GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:29.05.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA DOĞAN DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vize alamamak Türkiye'de ihracat yapan sanayiciden tutun da yurt dışında eğitim hayali kuran gencimize kadar herkesin ortak bir sorunudur. Artık bu mesele bireysel şikâyetleri aşmış, millî bir krize dönüşmüştür. Avrupa Birliği ülkeleriyle yaşanan vize sorunu artık münferit bir uygulama değil sistematik bir engelleme hâlini almış durumdadır. Almanya ve Fransa'yla başlayan bu kriz, artık Bulgaristan, Romanya gibi sınır komşularımıza kadar yayılmıştır. Yani, sadece Schengen bölgesindeki ülkeler değil, artık sınır kapılarında pasaportuna vize almak isteyen Türk vatandaşlarına randevu bile verilmemektedir. Bu vize uygulamaları bir güvenlik tedbiri olmanın ötesine geçmiş, âdeta Türkiye'ye karşı bir siyasi araç hâline gelmiştir. Bu durum hem eşitlik ilkesine hem de uluslararası hukuk normlarına aykırıdır. Vize engelleri girişimcilerimizin, öğrencilerimizin ve sanatçılarımızın önünü kesmekte, Türk pasaportunu taşımanın külfet hâline gelmesine neden olmaktadır. Bu sorun artık çok açık bir şekilde itibar meselesi hâline gelmiştir.

Peki, bu noktaya nasıl geldik? Elbette bu sorunun birçok boyutu var ama en önemli başlık şüphesiz ki Türkiye'nin yıllardır izlediği kontrolsüz ve hesapsız sığınmacı politikasıdır. Türkiye'nin güvenlik kapasitesi, altyapısı, toplumsal dengeleri hiçe sayılarak alınan kararlar bugün Avrupa ülkelerinde Türk vatandaşlarına karşı bir güven sorunu doğurmuştur. Türk vatandaşlarına Avrupa'da Orta Doğulu gözüyle bakılıyor. Bugün bir iş insanı yurt dışında yapacağı yatırım veya ticaret görüşmesi için başvurduğunda maaş bordrosunu, banka dökümlerini, şirket faaliyet belgelerini sunsa da artık yetmiyor hatta bazı ülkeler artık üç aylık tüm finansal hareket dökümünü istiyor, kimi zaman bir kişinin vize başvuru maliyeti 30 bin TL'yi buluyor. İşin acısı başvurular da reddediliyor, reddedilen başvuruların maliyeti yaklaşık 15 milyon eurodur. Reddedilen başvuruların geri ödemesi olmaması nedeniyle bu tutar vatandaşlarımız için doğrudan kayıptır. Yurt dışındaki bilimsel kongrelere katılmak isteyen akademisyenlerimizin, sahneye çıkacak olan sanatçılarımızın, uluslararası müsabakalara katılmak isteyen sporcularımızın, eğitim hakkını yurt dışında değerlendirmek isteyen öğrencilerimizin hepsi birer birer reddediliyor. Bu kriz bir partinin değil, bir milletin meselesidir; bu kriz sadece vize meselesi değil, bir itibar meselesidir. Gençlerimizin dünyaya açılma umudu kırılıyorsa, akademisyenimiz bilimsel toplantıya gidemiyorsa, iş insanımız fuara katılamıyorsa burada hepimizin durup düşünmesi gerekiyor. Neden? Çünkü Türkiye artık sığınmacı cenneti olarak tanınıyor da ondan. Çünkü Avrupa Türkiye'den gelen her başvuruyu bir potansiyel iltica vakası olarak değerlendiriyor, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları artık sığınmacı muamelesi görüyor. Bundan daha büyük bir itibar kaybı olabilir mi? Durumu özetlemek ve daha net anlatabilmek adına size bir misal vereyim: Avrupa devletleri Türkiye'ye vize şartını kaldırsa ülke nüfusu yarıya iner. Bu durumun sebep sonuç ilişkisini de sizlere bırakıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

Buyurun.

DOĞAN DEMİR (Devamla) - Eyvallah Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vaktiyle komşularımızla sıfır sorun sloganıyla yola çıkan dış politikamız bugün sorunsuz komşumuz kalmadı gerçeğine evrilmiş durumda. Sınır güvenliğimiz tartışmalı ve bölgesel ortaklarımız askıda, dostane ilişkilerimiz ise dibe vurmuş durumda. Sadece Batı ile değil, Orta Doğu'dan Kafkasya'ya, Balkanlardan Akdeniz'e kadar her cephede Türkiye'nin dış politikası derin bir yalnızlık yaşıyor diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)