Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 93 |
Tarih: | 29.05.2025 |
MUSTAFA BİLİCİ (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Bazı Kanunlarda ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde YENİ YOL Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 29 maddeden oluşan bu kanun teklifi birbirinden bağımsız 8 ayrı kanunda ve 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik öngörmektedir yani yine bir torba kanunla karşı karşıyayız. Bu torbanın içeriğinde maden var, nükleer var, enerji var, muhasebe var, saray var, anlayacağınız yok yok fakat "Bu konuların hiçbir ortak noktası da yok." demeyin, ortak bir noktaları var; hepsi ya yürütmenin keyfî uygulamalarını kanunlaştırmak ya da daha önce Anayasa Mahkemesince iptal edilen düzenlemeleri gecikmeli şekilde yeniden yürürlüğe koyma amacı taşıyor. Peki, neden? Torba yasa uygulamasında ısrar edilmesinin sebebi ne? Çünkü yürütmeye göre Meclis sadece bir noter masası. Yıllardır yürütme önce kararnameyi çıkarıyor, daha sonra Anayasa Mahkemesi "Bunu çıkarmaya yetkin yok." diyerek iptal ediyor, en sonunda da bizim önümüze bir torba bırakılıyor ve "Onaylayın." deniyor.
Etki analizi yok, tali komisyonlara sevk yok, kısacası yasama faaliyetine dair hiçbir şey yok. Yürütme senaryoyu yazıyor, yasama organı olarak bizler de bu süreçte konuk oyuncular olarak rolümüzü oynuyoruz; sonra da yürütmede rol alan kıymetli bakanlarımız her gün ülkemizin bir hukuk devleti olduğunun altını çiziyor.
Değerli milletvekilleri, torbanın içeriğine baktığımız zaman teklifin en dikkat çeken yönlerinden biri Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumuna tanınan ayrıcalıklar olarak karşımıza çıkıyor. Kuruma devlet malı statüsü veriliyor, malları haczedilemez hâle getiriliyor, vergi ve harçlardan muaf tutuluyor, kurum için özel bir bütçe oluşturuluyor; bu da yetmiyor, Sayıştay denetimini bertaraf edecek uygulamalara zemin hazırlanıyor. TENMAK gibi stratejik bir kurumun güçlendirilmesine kimse elbette ki karşı çıkmaz ancak mesele bu gücün şeffaf, denetlenebilir ve kamu yararına kullanılıp kullanılmayacağıdır. Ne yazık ki bu düzenlemede ne mali denetim mekanizmaları öngörülmüştür ne de bu ayrıcalıkların kamusal etkisi hesap edilebilmiştir. Yine, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüyle ilgili maddelerde ruhsatlandırma, denetim ve cezalandırma yetkilerinin arttırıldığını görüyoruz. Bu tür düzenlemelerin uzmanlık komisyonlarında ve sektörel paydaşlarla tartışılması gerekirken Plan ve Bütçe Komisyonuna sıkıştırılması da bu yasama pratiğinin çarpıklığını ortaya koymaktadır. Bunlar neden Sanayi Komisyonuna gitmiyor, neden ihtisas komisyonları dışlanıyor? Çünkü bu sistemde Meclis yürütmenin formalite aracı hâline gelmiştir, bizler buna seyirci kalmamalıyız.
Bir diğer dikkat çekici madde ise mülakat sisteminin devamıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız seçim öncesi "Mülakatı kaldıracağız." demişti ancak burada Diyanete personel alımında sözlü sınav yani mülakat öngörülüyor, hem de hangi kurumda? Hakkaniyeti, adaleti, kul hakkını savunması gereken Diyanette. Hani mülakat kalkacaktı, hani gençlerin emeği korunacaktı? Diyanet gibi bir kurumda dahi mülakatı sürdürmek kul hakkını çiğnemektir, gençlerimizin umudunu gasbetmektir.
Sayın milletvekilleri, bir diğer dikkat çekici madde ise Cumhurbaşkanlığına bağlı Millî Saraylar İdaresine ait bağış ve yardımların ayrı hesapta tutulması düzenlemesidir. Sadece bu ifadenin kendisi bile başlı başına bir tezat yaratmaktadır. Devletin hazinesinin dışında oluşturulan bu hesaplar ne kadar büyüyecek? Bu fonların kaynakları kim, harcamaları neye göre yapılıyor? Tüm bu düzenlemelerde neden Sayıştay devre dışı bırakılıyor? Bu düzenleme bütçe hakkını yani Meclisin en temel yetkisini baypas etmektir. Yürütme kendi içinde mini bir hazine oluşturuyor ama kimseye hesap vermiyor.
Torba kanunun hemen hemen her maddesinde yasanın mali etkisinin olmadığı söyleniyor. Hangi yasa vardır ki bütçeyi hiç etkilemez? Bütçeye etkisi olmayan yasa mı olur? Bir kanun ya harcama öngörülüyordur ya da gelir kaybına yol açıyordur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MUSTAFA BİLİCİ (Devamla) - Teşekkürler.
İkisini de göz ardı edip "etkisiz" demek yasamanın ciddiyetini aşağılamaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz burada torba kanunları eleştiriyoruz çünkü asıl derdimiz halkın derdi. Bu ülkede gençler işsiz, çiftçiler borçlu, emekliler geçinemiyor. Covid yasasıyla ilgili bir beklenti oluşturdunuz, son anda maddeyi geri çektiniz. Vatandaş çifte bayram bekliyordu ama bayramı zehir ettiniz. Biz burada Mushafları İnceleme Kurulunun yapısını, müşavirlerin atamasını, saray ve köşklerin bağış hesabını konuşuyoruz; millet, Meclisinden kendisine umut olmasını bekliyor ama biz bu umudu maalesef yine boşa çıkarıyoruz. Milletin derdinin dışında her şeyi gündemimize ve paketlere alıyoruz maalesef diyorum, Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)