Konu: | YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 91 |
Tarih: | 27.05.2025 |
YENİ YOL PARTİSİ GRUBU ADINA ELİF ESEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri YENİ YOL Grubumuz ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.
Malumunuz, Sayın Cumhurbaşkanı bu seneyi "Aile Yılı" olarak ilan etmişti, geçtiğimiz günlerde 2026-2035 yılları arasını da "Aile ve Nüfus On Yılı" olarak ilan ettiler. Benim sizlere yıllara isim vermekle sorunu çözmenin mümkün olmayacağını söylememe gerek yok sanırım. Eminim, altını doldurmak için yüzlerce plan, program, hedef, eylem planı yazılmaya başlanmıştır bile. Umarım, ailelere nefes aldıracak çözümlerle aile yapımız güçlenir ancak şimdiye kadarki deneyimlerimiz bize iktidarla ilgili neyi söylüyor? Süslü isimler, süslü söylemler, eylem planları, vaatler, süslü binalar... Peki, sonuç? Vatandaşı açlık sınırı altında maaşlarla geçinen, çiftçisi ekmekten vazgeçen, emeklisi çalışmak, genci kaçmak zorunda kalan, sanayinin çarklarının dönmekte zorlandığı, işsizliğin arttığı, sosyal hizmetten çok sosyal yardımlara muhtaç hatta bağımlı hâle gelen bir Türkiye; genellikle yarı yolda kalan projeler, devede kulak misali kısıtlı kalan, sonucu kısır, vatandaşa ulaşmayan cimri işler. Ülkedeki ekonomik kara dehlizleri aydınlatmadan, sistemi bakanlıklar arası iş birliği, eş güdüm içinde çalıştırmadan aileyi ayağa kaldırmak, yüzünü güldürmek mümkün değil; bunu hepimiz bal gibi biliyoruz. Dönüp bu ülkenin hikâyesine bakmak gerekiyor zira bazen ülkenin hikâyesi birkaç rakamın ötesinde gizlidir.
2024 yılında bu ülkede doğan bebek sayısı 937 bin; bir zamanlar -yakın bir zaman- 1 milyon 350 bin bebek doğan bir Türkiye'den hızla bugünlere bir düşüş, veriler bize artık neredeyse 400 bin daha az çocuk dünyaya geldiğini gösteriyor. Bu ne demek değerli vekiller? Çocuk yapamıyor aileler, yapmıyor demek. TÜİK'in 2024 yılı verilerine göre ise ortalama hane halkı büyüklüğü 3,11 kişiye kadar gerilemiş, bir aile 3 kişiden oluşuyor. Geniş ailelerin oranı yüzde 13,3'e gerilerken çekirdek ailelerinin oranı ise yüzde 63,5'a düşmüş. Öte yandan, tek ebeveynli ailelerin oranı ise -bakın, tek bir anne ya da tek bir baba çocuklarla ilgileniyor- her 10 aileden 1'i; yaşlı bulunan hanelerin sayısı ise her 4 haneden 1'i. Türkiye'de toplam yaşlı nüfus yaklaşık 10 milyona gelmiş; 9 milyon 112 bin. Bunlar sadece öylesine sayılar değil sayın vekiller; bu sayılar, gençlerin umutsuzluğunu, ayakları üstünde durup hayat kuramadığını, aile olamadığını, kurduğunu da sürdüremediğini gösteriyor. Bu sayılar, evlensin diye göstermelik fon verilen genç insanların o evliliği sürdürecek kaynaklara ulaşamıyor olmasını ifade ediyor. Gençler evlenemiyor, evlenenler geçinemiyor, geçinenler çocuk yapmaya cesaret edemiyor. 3 çocuk idealinden bahsedilirken gençlerin 1 çocuğu nasıl doyuracağından bihaber yönetenler ne yazık ki. Okullarda sosyal yardımla geçinen ailelerin çocuklarına bir öğün dahi öğle yemeği yok. Çocuklar açlıktan bayılıyor, derin yoksulluğun esir aldığı evlerde kadınlar bebeklerine şekerli su içiriyor ve biz bir araştırma komisyonumuz bile olmadan aile yılları ilan ediyoruz. Bu kabul edilemez; olmaz, olamaz. Tehlike çanları çalıyor. İsim vermek yeterli değil; güç birliğiyle aile yapımızı ayağa kaldırmalı, samimi çözümler ve bakanlıklar arası eş güdümlü, denetlenebilir mekanizmalarla toplumun temel taşı aile kurumunu hep birlikte desteklemeli, iyileştirmeliyiz. Onun için de bu komisyon mutlaka kurulmalı. Biz diyoruz ki: Gelin, bu işi tüm partilerin temsilcileriyle bir araştırma komisyonuna dökelim ve aile konusunu masaya yatıralım artık çünkü toplum değişiyor ama mesele sadece kuşak farkı, sosyal medya ya da kültürel dönüşüm değil; asıl mesele ekonomik güvencesizlik, asıl mesele zenginin yoksulun hâlinden anlamadığı bir düzen. Bugün gençler "Geçinemiyoruz." diyor ama iktidardan gelen ses "Olmuyorsa gidin." oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Esen.
Buyurun.
ELİF ESEN (Devamla) - TÜİK verilerine göre ortalama ilk evlenme yaşı da yükselmiş, gençler "Ev kurmak lüks oldu artık." diyorlar ama yönetenler hâlâ aileyi yalnızca kutsal bir kavram olarak anıyor, koruyacak politikaları ne yazık ki üretemiyorlar. Peki, durum ne? Tek kişilik haneler artıyor, ülke nüfusu hızla yaşlanıyor, yaşlanan insan sayısı çoğalıyor ve çalışmak zorunda kalıyor, tek ebeveynli aile oranları artıyor.
Biz, bugün Türkiye'de aile yapısının geçirdiği sosyolojik, kültürel ve ekonomik dönüşümün tüm boyutlarıyla araştırılmasını, nedenlerinin anlaşılmasını ve çözüm yollarının samimi bir şekilde geliştirilmesini talep ediyoruz YENİ YOL Grubu olarak. Bu ülkenin yarınını, aileleri, kendi ailesini düşünen herkesin bu önergeye destek vermesini de bekliyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)