit ve saldırılar bertaraf edilmiş, oyunlar bozulmuştur. Yaklaşık yedi yıllık sürede birçok alanda tarihî adımlar atılmış, başarılar elde edilmiştir. Her alanda bekamıza, güvenliğimize, egemenlik haklarımıza ve tarihî mirasımıza sahip çıkılmıştır. Terörle kararlı ve etkin mücadele kapsamında yurt içi ve yurt sınır ötesi operasyonlarla Türk devleti kudretini göstermiş, güney sınırlarımızda terör koridoru girişimi bertaraf edilmiştir. Mavi vatanımızda gücümüze güç katılmış, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi saf dışı bırakmaya çalışanların oyunları bozulmuştur. Türk yurdu Karabağ yirmi sekiz yıl sonra esaret ve işgalden kurtarılmış, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kırk altı yıldır kapalı kalan Maraş'ı açmış; hamdolsun, Ayasofya Camisi de seksen altı yıl sonra ibadete açılmıştır. Türk birliği ülküsü canlanmış, Türk Devletleri Teşkilatı kurulmuş, Avrasya coğrafyasının kalbinde yeni bir jeostratejik güç yükselmeye başlamıştır; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gözlemci statüsü verilmesi de tarihî bir adım olmuştur. Türkiye, yürüttüğü çok boyutlu ve kapsayıcı dış politikayla bölgesel ve küresel etkisini artırmış, diplomasinin merkezi, aynı zamanda da dünyada barışın merkezi olmuştur.
Türk milletinin refah ve istikrar içerisinde yaşaması için başlatılmış en hayati girişimlerden olan millî teknoloji ve teknoloji odaklı sanayi hamleleriyle Türkiye, bugün ileri teknolojileri kendi imkân ve kabiliyetleriyle geliştirip üretebilen bir noktaya ulaşmıştır. 1961 yılında üretilen ancak müzeye kaldırılan ilk yerli otomobilimizden altmış bir yıl sonra geliştirilen teknoloji harikası Togg 29 Ekim 2022 tarihinden beri seri üretilmektedir.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ilk Türk uçağı üretilmiş, uçak fabrikası kurulmuş ancak üretimi sürdürülememiştir. Türkiye yüz yıl sonra insansız hava araçlarıyla başlattığı atağı 5'inci nesil savaş uçaklarıyla sürdürmektedir. Hamdolsun, havacılık ve savunma sanayisinde lider ülke olduk; KAAN, HÜRJET, GÖKBEY, ATAK, KIZILELMA, Akıncı, AKSUNGUR, TCG ANADOLU gibi tüm havacılık ve savunma sanayisi ürünlerimiz artık ülkemizde üretilmekte ve de ihraç edilmektedir.
Türkiye'nin ilk yerli ve millî haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A hizmete alınmış, Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükselmiştir. Türkiye, millî enerji atılımıyla yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sıraya çıkmıştır. Türkiye, uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden biri olma yolundadır. Millî teknoloji hamlesi ve millî enerji atılımıyla gerçekleştirdiğimiz yerli ve millî üretimlerden ve keşfettiğimiz doğal gaz, petrol ve kıymetli madenlerden sağlanan kaynaklar ekonomik güvenliğimizi sağlam esaslara bağlarken stratejik gücümüze güç katmış, elbette vatandaşlarımızın refahına da peyderpey yansıyacaktır.
Ekonomide en önemli sorunumuz olan enflasyonla mücadele kararlılıkla sürdürülmektedir. Enflasyon kalıcı olarak mutlaka düşecek, vatandaşlarımızı bunaltan hayat pahalılığı bitecek ve kalıcı refah sağlanacaktır. Son dönemde açıklanan ekonomik veriler Türkiye'nin alınan tedbirler doğrultusunda olumlu bir seyir izlediğini ortaya koymakta, büyüyen ve güçlenen bir ekonomiye işaret etmektedir. OECD, IMF ve Dünya Bankası küresel olumsuzluklar nedeniyle 2025 yılı dünya ekonomisi büyüme tahminlerini aşağı çekerken Türkiye için büyüme tahminlerini yükseltmiştir. OECD'nin geçen ay açıkladığı Türkiye İnceleme Raporu'nda Türkiye ekonomisinin son on yılda OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğu ve yıllık ortalama yüzde 4,9 büyüdüğü vurgulanmıştır.
Bugünlerde terörsüz Türkiye hedefine yönelik çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır, tarihî adımlar tarihî sonuçlar doğurmak üzeredir. Terörsüz Türkiye gayesine adım adım ulaşma gayreti son bir asrın mucizevi atılımıdır. Terörsüz Türkiye, Türkiye'nin baharı, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın müjdesidir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda süper güç Türkiye'nin mukaddimesidir. Terörsüz Türkiye'nin gerçeğe dönüşmesi bölgemizde kardeşlik, huzur ve güven ortamını iyice artıracak, Türkiye terör prangasından kurtulacak, uygulanmakta olan büyüme, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı politikalara yüksek ivme kazandıracak, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltacak, gelir dağılımı adaletine katkı sunacak ve Türkiye'nin hedeflerini daha da güçlendirecektir. Kazanan 86 milyonluk Türkiye olacak, Türk milleti olacaktır.
Cumhur İttifakı olarak bizim ana gayemiz, lider ülke Türkiye hedefine ulaşmak; Türk dünyasının, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne umudu olan Türkiye'yi küresel bir güç hâline getirmek, tarihin tekerrürünü sağlamaktır. Allah'ın izniyle ve inayetiyle Türkiye kutlu hedeflerine Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ulaşacaktır.
Bu düşüncelerle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak kabul oyu vereceğimiz kanun teklifinin hayırlı olmasını diliyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)