Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 91 |
Tarih: | 27.05.2025 |
CHP GRUBU ADINA CUMHUR UZUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izlemekte olan saygıdeğer yurttaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz demokrasisinde ne yazık ki darbe döneminde dahi görülmeyen hukuksuzluklar yaşanıyor. Anayasa'mızla güvence altına alınmış bulunan temel haklar âdeta görmezden geliniyor, kişiler bu haklarından yoksun bırakılarak var olan Anayasa hükümleri yok sayılıyor. Çağrıldıklarında derhâl ifade vermeye gidebilecek durumda olan belediye başkanlarımız Anayasa'mızın "Kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan muameleye tabi tutulamaz." hükmüne rağmen evlerine yapılan şafak operasyonlarıyla ailesinin, çocuklarının yanından gözaltına alınıyor, çağrılan televizyonlar ve basın eliyle ibretlik senaryo yazılıp uygulanıyor. Haberleşme hürriyeti sınırlanıyor, sosyal medya hesaplarına kısıtlılık getiriliyor, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ortadan kaldırılıyor, âdeta düşüncenin önüne set çekiliyor, basın susturulmak, susmayanlar hapsedilmek isteniyor. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımızı kullanabilmek için iktidarca kurulan barikatları devirip geçmek zorunda kalıyoruz. "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz." şeklindeki masumiyet karinesi "Sen suçlusun, suçsuzluğunu hadi ispat et bakalım." denilerek âdeta mahkûmiyet karinesine dönüştürülmüş durumda. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve partimizin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasın diye iktidar elinden geleni ardına koymaksızın yapıyor. Önce otuz bir yıllık diplomasi hileyle elinden alınıyor, sonrasında uydurma bir dosya ve gizli tanık yalanlarıyla Silivri Cezaevine gönderiliyor. Bu yetmemiş olacak ki kendisine âdeta düşman hukuku uygulanarak X hesabına erişim engeli getiriliyor, ziyaretçileri yasaklanıyor, afişleri, fotoğrafları ve sesi dahi yasaklanıyor.
Değerli arkadaşlar, alınan bu kararlar iktidarın Sayın İmamoğlu'ndan ne kadar korktuğunun kanıtı, soruşturmanın içinin ne denli boş olduğunun ispatı, yargı eliyle yapılan siyasi müdahalelerin tescili niteliğindedir. Ne yazık ki son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve diğer tutsak belediye başkanlarımıza ait afiş ve pankartların toplatılmasına dair alınan kararın polis zoruyla uygulanmaya başladığı da görülmektedir. Peki, bu kararı alan kimdir? Başsavcılık yani iddia makamı. Peki, buna yetkisi var mıdır? Tabii ki yok. Değerli arkadaşlar, görünen o ki İstanbul Başsavcılığı kendisini mahkeme yerine koyarak kararlar alıyor ve alınan bu hukuksuz kararlar hukuksuz emre dönüştürülüyor, bu hukuksuz emirler ısrarla ve sıkı bir şekilde de uygulanıyor. Hesap sorulamayacağı düşünülüyor olacak ki hiçbirinizin de buna ses çıkardığını bugüne kadar görmedik. Gerçi, sizin Zekeriya Öz'e de sesiniz çıkmamıştı, siz Ergenekonda da Balyozda da sessiz kalmıştınız, hatta, bu davaların savcılıklarına soyunmuştunuz. Peki, ne olmuştu? Lideriniz "Kandırıldık." demişti, Grup Başkan Vekiliniz ise bu davalarda kumpas olduğunu açıkça itiraf etmek zorunda kalmıştı.
Değerli arkadaşlar, Anayasa'mız "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz." demektedir; hâl böyleyken, belediye başkanlığı sıfatları hâlen devam etmekte olan, haklarında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmayan başkanlarımızın her türlü tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri yasaklanmakta ve görselleri toplatılmak suretiyle çalışmaları engellenmek, kendileri susturulmak istenmektedir. Ama ne yaparsanız yapın, biz susmayacağız, doğruları söylemeye, yarınları aydınlatmaya devam edeceğiz; hukuksuzlukları hukukla aşacağız; adayımızı yanımıza, sandığı önümüze alacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, buyurun.
CUMHUR UZUN (Devamla) - Er ya da geç, yapılacak ilk seçimlerde Sayın Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapacak, Sayın Erdoğan'ı da emekli edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)