| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 29.05.2025 |
SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün nasıl onuncu yargı paketinden başka bir gündemi yoksa milletimizin, bizim de milletin vekilleri olarak olamaz. Milyonların hayatını ilgilendiren bu can yakıcı gündeme bigâne kalamayız hiçbirimiz. Onuncu yargı paketi dediğime de bakmayın, adının ihtişamına hiç yakışmayan kapsamda bir paketçik âdeta. Aylardır iktidar partisinin en yetkili isimleri en üst perdeden açıklamalar yaptılar. Hiçbir konuda risk alıp konuşmayan iktidar mensupları bu konuda aşka geldiler, konuştular da konuştular ama bugün geldiğimiz noktada umutlarını arşa çıkardığınız o yüz binleri vicdanınız hiç sızlamadan ağır yaraladınız. Hukukun en temel kaidelerine aykırı 31 Temmuz Covid düzenlemesini çıkarmadınız. "Kişiyi hangi ilkeyle mahkemenin hüküm verme tarihinden sorumlu tutarız?" diye kendinize sormadınız. "Suç aynı, ceza aynı, infaz uygulaması farklı." nasıl olur diye sorgulamadınız. "Zaten gecikmiş bir adaleti sağlayacaktık, bu kararla umutlarını ağır yaraladığımız insanların yüzüne nasıl bakacağız?" demediniz. Bunu anlatacak bir tek milletvekili gelmiyor huzurumuza. Bir de buna sebep olarak KHK'lileri işaret ettiniz. Meğer memleketimizin adalet ajandasına dokuz yıldır süren bir insanlık dramı yine sığmamış. Anlaşılan o ki milyonları etkileyen bu büyük travma önemsiz notlar bahsiyle dosyanın alt raflarına iliştirilmiş, takipsizlik almış hâlâ suçlu muamelesi görenler, beraat etmiş ama hâlâ mahkûm gibi yaşayanlar, çocuğu, eşi, akrabası üzerinden toplumun dışına itilen binler, yeniden işe dönemeyen akademisyenler, doktorlar, avukatlar bu pakete yine dâhil edilememiş. Geçtiğimiz günlerde Doğu Perinçek medyaya bir röportaj verdi, bilmem farkında mısınız? KHK'lilerle ilgili soykırım dili kullanarak "Beraat dahi etseler devlette yer alamazlar." dedi. Perinçekgiller bu gücü nereden alıyor? İktidar sıralarında oturan dostlar, özellikle hukukçu dostlar, hassaten 28 Şubat mağduriyetlerini iliklerine kadar yaşamış olan dostlar şu sözlerine bakar mısınız: "Cezaevlerinde gözlem kurulları kurduk, dilediğimizi çıkarıyoruz, dilediğimiz içeride kalıyor." diyor. Perinçek iyi bir şey yapıyor aslında, hukuksuz gözlem kurullarını itiraf ediyor, biz de bu itirafa şahitlik ediyoruz. Şu hâle bakın, paket üstüne paket yayınlanacak ama siyasi kriterlerle sekiz dokuz yıldır mağdur edilenler, evlatlarının yılları çalınanlar, ana-baba tutsak bırakılanlar, intiharların eşiğinden dönenler, tam 140 adet hak ihlaline maruz kalanlar hiçbir paketin gündem konusu edilmeyecek. "İnfazda eşitlik" diyeceksiniz ama zaten adil yargılama hakkından mahrum bıraktığınız binlerce kişi aleyhine "Onlar da faydalanır." diye Covid tahliyelerini paketten çıkaracaksınız. KHK'liler öksüz bırakılıyor ama birileri bana "Askerden ve sivilden KHK'liler geliyor, onların işini yargıda hallediyorum." diyor. Hukukun olmadığı yerde Perinçekgillerin insafına kalan bir hukuk devleti var karşımızda. Peki, o, bu konuda yalnız mı? Elbette değil.
Bu sözlere ilk cevap vermesi gereken kişiye, Adalet Bakanına sesleniyoruz: Her konuda açıklamanız var, günaşırı "yargı bağımsız" diyorsunuz ama fiile, eyleme göre değil siyasetçi, bürokrat tanıdıklarına göre işleyen bir yargı sisteminden dem vuran bu şahsa cevap vermiyorsunuz. Sayın Bakan ne buyuruyor acaba bu sözlere? Gerçi sözlerinin ne kıymeti var ki akşamdan sabaha tersini yaşattıktan sonra. Bu şahsa göre, cerrah ameliyat yaptığında kanserli hücreleri alırken diğer hücreleri de mecburen temizlermiş. Oysa, biz, hukukun amacının suç yaratmak değil, suç icat etmek değil masumiyeti aramak olduğunu biliyorduk. Biz, tıpta sağ böbrekte problem var diye sol böbreğin de alınmasını bilmiyorduk ki bizim şiarımız hep şu olmuştu kadim deyişle: 1 masumun ceza almasındansa 100 suçlunun serbest kalması tercih edilir. Masumiyetin değerini yok eden, insan onurunu ayaklar altına alan bu sürece daha ne kadar tahammül edeceksiniz? Darbecilere olan öfkemizi istismar ederek, herkese darbeci muamelesi yaparak kurduğunuz cümlelerle vicdanlarınızı daha ne kadar susturacaksınız? Hukuku çiğnemeyi âdet hâline getirerek, vatandaşı bezdirerek, kendi insanımızı çileler içinde çürüterek güçlü devlet inşa edeceğinizi mi zannediyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
AİHM kararlarına uymuyorsunuz, AYM kararlarını umursamıyorsunuz, sonra da çıkıp yeni anayasa ihtiyacından bahsediyorsunuz. Siz daha toplumsal barışı inşa edecek bir yargı paketi çıkarmaktan imtina ediyorsunuz, kimin anayasasını çıkaracaksınız? Lütfen samimi olun, "İç cepheyi tahkim etme." sözünü Anayasa tartışmalarından önce bu açık yaraları kapatarak yerine getirin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, İYİ Parti sıralarından alkışlar)