Konu: | (2/2016) esas numaralı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda ve Özel Eğitim Kurumları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/105) münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 91 |
Tarih: | 27.05.2025 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın milletvekilleri, lütfen beni dikkatle dinleyiniz ve bu çok hayati yasa teklifime "evet" oyu veriniz.
Bakın, çoğunlukla KHK'li insanların bir şekilde üstüne ceza da alınca diplomaları iptal ediliyor, "Hayat boyu öğretmenlik yapamazsın, hayat boyu doktorluk yapamazsın." deniliyor. Ben hekimim, yirmi iki yılımı verdim ihtisas dâhil. Bakın, ben de KHK'yle ihraç edilmiştim, üstüne ceza almıştım ve hekimliğim de gidiyordu; hapse de girmiştim, bu Meclisten çıkarılmıştım, biliyorsunuz. Daha sonra, Yargıtayın onadığı bu karara Anayasa Mahkemesi "Dur!" dedi, geri geldim, hem hekimliğimi hem vekilliğimi geri aldım fakat benim kadar talihli olmayan binlerce öğretmen ve hekim var.
1928 tarihli bir madde var doktorlarla ilgili, işte "Falanca suçlardan hüküm yemişsen senin diploman iptal." diye. Böyle bir şey olabilir mi? Özel hayata saygı gereği, anayasal madde gereği böyle bir şey olmaması gerekiyor.
Şimdi, arkadaşlar, bakın, Sayın Erdoğan'a zamanında "Sen muhtar bile olamazsın." denilmişti ama o kesin yargı kararı bir şekilde iptal edilip şimdi Cumhurbaşkanı oldu. Demek ki yargı kararlarına her zaman da o kadar itibar edip bir insanın diplomasını bitirmemeli; bir.
Ekrem İmamoğlu şu anda kesin bir ceza bile almamış. İddianamelerde ne yazıyor? "Suç örgütü lideri." Ya, adamın kesin bir cezası bile yok. İşte, Türkiye'de yargı böyleyken insanlar bir ceza alıyor "Senin öğretmenliğini, hekimliğini bitirdim kardeşim." deniliyor. İşte, bu yasa 1928 tarihli çok eski bir yasa ve bu yasanın iptal edilmesi yönünde bir yasa teklifi verdim. Yasa teklifim çok insani ve anayasal ilkelere uygun bir yasa teklifi.
Şimdi, arkadaşlar, bakın, KHK burada büyük bir sorun. Şimdi, insanların binlercesi KHK'yle ihraç edildi; kimine denildi ki "Senin Bank Asyada hesabın var, bir derneğe üye olmuşsun, sen teröristsin; ihraç ettik." Öbürü de "Sen barış istemişsin, Kürt meselesinde barış istemişsin, sen de teröristsin." diye atıldı ve üstüne cezalar verildi bu insanlara ve öylesine bir yere geldik ki tüm sosyal hakları iptal edildi, özel bir yerde çalışmaları bile engellendi, sosyal yardım almaları engellendi, pasaportları iptal edildi; inanılmaz işler yapıldı.
Bakın, size bir örnek: Bütün bunlardan sonra o 300 bine yakın KHK'li ne yaptı? Sevgi Balcı, bir hemşire, KHK'yle ihraç edildikten sonra -3 çocuğu vardı, biri sekiz buçuk aylık bir bebek- bu kadar dışlanmadan sonra depresyona girdi, evde kendisini astı arkadaşlar. O kadar yoğun bir baskı vardı ki, bakın, KHK'liler işten atıldıktan sonra bir de cezaevine giriyordu. Şu çocuk, Ahmet Burhan Ataç, babası cezaevindeydi, "Baba, baba, baba..." diyerek hayatını kaybetti. Şu çocuk, Yusuf Kerim Sayın, annesi cezaevindeydi, KHK mağduruydu, bu çocuk da "Anne, anne anne..." diyerek hayatını kaybetti. KHK'yle ihraç ettikleri kalmadı, çocuklarına da bulaştılar. Şu çocuk kim biliyor musunuz? Bir KHK'li çocuğu, genç, Nahit Emre Güney, ailesinin uğradığı mağduriyetlerden dolayı Galata Kulesi'nden kendisini attı, intihar etti. Pasaportları iptal etmişlerdi. İnsanlar "Eğer bizi bu ülkede yaşatmıyorsanız, bırakın, Ege'den, Meriç'ten gidelim." dediler. Bir aile, bakın, Hatice Akçabay ve 3 çocuğu Meriç'ten geçerken boğuldular arkadaşlar. Anne, oğlu Bekir Akçabay'a sımsıkı sarılmışken bulundu Meriç'in sularında, diğer çocuklarsa bulunamadı. En az 14 bebek ve çocuk Ege, Meriç sularında kaldı. Bakın, Aslan Durman, bu da EĞİTİM SEN'li bir KHK'li öğretmen. Ona hiçbir iş verilmiyordu, öğretmenlik yapamıyordu, gitti, bir inşaatta çalışırken, bilmediği bir işte çalışırken hayatını kaybetti arkadaşlar.
Şimdi, bakın, öğretmenler... Şimdi, düşünün, KPSS sınavına girmişsiniz, yüksek bir puan almışsınız, mülakata girmişsiniz, torpiliniz yok, girememişsiniz. Gidiyorsunuz bir özel okula, öğretmenlik yapmışsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Sonra o okul KHK'yle kapatılmış. Sonra ne denildi biliyor musunuz o öğretmenlere? "Senin okulun KHK'yle kapatılmış, senin diplomanı iptal ettim, çalışma iznin yok." 20 bin öğretmenin diploması iptal edildi. Suçu günahı ne bu öğretmenin? Veyahut da kamudan ihraç edilen öğretmenler özel okulda bile diplomasını çalıştırmıyorlar, öğretmenliğini yapamıyor. Şunu biliyor musunuz? O özel okullarda servis şoförü bile olamıyor o öğretmenler. Geçtiğimiz günlerde bu vakaları yayınladık. Millî Eğitim Müdürü yazmış, "Ona servis şoförlüğü bile yaptırma." demiş arkadaşlar. Yani, hani sizin şu Isparta Vekiliniz vardı, Osman Zabun, 2016 yılında "O KHK'lilere ağaç kökü yedireceğiz, ağaç kökü yedireceğiz." demişti. Utansın, gelsin bakalım, burada hesap versin, şu bebeklerin hesabını versin! Vicdanı varsa şu bebeklerin hesabını versin! İnsanları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Lütfen, bir dakika istirham ediyorum Sayın Numan Kurtulmuş, bir dakika lütfen, çok önemli.
BAŞKAN - Toparlayın, buyurun.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bakın, şimdi, Türkiye'de hangi yasada adalet var arkadaşlar? İnsanı işinden atmışsın, bomboş gerekçelerle terörist ilan edip, özgürlüğünü alıp hapislere atmışsın, çoluk çocuğunu depresyonlara sokmuşsun, karı-koca cezaevine atmışsın, çoluk çocuk perişan durumda, intihar ediyor insanlar, binlercesi intihar ediyor, kanser hastalığına yakalanıyor ve daha neler neler yaşıyor bu insanlar ve şu anda da diyorsun ki: "Senin diplomanı da iptal edeceğim." Lütfen, bakın, tarih önünde bir sınava tabi tutuluyorsunuz. Bu bir tasfiyedir, bu bir siyasi soykırımdır aslında. O bebeklerin vebalinin altından kalkmanız için bu yasa teklifine "evet" oyu vermeniz gerekiyor. Türkiye artık bu skandaldan kurtulmalı, dokuz yıl geçti, bu ülkede bu büyük cinayetler işlendi ve artık KHK'liler mağdur edilmesin diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Sonuçta şunu bilsinler ki: KHK'ler gidecek, biz kalacağız; KHK'ler gidecek, hukuk gelecek! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)