| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 29.05.2025 |
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; bilinmelidir ki enerjide bağımsızlık lafla değil kararlılıkla olur. Bu teklifin nükleer enerjiyle ilgili maddeleri ülkemizin stratejik vizyon kaybını açıkça ortaya koymaktadır. Yıllardır süren kurumsal dağınıklık ve stratejik kararsızlık yüzünden Türkiye, nükleer teknolojide İran ve Pakistan'ın da gerisinde kalmıştır. Akkuyu Santrali'ni yapıyoruz diye seviniyoruz ama santralin tüm teknik ve idari hâkimiyeti Rusya'nın elinde. Kendi mühendisimizin sahaya giremediği bir tesisi "millî" diye sunmak milletin aklıyla alay etmektir. Üstelik Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun dağıtılması ve sonrasındaki TENMAK gibi yatay yapılarla nükleer alanda ihtisaslaşma tamamen çökertilmektedir. Bu sadece bir idari hata değil düpedüz vizyon fukaralığıdır. Nükleer teknoloji sadece enerji üretmek değil caydırıcılık, savunma ve bağımsızlık demektir. Türkiye artık kullanıcı değil üretici olmak zorundadır; aksi takdirde, enerjide bağımsızlıktan söz etmek ham hayaldir. O nedenle, kanun teklifine şiddetle karşı çıkıyoruz çünkü bu maddelerle Türkiye nükleer bağımsızlık iddiasından resmen vazgeçmektedir; bu bir geri çekilmedir ve teslimiyettir.
Bakınız, memleketin varını yoğunu zaten sattınız. Şimdi de ülkemizin üretim gücü, yerli sanayisi ve stratejik bağımsızlığını da çok ciddi bir tehdit altına sokuyorsunuz. Duyduk ki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, hazine mülkiyetinde bulunan Kayseri'deki HES Kablonun tamamını yani yüzde 100'ünü sadece 22 milyar muhammen bedelle satışa çıkardı. Buradan açıkça ifade ediyorum: Bu rakam, HES Kablonun gerçek değerinin yanına bile yaklaşamaz. HES Kablo, Kayseri'nin Hacılar ilçesinde faaliyet gösteren, enerji iletiminden savunma sanayisine, altyapıdan haberleşmeye kadar onlarca kritik alanda kablo ve iletken sağlayan entegre bir üretim üssüdür. Yüz binlerce metrekarelik arsaları, binaları, üretim tesisleri, yüksek teknoloji makine parkı, ihracat kapasitesi ve uluslararası sertifikasyonları ve hepsinden önemlisi 100'den fazla ülkeye yayılan küresel pazarı ve marka değeri vardır. Bunlar size göre sadece stok ve demirbaş olabilir ama bu millet için stratejik bağımsızlığın teminatıdır.
Uzmanlar diyor ki: "Bu fabrikanın bir daha yerine konulması mümkün değil." Bugün sıfırdan kurmaya kalksanız bu tesisin maliyeti 22 milyarın çok çok üzerinde. Yıllık kârı 4 ile 6 milyar TL arasında olan, millî stratejik açıdan büyük bir öneme sahip bulunan bu fabrikayı, Allah aşkına, niye satıyorsunuz? Neden satıyorsunuz kâr eden bu kurumu? Hele hele yüksek kârlılık ve ihracat kapasitesini de eklediğinizde bu satış tam anlamıyla bir millî servet soygunudur. Peki, kim alacak bu şirketi? Yerli bir yatırımcı mı yoksa sermayeye bağlı, rantla beslenen bir yandaş holding mi? Yoksa bu satışın arkasından Türkiye'nin üretim damarlarını kesmek isteyen uluslararası çıkar çevreleri mi çıkacak? Buradan TMSF'ye, hazineye ve bu satışın arkasındaki siyasi karar alıcılara seslenmek istiyorum: Bu satış durdurulmalıdır. HES Kablo gibi stratejik bir millî varlık bu ülkenin geleceğini ipotek altına sokacak şekilde elden çıkarılamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Bu satış, ne ekonomik akla ne kamusal akla, menfaate ne de millî çıkarlara sığar. HES Kabloyu satmak, sadece bir fabrikayı değil Türkiye'nin bağımsız sanayi gücünü satmaktır. Bu şirket, Kayseri sanayisinin kalbidir; ihracatıyla döviz getirir, istihdam yaratır ve teknoloji üretir. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Milletin yıllarca biriktirdiği değerleri tabela şirketlerine, adrese teslim ihalelerle sermayeye peşkeş çekiyorsunuz. Üstelik bir de "Yerli ve millîyiz." diye nutuk atarken yapıyorsunuz bunu; samimiyet yok. Bu satış durdurulmalıdır.
Heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)