| Konu: | Ekonomiye, Siber Güvenlik Yasası’na ve 31 Mart seçimlerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 15.05.2025 |
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, evet, Türkiye'de yarım saatte, bir saatte gündemin değiştiği günleri yaşıyoruz. Âdeta olağan dışılık memleketin rutini hâline gelmiş.
Siyaset dünyasında böyle bir durum var iken diğer tarafta milyonlarca yurttaş ekonominin, yoksulluğun, açlığın pençesinde inim inim inliyor ve her gün bize "Bizim sorunlarımızı unutmayın." nidaları geliyor. Bazı verileri paylaşayım sizinle. 4 kişilik ailenin açlık sınırı Nisan 2025 tarihi itibarıyla 23.590 TL'ye çıktı; 23.590 TL, 4 kişilik ailenin açlık sınırı. Peki, bu memlekette asgari ücret yani bir yıl boyunca hiç değişmeden devam edecek olan 22.164 TL ilk dört ayda ne kadar eridi, biliyor musunuz? İlk dört ayda 2.953 TL eridi. Yani milyonlarca asgari ücretli, milyonlarca emekli, yalnızca en düşük emekli aylığı alanlar değil, ortalama emekli aylığı alanlar da dâhil olmak üzere 8 milyon emekli açlık sınırının altında yaşıyor. 12 milyon işsiz var ve toplamda 30 milyon yurttaşımız bu memlekette açlık sınırının altında yaşıyor. Ne gam! Sizler Türkiye'de oluşturduğunuz başka gündemlerin içerisinde ekonomiyi unutturmaya çalışıyorsunuz, devam ediyorsunuz.
Rakam veriyorum gene size: 2003'ten bu yana TÜİK'e göre -TÜİK'in neyin kısaltması olduğunu biliyorsunuz, resmî kısaltmadan değil gerçek kısaltmadan bahsediyorum- ortalama fiyatlar 26,3 kat artmış, gıda fiyatları 39,3 kat artmış. Dolayısıyla bütün bu tablo 30 milyon yurttaşımızı açlık sınırının altında âdeta mutfağında çorba kaynatamaz duruma getirmiş.
Peki, zaten bozuk olan bu ekonomide 19 Mart darbesinin sonuçları ne oldu? Gözünüzü kırpmadan 60 milyar doları yaktınız. Yani "Vatandaşın sorunlarını çözmek için mi bu kaynağı kullanalım yoksa Cumhurbaşkanlığı seçiminde bizi yeneceği muhakkak olan Ekrem İmamoğlu'nu hapiste mi tutalım?" sorusuna "Ekrem İmamoğlu hapiste olsun yeter ki vatandaşın sürünmesinde bir sakınca yoktur, rızamız vardır." diye yanıt veriyorsunuz.
Bakın, biraz daha detay vereyim: Ticari kredilerdeki 195 milyar TL'lik takipteki alacak bakiyesi bir haftada 30 milyar TL artarak 225 milyar liraya çıkmış. Bireysel kredilerdeki takip 145 milyar TL'den 162 milyar TL'ye çıkmış. İnsanlar artık bireysel kredi kartlarının asgari tutarını bile ödeyemiyorlar, bireysel kredi kartlarındaki takip inanılmaz ölçüde zıplamış. Siz bunlar olur iken neye kafayı takıyorsunuz? Yaklaşık bir buçuk ay evvel Siber Güvenlik Yasası çıkarttınız, biz bugün o yasayı Anayasa Mahkemesine götürdük. Peki, ne çıkarttınız? Dediniz ki: "Hâkim kararı olmaksızın ben bir eve, bir konuta, bir kamu kurumuna girerim." Ee? "Dijital materyallerin tamamına arama yaparım, kopyalama yaparım, el koyarım." Ne olmaksızın? Hâkim kararı olmaksızın. Arkadaşlar, biz buna hukuk mu diyoruz, biz buna adalet mi diyoruz? Memleketin ordusunun siber odalarına geçmişte böyle girilmemiş miydi? O girenleri "çetecilikle" suçlamıştınız. Şimdi, neyin altyapısını yapıyorsunuz, söyleyeyim size: Siber sızıntı iddiasında bulunan gazeteciye iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüyorsunuz. Yahu, size ihbarda bulunan gazeteci mi suçludur? Bu ihbarı alıp siber sızıntıyı önlemek mi marifettir yoksa gazeteciyi hapse atmak mı marifettir? Bir taraftan "demokratikleşme" diye bağırıyorsunuz, bir taraftan memleketi çağ dışı uygulamalarla hukukun dışına çekiyorsunuz.
Tabii, bir de bunun üzerine bir şey söyleyelim: 2024'ün 31 Martı sizi bir gerçekle karşılaştırdı. Cumhuriyet Halk Partisinin il ve büyükşehir sayısı 21'den 35'e çıktı bu tarihte, sizin il ve büyükşehir sayınız 39'dan 24'e düştü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - AKP'nin il ve büyükşehir sayısı 39'dan 24'e düştü. On yıl evvel Büyükşehir Yasası çıkararak, ölçeği büyüterek kazanamadığınız belediyeleri böyle almaya çalıştınız; aradan on yıl geçti, ölçek meselesi de sizi kurtaramadı. Dolayısıyla büyükşehirleri ve illeri de kaybettiniz. Şimdi çıkmış Recep Tayyip Erdoğan diyor ki: "Buralarda yeni düzenlemeler getireceğiz. Yerel yönetimlerin yetkilerini merkezî hükûmete alacağız." Ben söyleyeyim size, merkezî hükûmete yetki alamazsınız. Bu, yasal olmaz; bu, hukuki olmaz ama diyelim ki sandıkta yenemediğinizi burada el kaldırarak indirerek yenmeye gayret ediyorsunuz. Tarihin çarkları dönmeye, kum saati çalışmaya devam ediyor, kaçınılmaz son geliyor. Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)