| Konu: | 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'ne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 14.05.2025 |
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, evet, bugün 14 Mayıs ve Dünya Çiftçiler Günü.
1973 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrenci temsilcisi olan ve sonradan Adana Ziraat Mühendisleri Odamızın şube başkanlığını yapacak olan Akın Özdemir'in bu kutlama törenlerinde yaptığı bir konuşma hiçbir zaman aklımdan çıkmamıştır. Bir öğrenci temsilcisi olarak öğretim üyelerinin ve meslektaşlarının önünde "İnsanı aç, hayvanı aç, toprağı aç bir memlekette kutlama değil olsa olsa hesaplaşma yapılır." demiştir. Aradan yarım yüzyıl geçmiş; acaba bu saptama geçerliliğini koruyor mu yoksa Türkiye farklı bir noktaya gitti mi diye bakalım çünkü tarım meselesi, bir ucuyla üreticiyi ve kır yoksullarını, bir diğer ucuyla kent yoksullarını ve tüketicileri kapsayan bir büyük politika alanıdır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin 1980'de nüfusu yalnızca 44 milyondu, bugün 85 milyon. Demek ki bu memleket kırk beş yılda 42 milyon nüfus artırmış. Demek ki yılda 1 milyona yakın nüfus artıran bir ülkenin evlatlarıyız. Bizler birer biyolojik varlığız; her gün mutlaka belirli bir miktar vitamini, proteini ve karbonhidratı almak zorundayız. Ya bunu bu topraklarda üreteceğiz ya da dışarıdan ithal edeceğiz, başka şansımız yoktur.
Ben, hemen ve kestirmeden söyleyeyim, bu alanda dünya kadar politik yalanlar peş peşe söylenebilir; ben çok açık söylüyorum, tersini düşünen ve kanıtlayabilen varsa lütfen, derhâl benim konuşmamdan sonra söylesin. Bugün Türkiye, bu memleket, on bin yıl evvel dünyada tarımın başladığı bu memleket şu saydığım ürünlerin tamamında net ithalatçıdır: Buğdayda, arpada, mısırda, soyada, çeltikte, pamukta, ayçiçeğinde, başta mercimek olmak üzere bütün baklagil ürünlerinde, süt hariç bütün hayvansal ürünlerde bu memleket net ithalatçıdır. Gerçeği halının altına süpürerek, yokmuş gibi davranarak herhangi bir şeyi çözemeyiz. Türkiye son yirmi iki yıl boyunca tarımsal ham madde dış ticaretinde 48 milyar dolar açık vermiştir; kabaca hesaplarsanız yılda 2 milyar dolar açık veriyormuş gibi görünüyor. Oysa son dönemde, yılda en az 5 milyar, 6 milyar dolar civarında tarımsal ham madde dış ticaretinde açık veriyoruz. Güncel kurla çarparsanız yılda 250 milyar TL'yi üreticimize vermek yerine dışarıya aktarıyoruz.
Peki, nüfus böylesine artarken Türkiye ne yapıyor? Arkadaşlar, yine, son çeyrek yüzyıl içerisinde 3,5 milyon hektar, başka bir deyişle 35 milyon dönüm alanı çiftçi ekmekten vazgeçti, artık ekmiyor. Yirmi yıl evvel bu memlekette Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı 2,7 milyon üretici varken bugün 2,1 milyon üretici var. Peki, bir gün dönüp sormak aklınıza geldi mi: "Ne oluyor size, neden 35 milyon dönüm alanı ekmiyorsunuz? Neden 600 bininiz tarımdan çekildi?" Soramıyorsunuz çünkü gerçeği biliyorsunuz. Bakın, girdi, mazot, gübre, yem ve tohum; son beş yılda yalnızca bunlara yüzde 300'den fazla zam geldi. Petrol fiyatları tarihin en dip seviyesindeyken yalnızca son bir yıl içerisinde mazota yüzde 105 zam geldi; 1 litre mazotun yarısından fazlasının vergi olduğunun altını çizelim. Böyle bir ortamda çiftçi nasıl üretim yapsın? Çiftçinin Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankalarına olan borcunun yüzde 40'ı icralık hâle gelmiş durumda ve siz, bütün bunların saptamasını yapıp çözümünü yapmak yerine "Türkiye, Avrupa'da 1'inci, dünyada 5'inci." gibi sizden başka kimsenin inanmadığı yalanlara sığınarak politika yapmaya çalışıyorsunuz.
Bakın, Et ve Süt Kurumunuz 3,9 dolara ithal ettiği dananın kilosunu 6 dolara üreticiye satıyor ve bunu bir hayvancılık politikası olarak çiftçiye sunabiliyorsunuz. Size rakam vereyim, Türkiye'nin hayvan varlığı nereden nereye gelmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkürler Başkanım.
Birinci söyleyeceğim rakamlar 1980 yılı, ikinci soracağım rakamlar 2025 yılı; kırk beş yılı karşılaştırıyorum. Sığır varlığı 16 milyona 16 milyon yani 42 milyon nüfusunuz artmış, sığır varlığınız aynı. Manda varlığınız 1 milyondan 177 bine düşmüş, her 10 mandadan 8'ini öldürmüşsünüz. Keçi varlığınız 19 milyondan 11 milyona düşmüş, her 2 keçiden 1'ini kaçırmışsınız. "Keçiler ormanlara zarar veriyor." diye keçileri kesmişsiniz ama ormanlara asıl zarar veren iki ayaklı ve kravatlı keçiler ormanları mahvetmeye devam ediyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Koyun varlığınız 49 milyondan 44 milyona düşmüş. Çayır ve mera varlığınız 2000 yılında 17 milyon hektarken bugün 14 milyon hektar olduğunu söylüyorsunuz; 14 milyon hektar çayır ve mera olsun bu memlekette, ziraat mühendisliği diplomamı bugün yırtarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Türkiye'de yılda 28 milyon ton yem üretiliyor, bunun 14 milyon tonunu dışarıdan ithal ediyorsunuz ve GDO'lu yem ithal ediyorsunuz.
Böylece, bu Türkiye'de insanı aç, hayvanı aç, toprağı aç tarım gerçeğinin altını çizelim. Tarımın başladığı bu toprakları dünyada gıda enflasyonunda her zaman ilk 5'e sokmayı başardınız. Hani diyorsunuz ya "Yaparsa AKP yapar." Gerçekten bu kadarını ancak yaparsa AKP yapar.
Şunu söyleyeyim: Tarımın, üreticiliğin ve çiftçiliğin zorluğunu ve gerçekliğini biliyoruz; bununla ilgili planımız, programımız hazırdır. Üreticilerimiz asla tereddüt etmesinler; CHP iktidarında tarım yeniden ayağa kalkacak, çiftçi alın terinin karşılığını bulacaktır.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)