Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 92 |
Tarih: | 28.05.2025 |
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında konuşmak isterdim ama Sayın Vekilim Mehmet Bey kadar konuya hâkim olmadığım için hâkim olduğum birkaç şey hakkında söz söylemek istiyorum.
6 Şubat depreminden birkaç ay önceydi, bu kürsüde depremle ilgili konuşmuştuk ve şehrim Kahramanmaraş'ta büyük bir deprem beklentisi olduğunu söylemiştim, bir önerge üzerinde konuşmuştum. "Bir deprem gelirse perişan oluruz, bilim insanları 'Kahramanmaraş'ta beş yüz yıldır fay hatları hareketli değil.' diyorlar, o yüzden büyük bir deprem beklentisi var." demiştik. "Tedbir almak gerekir, depreme engel olma şansımız yok, hiçbir kul bu güce sahip değildir ama deprem öncesinde tedbir alınır, güçlendirmeler yapılır; deprem anına, deprem sonrasına yönelik birtakım çalışmalar yapılır." demiştik ama o zaman da bir kulaktan girdi, diğer kulaktan çıktı. Geldiğimiz noktaya bakıyoruz, maalesef, geldiğimiz noktada, deprem yaşandı, deprem bölgesindeki perişanlık da hâlâ devam ediyor; üzülerek söylüyorum, devam ediyor. Yapılmadı dersem yalan olur, yapılıyor, bir çalışma var, inşaatlar sürüyor, TOKİ konutları sürüyor ama eksik sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanı "Bir yılda bütün konutlar teslim edilecek." dedi, iki küsur yıl, üç yıl geçti, hâlâ yarısı bile teslim edilebilmiş değil, maalesef değil.
Bakın, yerinde dönüşümle ilgili bir süre sınırı kondu, yerinde dönüşümle ilgili deniyor ki: "30 Haziranda son." Nedir yerinde dönüşüm? Mal sahipleri, toprak sahipleri bir müteahhitle anlaşıyorlar ve o müteahhit geliyor, binayı yapıyor; bunun için prosedür zaten dört, beş ay sürüyor. Değerli arkadaşlarım, yerinde dönüşüm süresinin 30 Hazirandan ileri bir tarihe ertelenmesi gerekiyor, uzatılması gerekiyor; bunu muhalefet anlamında söylemiyorum, size de çok geliyor bu talep yani bu talep deprem bölgesindeki milletvekili arkadaşlarıma da çok geliyor. O yüzden, yerinde dönüşümle ilgili yapılması gereken bir şey var: Mutlak ve mutlak surette 30 Haziran süre sınırının uzatılması gerekiyor, Sayın Bakanım bunu en azından yılbaşına kadar uzatırsa bölgede bir rahatlama olur.
Ayrıca, 2022 yılındaki cirosu 2,5 milyon TL'nin altında olan esnaf için mücbir sebep var idi yani doğru bir işti, birkaç kez uzatıldı. Ticaret insanları için 2,5 milyon artık büyük bir ciro değil; 2,5 milyonun altındakilerin mücbir sebep süresi de 30 Mayıs arkadaşlar, birkaç gün sonra bitiyor, bunun da uzatılması gerekiyor. Depremden büyük darbe yemiş olan, ardından zirai dondan büyük darbe yemiş olan, ekonomik kriz nedeniyle zaten perperişan olan vatandaşlarımız en azından bu mücbir sebep uzatılırsa bir miktar da olsa rahatlarlar diye bu konuda önerimizi getiriyoruz.
Bakın, değerli arkadaşlar, maalesef, köy evleri yapıldı. Örnek bir yer vereceğim: Andırın ilçemiz. Andırın'ın Geben beldesinde -eski belde, şimdi mahalle- yapılan köy evlerine gidin, vallahi de billahi de tallahi de yağmur yağdığı zaman o yağmurun tamamı evin içinde. Kontrolü mü yapılmamış, teslim alırken acaba TOKİ iyi mi bakmamış ama sonuçta evlerin hâli bu. Vatandaşa deniyor ki: "Gir içeriye, otur." Bir de "Parasını öde." deniyor. Vatandaş parasını ödüyor, eve giriyor; kar kış bölgesi, yağmur yağıyor, kar yağıyor, perperişanlık içerisinde. Müteahhitlerden teslim alırken birazcık kontrolleri iyi yaptırın değerli milletvekilleri, sayın bakanlık; aksi takdirde vatandaş bundan çok büyük eziyet çekiyor.
Kuraklık vurdu bu sene, kuraklıkta Kahramanmaraş'ın çok ciddi bir su havzası vardır ama Kahramanmaraş'ın suyu Gaziantep'e gidiyor, Gaziantep'e verildi. Hadi "Eyvallah." dedik, içme suyu verilir ama Gaziantep'te bahçe sulamaya su gidiyor yani barajda 70 milyon metreküp su var, deniyor ki: Ya, bunun 20 milyonu barajın yaşaması için kalmalı. 50'nin 50'si de Antep'e gidecek, Fatma Şahin'e gidecek; Fatma Şahin bu suyu alacak, Antep'te park, bahçe sulayacak. Peki, Maraş'taki çiftçi ne olacak? Vermediler değerli arkadaşlar, Kahramanmaraş çiftçisine su verilmedi; kuyu açıldı, kuyudan çekildi, elektrik kullanıldı, kuyu dışında sular kullanıldı. Şimdi, Devlet Su İşleri o suyu vermediği hâlde "Sen bu parayı ödeyeceksin bana." diye çiftçinin boynuna binmiş durumda. Yazık ediyorsunuz, çiftçiyi perişan ediyorsunuz.
Sayın Başkanım, size de izin verirseniz birkaç söz söylemek istiyorum. Sayın Meclis Başkanımdan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Sayın Başkanım, 1996 yılından beri ben bu Parlamento çatısı altındayım; uzun yıllar Parlamento muhabirliği yaptım, bürokratlık yaptım, galiba en çok gelip de Meclis açılışı, bütçe açılışı, bütçe kapanışı dışında bu koltukta oturan Meclis Başkanı sizsiniz. Bir rekor kırdınız, kutluyorum sizi, başarılar diliyorum tekrar. (CHP sıralarından alkışlar) Ama hani ben sizinle geçmişte televizyoncu olarak röportajlar da yapmıştım, programlar da yapmıştım. Bu kadar inat etmeye gerek yok bence Sayın Başkanım, kendinizi de yoruyorsunuz, gerek yok. Verin, şu hafta sonu da çalışacakmış, Gülizar Biçer Karaca Hanımefendi gelsin, şu son iki günü yönetsin, bu iş de tatlıya bağlansın. (CHP sıralarından alkışlar) Siz de daha fazla yorulmayın. Temsil makamındasınız, temsil göreviniz var, Türkiye'yi temsil ediyorsunuz; başka Meclis başkanları belki gelecektir, gidecektir, misafirlerimiz olacaktır. Zamanınızı burada Başkan Vekillerinin yapacağı bir görevle boşuna geçirmeyin diyorum. Bu önerimi dikkate alırsanız da mutlu olurum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)