Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 94 |
Tarih: | 03.06.2025 |
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Geç saatler oldu. Türkiye'yi ciddi anlamda ilgilendiren ve günlerdir yurttaşlarımızın büyük bir ümitle beklediği bir kanun teklifi ama -Komisyon toplantısında da söylemiştim- maalesef, bakıyorum sıralara, Hükûmetten kimse yok, Adalet Bakanımız yok. Adalet Bakanı hacca gitmiş, Allah kabul etsin ama Bakan Yardımcıları var, Komisyona gelmedi Bakan Yardımcıları, bugün Genel Kurulda da yok arkadaşlar. İlk kez bir kanun teklifinde bir bakanlığın bakan ya da bakan yardımcısı yok. Bu, bu kanun teklifine nasıl değer verildiğinin ve aynı zamanda bu Parlamentoya karşı Hükûmetin nasıl saygısı olduğunun göstergesidir ya da saygısızlığının göstergesidir.
Değerli arkadaşlar, Ramazan Can var, Bakan Yardımcısı; geçen dönem milletvekiliydi, Kırıkkale Milletvekiliydi. Özlemiştir de Parlamentoyu, gelseydi keşke. Bir bakan yardımcısının burada oturması daha doğru değil miydi? Sayın Genel Müdürler var, eyvallah, başımızla beraber ama bir siyasi bakan yardımcısının da burada olması gerekirdi, bu eksikliği aktarmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, hukukçu arkadaşlarımız teknik değerlendirmelerde bulundular. Ben teknik değerlendirmelerde bulunmayacağım ama birkaç noktaya dikkat çekeceğim. Kahramanmaraş deprem bölgesi, ben deprem bölgesi milletvekiliyim. 6 Şubatta deprem olduğunda cezaevlerinde büyük sıkıntılar yaşandı. Türkoğlu Cezaevinde deprem olmuş, çoğu mahkûm Kahramanmaraşlı, insanlar telaşlanmışlar yani "Annem mi öldü, babam mı öldü, çocuğum mu öldü, kardeşime mi bir şey oldu?" diye telaşlanmışlar. Dolayısıyla bir kargaşa yaşanmış, o kargaşadan dolayı oradaki mahkûmlar başka şehirlere nakledilmiş; eyvallah, doğrudur, yapmak gerekir. Aksu Cezaevi var, yıkılmış depremde arkadaşlar -depremde yıkıldı- yıkılınca mahkûmlar çıkmış, kaçmış. Nereye gitmiş? Evine gitmiş önce, "Annem yaşıyor mu, babam yaşıyor mu, çocuğum yaşıyor mu?" diye evine gitmiş; kimi cenazesini defnetmiş, kim acısını yaşamış, sonra gelmiş, çoğu teslim olmuş, teslim olmuş adam. Firar var mıdır? Sayın Genel Müdür az önce sağ olsun bilgi verdi, Sayın Komisyon Başkanımız Komisyonda benim konuşmam üzerine çok ilgilendi, ben kendisine çok teşekkür ediyorum, Sayın Genel Müdüre de teşekkür ediyorum ama bir mağduriyet oluştu, ne oldu biliyor musunuz? O firar edenler, daha doğrusu kaçanlar, o olay çıkaran mahkûmlar sürüldü. Nereye? Maraş'tan Tekirdağ'a; Çorlu, Trabzon, Artvin; uzak uzak yerlere dağıldılar. Yahu, zaten deprem olmuş, kadın cezaevinde kocasını ziyarete gitmek istiyor, çıkacak Maraş'tan Tekirdağ'a gidecek, otobüs biletidir, gidiştir geliştir, gidemez, ekonomik sıkıntı var zaten ya da evladını görmeye gidecek bir anne, bir baba. Bunları tekrar Maraş'a toplayın diyoruz -tamam, cezaevleri yapıldı, sağlıklı bir şekilde şu anda- bunların Maraş'a gelmesi gerekiyor. Ben -keşke olsaydı Bakan ya da Bakan Yardımcısı, ricacı olacaktım ama Sayın Genel Müdür burada bildiğim kadarıyla- Sayın Genel Müdüre, Sayın Komisyon Başkanımıza, Hükûmete, AK PARTİ Grubuna bu konuda ricacı oluyorum.
Devamında, değerli arkadaşlar, çok insana umut verildi "Covid düzenlemesi, Covid mağduriyeti..." Benim bir kitabım var, Afganistan ve Irak savaşlarını savaş muhabiri olarak takip ettiğimde anılarımı yazmıştım. O zaman kitabın adını ne koyalım diye düşünürken... Bir Eskimo atasözü vardı, çok hoşuma gitmişti, "En son umutlar ölür." diyor. Yani bir insan ölüm döşeğindeyken dahi ölmemeyi umut eder. Cezaevlerindeki bu insanlara umut verildi; adam hapiste yatıyordu, aklında hiç böyle bir şey yoktu, Sayın Bakan söyledi, Hükûmet yetkilileri söyledi, bütün partiler konuştu, "Covid mağdurları da tahliye olacaklar, bayramı evlerinde geçirecekler." denildi ama geldik, dağ fare doğurdu, maalesef bu insanların hevesleri kursaklarında kaldı. Yazıktır, günahtır; bu, duygularla oynamaktır, insanların umutlarıyla oynamaktır; keşke bu yapılmasaydı. Gerçekten tatmin edici bir açıklama da yok; efendim, ekimde mi olacak, kasımda mı olacak, eylülde mi gelecek... Bu konuda büyük hata yapılmıştır; bu nedenle, zaman geç değil, hâlâ yapılabilir, bu bir önergeyle halledilebilir. Bu mağduriyeti giderelim diyorum, olmayacağını biliyorum ama bu insanların bu duygularıyla oynandığını da bir kez daha huzurlarınızda milletimize aktarmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztunç, lütfen tamamlayın.
ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Çok kısa bir cümle: Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesi var. Maraş'ta her yere doğal gaz gitti, bir tek Nurhak'a gitmedi. Sebebi, çok büyük oranda Cumhuriyet Halk Partisine oy veriliyor olması. Ya, bu ayırımcılığı yapmayın artık! "Bu partiye veriyor, bu partiye vermiyor." ayırımcılığını bırakın, Nurhak'a da bu vesileyle doğal gaz istiyoruz. Mahkûmlara vermiyorsunuz, bari Nurhaklılara verin diyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)