GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:92
Tarih:28.05.2025

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Maalesef, Malatya'yla ilgili son dönemde konuşmaya çıktığımda hep ilk söz "Geçmiş olsun Malatya." diyorum. Bugün de Malatya'mız büyük felaketle karşı karşıya kaldı maalesef, çok büyük bir sel oldu Malatya'da. Biliyorsunuz, Malatya'da ve bölgemizde 6 Şubat depremi yaşandı, ardından 12 Nisan don felaketi yaşandı, bugün de 28 Mayıs sel felaketi var. Hakikaten durum çok ciddi arkadaşlar, durum çok ciddi. Şöyle resimde de göstereyim size; Malatya'da birçok merkez, çevre yolu, diğer bölgeler, alt geçitler; hepsini su basmış durumda ve maalesef birçok araç selin altında kalmış. Biraz önce bir mimar arkadaşımız aradı, ağlamaklı sesle "Depremi yaşadık, evimizi kaybettik; şimdi sel yaşıyoruz, aracımı kaybettim. Maalesef ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Kent âdeta yönetilmiyor." diyor. Buradan da söylüyorum: Maalesef kent âdeta yönetilemiyor hâlâ. Depremden beri normalleşme yaşanabilmiş değil. Gelin, Malatya'da, caddelerde arabanızı kullanın; maalesef arabalarla böyle, köy yolunda mısınız, Malatya şehir merkezinde misiniz bilemezsiniz.

Değerli arkadaşlar, bakın, Malatya'nın en prestijli caddeleri... Birçoğunuz duymuşsunuzdur; tarım arazilerinin yoğun olduğu, sonradan imara açılan Bostanbaşı bölgesi, bizim "prestijli" dediğimiz yerlerden, bölgelerden biri. Oradaki Yüzakı Bulvarı -hemen karşısında bir büyük park yapıldı- yeni Yeşilyurt yolu, Tecde yolu; bunların hepsi yeni yerleşime açılmış ve çok inşaat var, bunların tamamını sel bastı. AVM'nin yanındaki dükkânları sel bastı, iş yerlerini sel bastı, araçlar selin içerisinde kaldı ama kent maalesef yönetilemiyor. Depremden iki yıl geçmiş, yerel seçim üzerinden de bir yıl iki ay geçmiş ama bunu gören yok, bunu bilen yok, bundan anlayan yok. Tek yaptıkları şey maalesef, TOKİ'nin yapmış olduğu inşaatlarla övünmek.

Değerli arkadaşlar, Malatya'daki yerel yönetimler, bırakın sınıfı geçmeyi, maalesef çakıldılar. Onlar çakıldı ama bedel ödeyen Malatyalı fakir fukara oluyor. Esnaf depremden beri konteynerde. Konteynerleri su basmış, dükkânları su basmış, evleri su basmış, araçlar suyun altında kalmış; maalesef kentte müdahale eden, tedbir alan kimse yok. Arkadaşlar, meteoroloji diye bir şey var, bunun böyle olacağı... Onu da söyleyeyim: Meteoroloji Bölge Müdürü bizim bütün itirazlarımıza rağmen başka bir ile kaydırıldı. Ya, yağmurun yağacağı, yağışın olacağı üç gün önceden, dört gün önceden belli. Kardeşim, tedbir alsana; sen ne işe yarıyorsun, sen ne işe yarıyorsun? Yani hakikaten şehirde yaşayan birisi olarak içim acıyor. Malatya şehri âdeta yönetilemiyor, Malatya şehri maalesef kötü durumda.

Değerli arkadaşlar, şimdi, biliyorsunuz; Malatya, Adıyaman, Hatay, Maraş, Antep'in Nurdağı ve İslâhiye ilçelerinde, tüm ısrarlarımıza rağmen, 2022'de cirosu 2,5 milyon ve altı olan iş yerleri mücbir sebep kapsamına alındı; 2,5 milyon. Değerli arkadaşlar, 2,5 milyonun bir kıymeti kalmadı. 2,5 milyon dediğiniz ne? Bir bakkal bile 2,5 milyon ciro yapıyor. Şimdi, bu, 31 Mayısta sona eriyor. Buradan, varsa vicdanları, AK PARTİ'lilere, AK PARTİ'ye, Hükûmete seslenmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, mücbir sebep ne için ilan edildi? Deprem olduğu için. Peki, hayat normalleşti mi? İş yerine kavuşan bir esnaf var mı? Hâlen 3 binin üzerinde esnafımız siftah etmeden konteyner kentlerde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Şimdi, siz bu mücbir sebebi de sona erdirirseniz vergisini, SSK'sini, BAĞ-KUR primlerini bu insanlar nasıl ödeyecek? Arkadaşlar, depremin üzerine bir de don felaketi yaşandı, don felaketi. Bakın, cumartesi günü Tarım Komisyonu Malatya'ya gidecek, orada göreceksiniz, yemeye ürün yok, yemeye; bir ağaçta bir tane kayısı yok, bir tane badem yok, bir tane ceviz yok, erik yok, kiraz yok. Değerli arkadaşlar, Malatya yerle bir olmuş ve maalesef mücbir sebep 31 Mayısta sona eriyor. Buradan bir kez daha haykırıyorum: Hem depremi yaşamış hem donu yaşamış, bugün de sel felaketini yaşamış Malatya ve deprem bölgesinde mücbir sebebi uzatın, sizden rica ediyorum, lütfen. Bu siyasi bir konu değil, bu ekmek meselesi. Lütfen, bu mücbir sebebi uzatın, uzatın, uzatın. Değerli arkadaşlar, esnaf sizin gözünüzün içine bakıyor.

Değerli arkadaşlar, Kurban Bayramı yaklaşıyor. Maalesef -dün de konuştum- artık bir emeklinin 14.469 TL'yle kurban alabilmesi mümkün değil. Değerli arkadaşlar, emekli eskiden koç alıyordu, şimdi koçun boynuzunu alamaz. Şimdi, AK PARTİ'li arkadaşlar sık sık "Almanya, Avrupa bizi kıskanıyor." diyor; vallahi buna katılıyorum, Avrupa bizi kıskanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, buyurun.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, Ali Erbaş'ın Diyaneti... Yurt dışında yaşayan bir vatandaş kurban parası olarak 5.400 lira ödeyecek, yurt içinde 13 bin TL. Aynı şey Kızılay için de geçerli. Kızılay yurt içinde 13.250 TL'ye kurban bağışı alıyor, yurt dışında ne kadar alıyor? 5.250 TL. Almanya bizi kıskanıyor, arkadaşlar, Almanya bizi kıskanıyor. Değerli arkadaşlar, bakın, maalesef bu memlekette, bizim ülkemizde kurban çok daha pahalı. Peki, neden? Almanya'daki asgari ücret de bizim 4 katımız arkadaşlar. Bu memleketin fakirine, fukarasına sevap işlemeyi bile pahalı yaptınız arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Avrupa'daki Müslümanlar Türkiye'deki Müslümanlardan daha ucuza kurban kesiyor; hayat pahalı, sevap bile pahalı burada, sevap bile pahalı arkadaşlar. Maalesef, millete Kurban Bayramı'nı kutlatmıyorsunuz ve ülkeyi yönetemiyorsunuz.

Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)