GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İsrail'le ticarete, bir gazetede Mehmet Şimşek ve politikalarıyla ilgili çıkan habere, Millî Piyangoya, Genel Kurul gündemine ve infaz yasasına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:27.05.2025

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.

Türkiye Cumhuriyeti maalesef 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze'ye İsrail'in başlattığı insanlık dışı saldırıya rağmen İsrail'le ticaretine devam etmiş ve bütün uyarılara rağmen ticaretinde bir indirime, eksiltmeye gitmemiştir ve yakalanmışlığın paniğiyle önce reddetmiş "İsrail'le ticareti durdurduk." demiş ama deliller ortaya çıktıkça, kaçamayacakları bir yere geldikçe de 2 Mayısta ticareti tamamen durdurduklarını söylemiş ama öncesinde ticaret yaptıklarını itiraf etmek zorunda kalmışlardı.

Şimdi, Katar'a ait bir gazete olan Al Jazeerade bir liste yayınlandı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin İsrail'le en çok ticaret yapan ülkeler arasında 5'inci sırada olduğu, İsrail'e ihracat yaptığı ortaya çıkınca dezenformasyon kurumu bir belge yayınladı, bir bildiri yayınladı ve bunda da dezenformasyon kurumu açıkça yeni yalanlar söylemeye devam etti. Birinci yalan, daha önce ifade ettiğimiz, İsrail'le 2 Mayısa kadar yüzde 30 ticaret yapıldığını kabul ediyor ama o sırada ne Cumhurbaşkanı ne Ticaret Bakanı ticaret yapıldığını kabul etmiyordu, hatta "Ticaret yapıyorsunuz." diyen bizleri de yanlış söylemekle, yalan söylemekle, iftiracılıkla suçluyorlardı ama sonrasında, ikinci yalanı "2 Mayıstan sonra artık ihracat yapılmıyor, bu sıfırdır." diyor ama 2024 yılı rakamını veriyor Filistin'e ihracatı, o da 797 milyon dolar. Yani "Biz İsrail'le ticaret yapmıyoruz ama Filistin'e 797 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz." demiş oluyor. Oysa Filistin'e daha önce yapılan ihracat rakamlarına baktığınızda, 2023'te 121 milyon dolarlık ihracat yapıldığını görüyorsunuz. Filistin'e 2023'te 121 milyon dolarlık ihracat yapan Türkiye Cumhuriyeti, resmî rakamlara göre 797 milyon dolarlık ihracat yapmış 2024'te. Bu, şu demektir: Filistin üzerinden İsrail'e ihracat yapmak demektir. Filistin'e gönderiyormuş gibi yapıp çelik malzemelerini, çimentoyu, dikenli teli, savaş malzemelerini İsrail'e gönderen Türkiye Cumhuriyeti'dir, buna izin veren Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bir kez daha buradan uyarıyoruz: İsrail'e, bu katillere böylesine ticaret yaparak destek olmaktan vazgeçsinler ve Gazze'yle gerçekten dayanışacaklarsa, Filistin mücadelesine gerçekten destek vereceklerse öncelikle İsrail jetlerine konulan petrolün akışını durdursunlar, Azeri petrolünün akışını durdursunlar Yumurtalık'tan, sonra da bu 797 milyon dolarlık ihracatı durdursunlar, sadece Filistin'e insani yardım göndersinler. Rahmetli Erbakan Hoca olsaydı -Sayın Başkan da çok iyi bilir- "Sizi gidi siyonistler sizi!" derdi diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, Maliye Bakanımız birçok açıdan tartışma altında. Yeni Şafak gazetesi yani "AKP'nin Pravda'sı" diyebileceğimiz gazete de artık açıktan hedef alıyor Mehmet Şimşek'i ve politikalarını. Kendisi hepimizin bildiği bir resimle yakalanmıştı. Bu resimde Abdurrahman Reşitoğlu var, bunlar Karayollarının anormal yağlı ballı ihalelerini alan kişiler ailece.

Bir de Gürkan Dölekli var bu resimde. Bu Gürkan Dölekli de yine, Bakana çok yakın. Gürkan Dölekli'nin de birçok yerde birçok işi aldığını biliyoruz, aynı zamanda belediyelerden de ihaleler aldığını biliyoruz ama bir şey daha var: Birisi yağlı ballı ihale alacak ve o işin içerisinde Fahrettin Koca olmayacak; mümkün değil, mümkün değil sayın milletvekilleri. Pandemi döneminde, pandemi, Covid-19 virüsü halkın, dünyanın üzerine çökerken aynı zamanda bazıları da testler üzerinden insanların cüzdanına çöktüler, cüzdanına çöktüler ve yağlı ballı ihalelerle milyar dolarlar kazandılar. Yine, bu Gürkan Dölekli'nin sahibi olduğu TRG enternasyonal hastaneleri ve Şafak Grubu hastaneleri, bu ikisini de yenidoğan çetesinden de anımsayacaksınız, Sağlık Bakanlarının sırtlarını sıvazladığı için, destek olduğu için, yeterli denetim yapılmadığı için bebekleri öldürmek pahasına milyon dolarlar kazanmışlardı bu katiller ve hastaneleri kapatılmıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Emir, buyurun.

MURAT EMİR (Ankara) - Pandemide de bunlara havaalanlarındaki testleri yapma hakkı verilmişti, bu ihale bunlara verildi. Yine yağlı ballı bir ihale, yine 21 ve yine usulsüz ve o sırada da havaalanından yurt dışına gideceklere veya Türkiye'ye gireceklere fahiş fiyatlarla mecburen testler yapıldı ve bu kişilerin cebine milyonlarca dolar konulmuş oldu. Bu da tabii, bizim açımızdan bugünden de anımsanması gereken bir yolsuzluk.

Sayın Başkan, maalesef, Hükûmetin uygulamalarıyla kumar günlük hayatın içerisine sokuldu, herkesin cebinde âdeta bir kumarhane var.

Bakınız, Spor Toto 2019'da özelleştirildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen.

MURAT EMİR (Ankara) - Tüpçülükten iş adamlığına, oradan medya patronluğuna, oradan, işte, İddaa, Spor Toto vesaire sahipliğine kadar gelen bir grup, aynı zamanda Millî Piyango sitesinde de ruhsatsız birçok siteyi işletiyor. Bu sitelere, Sayın Başkan, Meclisten dahi girmek yasak, Millî Piyangoya. Niye? Çünkü burada kumar oynatılıyor ve ruhsatsız kumar oynatılıyor. Kimin bu? Millî Piyango devletin değil miydi? Millî Piyango şimdi Demirörenlerin değil mi? Böyle bir hukuksuzluk Türkiye'de nasıl yapılabilir? Buna iktidar göz yummasa bunun yapılabilme olanağı var mı?

Şimdi, "Papara" isimli bir şirketi kapatmışlar -gözaltına almışlar- TMSF üzerinden kayyum atamışlar ama Türkiye'yi bir kumarhaneye çevirdiler. Bunun üzerinden rant kazanılıyor, siyasi iktidar da bu işin tam içerisinde ve özellikle de burada ruhsatsız sitelerin böylesine çalıştırılıyor olması da son derece çarpıcı ve iktidarın boğazına kadar kumar işine saplandığının açık bir göstergesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son kez açıyorum.

Buyurun.

MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Yine, Erbakan Hocanın deyimiyle, Mehmet Şimşek'i tanısaydı, bilseydi "Sizi gidi faizciler, sizi!" derdi; şimdi, bunlara da "Sizi gidi kumarbazlar, sizi!" derdi herhâlde diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, son bir konu... Bir infaz yasası söylentisi var, çalışması var, büyük bir beklenti oluştu, cezaevleri tıka basa dolu ve bu beklentiyi Meclisin karşılaması gerekiyor. Oysa önümüze 2 torba yasa getiriyorlar, 2 torba yasada 62 madde var; bunların yetişme olanağı yok. Şimdiden uyarıyoruz iktidar partisini: Bunları çekin; gelin, ciddi bir şekilde Türkiye'de yaraya merhem olacak, gerçekten cezaevlerindeki sorunu çözecek, adaleti sağlayacak ama toplumsal kesimleri kavga ettirmeyecek, tüm toplumsal kesimleri bu sürece katacak, toplumsal mutabakatı, uzlaşıyı sağlayacak derli toplu bir infaz yasasını geçirelim; bayramdan önce bu halka, bu millete bir hediye verelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - 11 yeni cezaevi yapıyorlar.

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - 1 tanesi de Çorum'da.

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, toparlıyorum.

BAŞKAN - Bir dakika ilave süre verdim.

Buyurun.

MURAT EMİR (Ankara) - Ama bunun yerine, yapıyormuş gibi görünüp, muhalefeti suçlamak için "mış" gibi yapıp burada Meclisi torba yasalarla oyalarlarsa herkesin eli yakalarında olur; özellikle infaz kanununu bekleyen mahpusların da elleri bunların yakasında olacak.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)