Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 91 |
Tarih: | 27.05.2025 |
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 210 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa referandumu sonrasında yönetim sistemimizde gerçekleştirilen köklü değişiklikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçmiştir. Sistem değişikliği sonucu hukuki karşılığı kalmayan "Başbakanlık" "Bakanlar Kurulu" "kanun tasarısı" "tüzük" gibi kavramların mevzuatımızdan, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmesi öngörülen konuların da kanun ve kanun hükmünde kararname metinlerinden çıkarılması gerekli hâle gelmiş, uyum kapsamında bu yönde birçok düzenleme de hayata geçirilmiştir. 7142 sayılı Yetki Kanunu sistem değişikliğinin hukuki çerçevesinin oluşturulmasında önemli bir geçiş düzenlemesi işlevi görmüş, Meclisten alınan bu yetkiyle özellikle kamu kurumlarının teşkilat yapılarında değişiklikler yapılmış, görev, yetki ve sorumluluklar yeniden belirlenmiş, personele ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Yetki kanununa göre çıkarılan en kapsamlı düzenlemelerden biri de 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname olmuştur. Kararnameyle bakanlıklar, bağlı ve ilgili kuruluşlar ve diğer kurumların yeni sisteme uygun olarak teşkilatlanması temin edilmiştir. Ancak 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle getirilen bazı hükümler yalnızca kanunla düzenlenmesi gereken hususları içerdiği ya da bunların dayanağını oluşturan yetki kanununun kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. İptal kararlarının çoğu 4 Haziran tarihinde yürürlüğe girecek olup görüştüğümüz kanun teklifi Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarından doğan boşluğun süresi içinde doldurulmasını hedefleyen teknik bir düzenleme, aynı zamanda da Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine tam uyumun sağlanması açısından hukuk zemininin sağlamlaştırılmasına katkı sunacak hususlardan oluşmaktadır.
Kanun teklifi, Diyanet İşleri Başkanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Rekabet Kurumu ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun teşkilat yapısı, görev ve yetkileri, personelin özlük işleri ile mali ve sosyal haklarını yürüttükleri iş ve işlemlere dair hususları içeren 30 maddeden oluşmaktadır.
Teklifin 9 maddesi Diyanet İşleri Başkanlığı, 13 maddesi ise enerji sektörüyle ilgilidir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesine bağlı olarak yapılan değişikliklerle Diyanet İşleri Başkanlığı ve sunduğu dinî hizmetlerin sistematik ve profesyonel bir çerçevede yeniden şekillendirilerek hem halkın dinî ihtiyaçlarının daha etkin şekilde karşılanması hem de Başkanlıktan beklenen hizmetlerin kalitesinin artırılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda teklifle Din İşleri Yüksek Kurulu, Mushafları İnceleme Kurulu ve Kıraat Kurulu tarafından İslam dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı olduğu tespit edilen Kur'an-ı Kerim'in meallerinin, mushafların, internet ortamında yapılan dinî yayınlar da dâhil incelenmesine, gerektiğinde toplatılmasına ve imha edilmesine ilişkin yetkiler açıkça belirlenmektedir. Düzenlemeyle hem basılı hem dijital ortamda dinî içeriklerin denetim altında tutularak halkın yanlış yönlendirilmesinin önüne geçilmesi öngörülmektedir.
Bir diğer maddeyle, Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet birimlerinin görevlerine ilişkin düzenleme yapılarak öğrenci yurtları, sağlık kuruluşları, ceza infaz kurumları gibi çeşitli birimlerde manevi danışmanlık ve din hizmetlerinin sunulması, toplumu din konusunda aydınlatma amacıyla gerçek ve elektronik ortamda basılı, sesli ve görüntülü eserler hazırlanması yönünde düzenlemeler yapılmaktadır.
Ayrıca, 633 sayılı Kanun'da, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesine uygun olarak hac ve umre işlemlerinin her yılın sonunda Başkanlık ve Cumhurbaşkanlığı tarafından denetlenmesine, Başkanlık müşaviri, Başkanlık müftüsü ve Başkanlık vaizi ünvanındaki personelin Başkanın uygun göreceği merkez veya taşra teşkilatına ait birimlerde çalıştırılabilmesine, Din İşleri Yüksek Kurulu inceleme gelirlerinin döner sermaye gelirleri arasından çıkarılmasına, Başkanlığın yurt dışı teşkilatının oluşumu ve yurt dışı mahallînde sözleşmeli statüde istihdam edilen personele yapılacak ödemeye, dinî kültür, tecrübe ve ihtisaslarıyla tanınmış kişilerden Din İşleri Yüksek Kurulu çalışmalarında hizmet alınmasına ve Başkanlıkça yapılan sınavlarda komisyon üyesi veya sınav görevlisi olarak görevlendirilen personele ödenecek sınav ücretine ilişkin düzenlemeler de teklifte öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, yaşadığımız birçok sorunun temelinde yer alan ahlaki kirlilik ve yozlaşmanın toplumsal alanda yaygınlık kazanması kuşkusuz ki Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunu daha da artırmaktadır. "Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." buyuran iki cihan serveri Sevgili Peygamber'imizin ümmeti olan bizler, bir ahlak iddiasını, irfan çağrısını ve medeniyet duruşunu dile getirerek yüzyıllar boyunca hüküm süren bir ecdadın da ahfadıyız. Bu nedenle, normatif düzenlemelerle birlikte bu manevi mirasa sahip çıkmak hepimizin sorumluluğundadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak beşerî ilişkilerde sevgi, hoşgörü ve adaleti tesis etmeyi hedef alan bir ahlak anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışın, bütün kurum ve kurallarıyla toplumun her kesiminde hâkim kılınması için yozlaşma eğiliminin önüne geçecek ilke ve standartların hayata geçirilmesini önceliyoruz. Sapkın akımlara karşı çocuklarımızı korumak ve radikal grupların gençlerimizi terör örgütlerine yönlendirmesinin önüne geçmek için Anadolu irfanını öne çıkaran bir din öğretimi ve anlatımının benimsenmesini, bilgi ve aklın ışığında İslam'ın genç kuşaklara öğretilmesini gerekli görüyoruz. Bu kapsamda Türklüğün ve İslam'ın millî ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Mevlâna, Yunus Emre ve Hacı Bayram Veli gibi şahsiyetlerin felsefesinin öğretilmesini önemsiyoruz. Feragat ve fedakârlık duygularının, ahlak ve adalet anlayışının, devlet malına sahip çıkmanın, kamu menfaatlerini şahsi menfaatin önünde tutmanın bir kültür ve bilinç olarak yerleştirilmesine, eğitim sistemiyle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının önemli katkı verebileceğine inanıyoruz. Bu cümleden olarak, Başkanlığın anılan görevleriyle ilgili farkındalığı artırmasının ve toplumsal bilinçlendirmeyi etkinlikle yapmasının hayati önemde bir konu olduğunu ve kanun teklifinin bu amaca hizmet edeceğini ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin düzenleme yaptığı ikinci alan enerjidir. Bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün yetki, işleyiş ve muafiyetleri konusunda Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi doğrultusunda değişiklikler öngörülmektedir.
2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun Muafiyetleri ve Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun'da yapılan değişikliklerle Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun kanun kapsamındaki mevcut hâliyle muafiyetlerden yararlanmaya devam etmesi ve stratejik önemi haiz enerji, nükleer ve maden teknolojileri alanlarında ülkemizin ihtiyaç duyduğu araştırma, inovasyon ve teknoloji geliştirme çalışmalarını yaparak bunları üretmesi ve ticari değere dönüştürebilmesi öngörülmektedir.
Bunun yanı sıra teklifle, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi doğrultusunda kamusal görev ve faaliyetleri icra eden, kamu tüzel kişiliğini haiz bir kamu idaresi olarak yapılandırılan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü varlıklarının hukuki statüsü düzenlenmekte, bu kapsamda mevcut vergi muafiyetlerinden yararlanmaya devam etmesi öngörülmekte, tebligat usulü ile idari para cezaları rejimi tanzim edilmektedir.
Ayrıca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yüksek teknoloji alanında dünyada yaşanan gelişmeleri takip etmek ve bu amaçla nitelikli insan kaynağı oluşturabilmek için 1416 sayılı Kanun kapsamında yurt dışına bursiyer göndermesi, eğitimini tamamlayarak göreve başlayanların ise kariyer meslek kadrolarına atanmaları, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkan ve üyeliğine atanma şartları ile elektrik sektöründe teknik hizmetlerde yetkilendirme, görevlendirme ve bedel belirleme usulleri yeniden düzenlenmektedir.
Enerji, ülkemizin ekonomik büyümesinde ve kalkınmasında kritik rol oynayan stratejik bir alandır. Bu alandaki yatırımlar sadece enerji arz güvenliğimizi sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda ülkemizi enerjide bağımsız bir konuma taşıma hedefine de hizmet etmektedir. Partimizin millî enerji politikası dışa bağımlılığı en aza indirirken enerji tedariki ve güvenliğinin sağlanmasını, enerjide verimliliğin ve millî kaynakların payının artırılmasını, hem üretim hem de tüketim aşamasında enerjinin çevre ve insan dostu olmasını öngörmektedir. İftiharla söylenebilir ki son yıllarda ülkemizde yerli kaynaklara dayalı enerji üretimini artırmaya yönelik önemli projeler hayata geçirilmiştir. Enerji arz kaynaklarını hızla çeşitlendirerek üretici ve tüketici bölgeler arasındaki jeostratejik konumu nedeniyle sektörde bölgesel düzeyde önemli bir aktör hâline gelen Türkiye, Karadeniz'deki doğal gaz keşfiyle, nükleer, hidroelektrik, güneş ve rüzgâr santralleriyle, başta Gabar petrolü olmak üzere petrol keşifleri, lityum pil üretimi gibi bu kapsamdaki önemli atılımlarla küresel enerji piyasasında belirleyici aktör olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Atılan öngörülü adımlar ve nitelikli yatırımlar sonucu yenilenebilir ve temiz enerjide Türkiye Avrupa'da ve dünyada ön sıralarda yer almakta ve küresel ölçekte pozitif bir örnek olarak gösterilmektedir. Bakanlık ve ilgili kurumlarımızın bu alandaki gıpta edilecek performansı enerjide dışa bağımlılığımızı azaltırken ekonomimizi de güçlendirmektedir.
Değerli milletvekilleri, teklifin 16, 17 ve 18'inci maddelerinde Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesindeki kültür ve tabiat varlıklarının korunma, bakım onarım, teşhir, tanzim ve benzeri faaliyetlerine, Cumhurbaşkanlığına ait tarihî yapılar ve sanat eserlerinin onarım, restorasyon ve hizmet alımlarında ihale muafiyetine ve Millî Sarayların gelir ve gider yönetimiyle ilgili vergi muafiyetine yönelik düzenlemeler Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi dikkate alınarak kanuna eklenmektedir.
Ayrıca, kanun teklifinin 22 ve 23'üncü maddesiyle Rekabet Kurulunun oluşumu ve üyelerinin atanma usulüne, Kurul üyeliği için aranan nitelikler ve seçim şartlarına yönelik düzenlemeler de yapılmaktadır.
Yine, teklifin 27'nci maddesiyle, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun karar organı olan Kurulun nasıl oluşacağı ve Kurul üyeliklerine atanacaklarda aranacak şartlar hüküm altına alınmaktadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak "yaşa ve yaşat" ilkesini milliyetçilik anlayışımızın manevi temeli olarak kabul etmekte ve bu ilkenin gelenekten geleceğe uzanan çizgide sürekli geliştirilerek kurumsallaşmasına hayati önem atfetmekteyiz. Siyasette önceliğimiz, istikrarlı, iddialı, sosyal ve ekonomik sorunları temelinden çözmüş bir Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde oyun kurucu vasfıyla dünyanın barış, huzur ve refahına azami ölçüde destek olması, katkı vermesidir; demokratik standartların yüksek olduğu, sürdürülebilir yönetim istikrarının temin edildiği, öngörülebilir ve güven duyulan bir ekonominin tesis edilmesidir; ekonomiyle birlikte günümüzün tüm gelişmelerini Türkiye merkezli, Türk milletinin çıkarlarını esas alan bir bakış açısıyla değerlendirmektir. Bu doğrultuda, ülkemizin jeostratejik konumunun sağladığı fırsatları, doğal ve beşerî kaynak potansiyelimizi harekete geçirmeyi, sahip olduğumuz enerji, ulaştırma ve sanayi altyapısını stratejik bir anlayışla geliştirmeyi öngörüyoruz. Bilgi toplumunun gereklerini yerine getirmeyi, ileri teknoloji üreten bir ülke olmayı, dijital ekonomiye uyumu, milletimizin her ferdinin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeyi ve bu doğrultuda kapasite oluşturmayı hedefliyoruz. Uzun vadeli stratejik hedefimiz, Türkiye'nin 2053 yılında tüm dünya tarafından lider ülke ve süper güç olarak kabul edilir olmasını sağlamaktır.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi; siyasi ve toplumsal uzlaşmanın esas olduğu, millî hedeflere birlikte yürüme kararlılığının hukuki zemininin oluşturulduğu cumhuriyet tarihinin en önemli yönetim reformudur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bütünüyle kurumsallaşmasıyla birçok sorunun üstesinden daha kolay gelineceğini düşünüyoruz. Cumhur İttifakı olarak amacımız, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara köklü cevaplar hazırlayarak Türk ve Türkiye Yüzyılı'na temel olacak kalıcı ve güçlü reformları peş peşe hayata geçirmektir. Türkiye'nin güçlü üretim altyapısıyla geldiği noktada kesintisiz devam edegelen üretim, yatırım, ihracat, büyüme ve kalkınma seferberliğiyle sürdürülebilir ekonomik refahı yakalaması mümkündür. Bunun için güven ortamını kalıcı ve kurumsal hâle getirmek müşterek vazifemizdir.
Parti olarak tarih, kültür ve inanç temelinde, derinliği olmayan yapay farklılıkların ayrıştırıcılığı yerine zengin ortak değerlerin bütünleştiriciliğini esas alan bir anlayışla ekonomik ve sosyal birikimlerimizin ortak hedeflere seferber edilmesini millî birlik ve bütünlüğümüzün teminatı sayıyoruz. "Terörsüz Türkiye" hedefini gerçekleştirerek millî birliğimizi güçlendirmeyi, ülkemizin huzur ve güvenliğini sürekli kılmayı, lider ülke Türkiye'nin inşasını amaçlıyoruz. Bu yolda atılan adımlarla kazanan, barış ve kardeşlik, siyaset ve demokrasi ve bütünüyle Türk milleti olmuştur. Geldiğimiz bu süreçte Türkiye artık terörle anılan, hüzünlü manşetlerle hafızalara kazınan bir ülke olmayacaktır. Vatandaşlarımız, "terörsüz Türkiye" hedefini doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle sevinçle karşılamış ve bağrına basmıştır. İnşallah, ulaşılacak olan "terörsüz Türkiye" hukukun üstünlüğünü esas alan, eşit hak ve yükümlülüklerin egemen olduğu, kapsayıcı ve kucaklayıcı, demokrasisini daha güçlendirilmiş, ekonomik refahını artırmış bir Türkiye olacaktır. Türk milleti tarihin gerisine asla düşmeyecek, kutlu ülkülerinden vazgeçmeyecek, kudretine layık bir gelecek inşa edecektir.
Bu düşüncelerle, görüştüğümüz kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri ve muhterem vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)