Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 93 |
Tarih: | 29.05.2025 |
MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle Başkanımıza bir tavsiyede bulunmak istiyorum: Oldukça fazla yorgunluk belirtileri göstermeye başladınız, bunu herkes hissetmeye başlamıştır herhâlde. Keşke bizim Grup Başkan Vekilimize orayı bıraksaydınız da bu hafta şimdi o yönetseydi; siz de biraz dinlenmiş olurdunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla bu konuda hassas olmanızı beklerdik ama maalesef olmadı.
Biraz önce bizim milletvekili arkadaşımız kültür, sanat, tarihle ilgili olarak çekincelerini belirtti ama ben bugün Türkiye'de bir soygundan bahsetmek istiyorum. Bu soygun nedir biliyor musunuz? Sistematik bir soygun. Bu sistematik soygunda neler oluyor? Bir de bu soyguna göz yumuluyor. Niçin göz yumuluyor? Örnek veriyorum şimdi ben size: Zeugma Müzesinde 350 milyon lira değerinde 10 tane eser kayıp. Mimar Sinan Üniversitesinde tam 404 eser ortadan kayboldu. Devlet Resim ve Heykel Müzesinde 10 milyar liralık 302 tane tablo şu anda kayıp. Yine, Batman, Afyon, Adana, Antep müzelerinde milyonlarca liralık altın ve gümüş sikkeler kayıp. Topkapı Sarayı'ndan Dolmabahçe'ye, Beylerbeyi'ne kadar halılar, antikalar, altın objeler çalınmış veya kaybolmuş. İşte, bu nedir biliyor musunuz? Bunlar için şunları sormak zorundayız: Bu eserler nasıl kayboldu? Kimlerin eliyle yurt dışına çıkarıldı? Bu sistematik soygunun bürokratik ve siyasi ayağı var mıdır ve neden hiç kimse hesap vermemektedir?
Buradan açıkça çağrı yapıyorum: Burada muhatap tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı ve Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy; bu ülkenin tarihine, kültürüne, mirasına yapılan bu ihaneti mutlaka açıklamaları gerekiyor. Bu ihmallerin, bu sahtekârlıkların, bu yağmanın hesabının sorulması ve sorumluların mutlaka yargı karşısına çıkarılması gerekmektedir.
Evet Kocaeli Milletvekiliyim, Kocaeli'de, özellikle İzmit bölgesinde, biliyorsunuz "Nikomedia" denilen bir bölge var. Nikomedia; Roma'dan sonra, İstanbul'dan önce Roma İmparatorluğu'nun başkentidir. Burada, özellikle Çukurbağ bölgesinde birtakım kazılar yapılmaktadır. Burada Roma İmparatorluğu döneminden beri çıkan rölyefler vardı ve bu rölyefler orijinal boyalarıyla hâlâ korunmuştu. Bu rölyeflerin çıkarılıp dünyada yayınlanmasından sonra çok sayıda ünlü arkeolog gelip bu rölyefleri görmüş ve dikkatini çekmiştir. Fakat bu rölyefleri taşıdığımız ve koyduğumuz yer maalesef depreme dayanıksız bir bina. Bugün müze olarak kullanıyoruz ama depreme dayanıksız bir bina olduğu için deprem bölgesinde bulunan ve olası bir depreme uğrayabilecek olan Kocaeli'de mutlaka bu binanın gözden geçirilmesi... Çünkü çok değerli bu rölyeflerin depremde hasar görmesi kültür ve sanat için çok çok çok önemli bir kayıp olacaktır.
Tabii, Kocaeli, Türkiye'nin küçük bir mozaiği demiştim. Çatalca Müftüsü Kocaeli'ye tayin edildi. Değerli sanatçımız rahmetli Volkan Konak'la ilgili olarak hiç ağza alınmayacak, akla gelmeyecek şeyler söyleyince bu çok tepki çekti, bu kez Kocaeli'ye atandı fakat Kocaeli'ye gelirken fay hatlarını yarmak için yeni cümleler kurmaya başladı. Bizim Genel Başkanımız hakkında oldukça hakaret edici, aşağılayıcı kelimeler kullandı.
Evet, buradan söylüyorum sayın müftüye: Eğer fay hatlarının derinleşmesini istiyorsan Kocaeli halkı bunu istemez ama siz özellikle Cumhuriyet Halk Partisine yüklenecek olursanız Kocaeli'de sizin rahat etmeniz mümkün değil. Onun için, mutlaka yaptığınız, aşırı terbiyesiz diyebileceğim bu hareketten geri adım atıp mutlaka özür dilemeniz gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Bir diğer problem ise -bugün yine yaşandı- bir başörtülü eczacı kardeşimiz eczanesine bir Atatürk fotoğrafı astı ve onun önüne şöyle bir şey yazdı: "En iyi ilaç Atatürk'tür."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MÜHİP KANKO (Devamla) - Maalesef, Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Abdulvahap Akıncı, maalesef, bu cümleden Atatürk'e ağza alınmayacak hakaretler yaptı.
Bakın, bu ülkenin bazı değerleri vardır hiç dokunmamanız gereken; evet, içinizden geçebilir ama bunu söylememeniz gerekiyor ama siz bir ajitasyona gelip Atatürk üzerinden Türkiye'yi, cumhuriyeti karalarsanız bunun mutlaka karşısında olacak bir grupla karşılaşacaksınız. Niçin? O profesör arkadaş eğer o gün orada oturuyorsa, biz de bugün bu sıralarda oturuyorsak Türkiye Cumhuriyeti ve başta Atatürk'ün katkılarıyla ve mirasıyla olmuştur.
Dolayısıyla bu konuda hem Yükseköğretim Kurulunu hem de Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğünü göreve davet ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)