GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Engelli bireylerin eğitim, rehabilitasyon, istihdam ve sosyal hayata katılım konusunda erişilebilir bir hayat sürdürmeleri için kapsamlı politikaların geliştirilmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:15.05.2025

CHP GRUBU ADINA KAYIHAN PALA (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biliyorsunuz, ülkemizde engelli yurttaşlarımızın çok önemli sorunları var. Bu sorunları Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz masaya yatırdık geçtiğimiz şubat ayı içerisinde ve bir çalıştay düzenledik. Bu çalıştayda tarafların katılımıyla hem sorunları saptadık hem de bu sorunların çözümüne ilişkin neler yapılabileceğini yayınladık; buradan yararlanılmasını umuyoruz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Okuması olanlar için.

KAYIHAN PALA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, şimdi, birazdan sorun alanlarına değineceğim. En önemli sorunlardan bir tanesi şu, "Ülkemizde ne kadar engelli var, hangi engel grupları var, yaş grupları nedir?" diye güncel bir veri tabanımız yok. Bakın, en son 2011 yılında yapılmış kapsamlı bir araştırma var. Bu araştırmaya baktığımızda, tüm yaş gruplarında engellilik oranı yaklaşık yüzde 7 ancak 50 yaşına geldiğimizde bu oran çok ciddi bir şekilde artıyor, 70 yaş civarında ise neredeyse her 4 kişiden 1'inin engelli olduğu bir toplum dilimi karşımıza çıkıyor. Biliyorsunuz, engellilere, Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilmiş "Türkiye Kart" diye bir söz var. Az önce de bir sürü engelli yurttaşımız bize sordu "Ne oldu Türkiye Kart?" diye. Çünkü ulaştırma söz konusu olduğunda her bir engelli yurttaş ancak o ilde bir ulaşım kartı alabiliyor. Şu ana kadar bu Türkiye Kart da hayata geçirilmiş değil.

Değerli milletvekilleri, aslında, bakarsanız ülkemizde önemli düzenlemeler var. Örneğin, bunlardan bir tanesi, 2009 yılında yayınlanan engellilerin haklarına ilişkin bir milletlerarası sözleşme. Burada, madde 3'te engellilerin ne hakları olabileceğine ilişkin bir düzenleme yapılıyor. Örneğin, madde 25'te de sağlık alanı var. Kısaca söyleyecek olursak, örneğin, Türkiye'nin kabul ettiği bu sözleşmeye göre engellilerin kendi seçimlerini yapma özgürlüklerinin olması gerekiyor. Engellilere karşı herhangi bir ayrımcılık söz konusu olmamalı ve engellilerin topluma tam katılımlarının sağlanabileceği bir düzenin hayata geçirilmesi gerekiyor.

Ayrıca, farklılıklara saygı gösterildiği, fırsat eşitliğinin yaşamın her alanında sağlandığı ve erişilebilirliğin sağlandığı bir düzenleme var. Bakın, 2009 yılında böyle bir düzenlemeyi Adalet ve Kalkınma Partisine ilişkin bir hükûmet hayata geçirmiş olduğu hâlde bu düzenlemeye uyulmuyor. En son örneğini Kocaeli Üniversitesinde yaşadık; atanmış bir rektör, Kocaeli Üniversitesinde fiziksel bir sorunu olan engelli öğrencinin "Tuvalete bile erişemiyoruz." sorusuna "Bağış bulun." diyebildi. Bilmiyorum, siz ne düşünüyorsunuz ama ben, bu sözleri duyduğumda utandım. Bir üniversite rektörü bir öğrenciye nasıl böyle bir yanıt verebilir, üstelik de çok kolay çözülebilecek bir sorun nedeniyle? Ama engelli yurttaşların tek sorunları fiziksel erişilebilirlikle ilişkili değil. Örneğin, toplumsal cinsiyet eşitsizliği söz konusu olduğunda kadınların, erkeklerin çok gerisinde olmasının yanı sıra, ülkemizde, maalesef, engelli kadınların çok daha geride olduğuna ilişkin de elimizde veriler var.

Yine, bu sözleşmeye göre, ülkemizde engelli çocukların gelişim kapasitesine ve kendi kimliklerini koruyabilme haklarına saygı gösterilmesi gerekir; ülkemizde herhâlde bunun varlığından söz etmemiz mümkün değil.

Yine, bu sözleşmede, o zamanki hükûmet, Resmî Gazete'de yayınladığı haklar silsilesinde bakın sağlıkla ilgili ne diyor? Diyor ki: "Parasız veya karşılanabilir bir maliyetle sağlık bakımı." Geçen hafta Bursa'da Engelliler Meclisi üyeleriyle birlikteydim, en fazla yakındıkları konuların başında sağlık hizmetlerine erişim sorunları geliyor. Öyle ki bir yandan sağlık hizmetlerine erişim sorunları var, diğer yandan da kendilerine önerilen tedaviye, ilaca erişim sorunları var. Dolayısıyla yayımlanan bu karara uyulmadığını yaşamın her alanında görmek mümkün. "Kırsal alan dâhil olmak üzere engellilerin sağlık hizmetlerine erişimlerinin sağlanması gerekir." derken, maalesef, kişilerin, bırakın kırsal alanı, kentlerde bile yaşadıkları alanların yakınlarında bir sağlık hizmetine erişmeleri mümkün değil.

Ayrıca, sağlık profesyonellerinin engelliler ile engelli olmayan hastalara aynı kalitede sağlık hizmeti sunması beklenirken ülkemizde yapılan araştırmalar bunun da maalesef söz konusu olmadığını gösteriyor. Ayrıca bu alanda bazı etik düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu da burada söylemem gerekir çünkü bir engelli yurttaşın, eşit bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak insan hakları bağlamında onurlu ve özerkliğini koruyacak şekilde ihtiyaçlarının mutlaka karşılanması gerekir. Sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik bu ihtiyaçlardan karşılanması gereken en temel alanlardır.

Şimdi, ülkemizde ciddi sağlık eşitsizlikleri var, bunu zaman zaman gündeme getiriyoruz; engelli yurttaşların karşı karşıya kaldığı sağlık eşitsizlikleri daha da yüksek. Kişinin engellerinin olması, damgalanması ve maalesef ayrımcılığa uğraması yüzünden, burada, yapısal faktörler var. Ayrıca sağlığın sosyal belirleyicileri açısından sorun var; doğduğu, yetiştiği, büyüdüğü, eğer iş bulabilirse çalıştığı ve yaşadığı koşullar engelliler açısından engelli olmayanlara göre sağlık eşitsizliklerini maalesef daha da büyütüyor.

Bu arada yapılan araştırmalar risk faktörleri açısından da engellilerin zor durumda olduğunu gösteriyor yani tütün, kötü beslenme, alkol tüketimi, fiziksel aktivite eksikliği -ki mecburen- engellilerde daha yüksek olduğu için sağlıkta eşitsizlik bağlamında daha zor durumdalar. Buna ilişkin Sağlık Bakanlığı politikalarının halk sağlığı müdahalelerini engellilere özgü olarak düzenlemesine şiddetle ihtiyaç var.

Yine, sağlık sisteminde yapılan araştırmalar, sağlık çalışanları arasında engellilere ilişkin hizmet sunumuna özgü bir bilgi eksikliğinin olduğunu, bazı olumsuz tutumlar ve ayrımcı uygulamalar olduğunu, erişilemeyen sağlık tesislerinin -maalesef fiziksel erişilebilirlikten söz ediyorum- var olduğunu ve engelliler hakkında bilgi toplama, veri toplama ve analiz eksikliği olduğunu ortaya koyuyor.

Değerli milletvekilleri, az önce size partimizin çalıştay raporundan söz ettim; zaman yettiği müddetçe bu çalıştay raporundaki yalnızca sorun alanlarının başlıklarına değineceğim.

Bakın, tarafların katılımıyla yürütülen bu çalıştayda ilk ve en önemli sorun alanlardan biri -az önce sözünü ettiğimiz- engellilere ilişkin veri eksikliği yani -gerçekten bunu burada birçok kez dile getirdik, meslektaşlarımız dile getirdi- 2011 yılından sonra kapsamlı bir araştırmanın hâlen yapılamıyor olması mümkün değil.

Sağlık hizmetine erişim sorunlarından söz ettim, özellikle nadir hastalıklar nedeniyle engellilik yaşayanlarda bu sorunun daha yüksek olduğunu vurgulamam gerekir. Sosyal erişilebilirlik sorunları var, kültürel ve sanatsal etkinliklere erişilebilirlik sorunları var, teknolojiye ilişkin erişilebilirlik sorunları var. Biliyorsunuz, çok yeni teknolojik araçlar var ama bunlar pahalı ve engelliler görece daha yoksul, daha yoksun bir kesimde oldukları için bu araçlara erişimde sıkıntılar var. Ayrıca, teknoloji okuryazarlığındaki eksikliği de buradan söylemek isterim.

Çalışma hayatına ilişkin ciddi sorunlar var; eksik istihdam söz konusu, çalışma ortam ve koşullarının engellilere özgü düzenlenmemiş olması söz konusu ve burada, son yasal düzenlemede ısrarla dile getirdiğimiz gibi, emeklilik haklarında var olan hakların bile maalesef geriye götürülmüş olması söz konusu. Umuyorum ki en kısa zamanda bunu düzeltme olanağı buluruz.

Bakın, engelliler meclisiyle yaptığımız toplantıda sıralanan, bildik sorunların yanı sıra, en büyük ölçüde karar verme mekanizmalarına katılımlarının sağlanmamasından duydukları rahatsızlık var. Eğer ülkede toplumun yaklaşık yüzde 10'unun engelli olduğundan söz ediyorsak engellilerin bu ülkedeki karar verme mekanizmalarına her düzeyde -yerel düzeyde de merkezî düzeyde de- katılımını mutlaka sağlamamız gerekir.

Engelli kadınların ve kırılgan grupların daha fazla sorunları olduğunu söyledim. Bu arada, engelli bakımı ve yaşlılıkta engelli hâle gelmekle ilgili de ciddi sorunlarımız var. Özellikle tek başına yaşayan yaşlılar, engelli bir duruma geldiklerinde herhangi bir kamusal hizmet alanından yararlanmaları mümkün olmadığı için bu, Türkiye açısından çok önemli bir sorun alanı, üstelik de demografik olarak nüfus giderek yaşlanırken bunun görmezden gelinmesi de söz konusu olmamalı.

Değerli milletvekilleri, bugüne kadar ki Adalet ve Kalkınma Partisinin yaklaşımı, engellilere bakışı, bir tür yardım niteliği içerisinde... Oysa engellilerin yardıma değil, bu ülkenin eşit yurttaşı olmaktan kaynaklanan hak temelli birtakım kavramlara, birtakım erişilebilirliklere ihtiyacı var. Dolayısıyla herkes için adalet, herkes için mutlaka hak, hukuk ve adalet derken engellilerin mutlaka ve mutlaka bu hak kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerekir.

Burada şunu söyleyerek sözlerimi sonlandırayım: Bu ülkede hepimiz farklıyız ama her yurttaşın farklı olduğunu kabul ederek ancak herkesin eşit yurttaş olduğunu benimseyerek hayata bakmak lazım. Bu bağlamda, engellilerle ilgili araştırmaları da önemsiyoruz.

Teşekkür ederim. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)