Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 94 |
Tarih: | 03.06.2025 |
MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 5'inci maddeyle ilgili grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, tabii, gecenin bu vaktinde bayrama yetişmek adına hummalı bir çalışma içerisindeyiz ama bu çalışmayı yaparken atladığımız bir nokta var, atladığımız nokta da Meclisin itibarı.
Şimdi, geçtiğimiz haftalarda AK PARTİ'li arkadaşımızın da olduğu bir heyetle beraber NATO Parlamenter Asamblesi toplantısı için Norveç'teydik. Norveç'te çeşitli görüşmeler yaptık, çeşitli çalışmalar yürüttük, çalışmalarımızın bir boyutu da Norveç Parlamentosundaydı. Norveç Parlamentosunda toplantılarımızın arasında Norveç heyeti bize Norveç Parlamentosunun Genel Kurulunda o günkü görüşmeleri izleyebileceğimizi söyledi. Aynen burada olduğu gibi, zaman zaman misafirlerin geldiği gibi, biz de ilgiyle Norveç Parlamentosundaki görüşmeleri takip ettik. Görüşmelerde gördük ki 1 başkan var, 2 tane birbirine eşit kürsü var. Yetkili arkadaşlara sorduk "Bu 2 tane kürsü niye aynı anda zeminde bulunuyor?" diye. Dediler ki: "Birisi milletvekili, diğeri bakan. Milletvekili doğrudan bakana soru soruyor, bakan o görüşme esnasında kanaatini söylüyor, birbirlerini karşılıklı ikna etmeye çalışıyorlar." Aynı zamanda yerde 2 tane kürsü var, bir de üste normal, milletvekillerinin konuşma yapacağı 1 kürsü var, bir de üstte başkanın, yöneten başkanın kürsüsü var, oturduğu koltuk var. Şimdi, bu manzarayı gördüğümüzde ve şimdi, şu anda içinde bulunduğumuz koşullar içerisinde; Kartalkaya'da 78 insan hayatını kaybetmiş, Komisyonda Bakan yok, "Onuncu Yargı Paketi" diye Türkiye'de gündem olan, herkesin merakla beklediği bir kanunu, bir yargı paketini konuşuyoruz, Komisyonda -hadi Bakan hacda, Allah kabul etsin- Bakan Yardımcılarından bir Allah'ın kulu yok. Arkadaşlar, burası noter mi? Yani Parlamento Norveç'te böyle güçlü bir şekilde işlerken, yürütme ve yasamanın kendi arasındaki hukuku birbirini dengeleyebilirken nasıl oluyor da biz Parlamentomuzda hem de kendi ellerimizle Parlamentonun itibarını yerle bir ediyoruz? Şimdi, bunu söylerken bazı verileri de sizlerle paylaşayım: Norveç'in Varlık Fonu geçen sene 222 milyar dolar kâr etmiş. Norveç'in şu anda 6 milyon civarında nüfusu var, toplamda kişi başına Varlık Fonunda 300 bin dolar parası var her bir insanın ve böyle bir ortamda Norveç Parlamentosunun gücü ortada, ekonomisi ortada. Ben Norveç'i övmek adına söylemiyorum, Norveç'le yaşadığımız sıkıntıları da biliyorum. Ama önemli bir milletvekili arkadaşımız bir cümle kurmuştu, "Geri kalmışlık bölünemez." şeklinde bir ifade kullanmıştı, nereden alıntıladığını hatırlamıyorum. Ama arkadaşlar, bu Parlamentoyu, bu Meclisi, millî iradenin tecelligâhı olduğunu söylediğimiz bu Meclisin hukukunu biz koruyamazsak kim koruyacak? Yani buraya noter hükmüyle yaklaşan bir yürütmenin olduğu yerde iktidar olsanız ne olur, muhalefet olsanız ne olur? Bizim irademizin yasanın ruhunun içine işlemediği, tabandan gelen sese kulak verilmediği, bir yerlerde teknokrat isimler tarafından hazırlanan kanun tekliflerinin hiçbir virgülünün, noktasının değiştirilmeden Genel Kuruldan çıkarılma çabası, buradan çıkarılma çabası bu Meclisin iradesine saygısızlık değil midir; bizi buraya seçip gönderen insanlarımızın iradesine saygısızlık değil midir arkadaşlar?
Şimdi, ben, herhâlde dokuzuncu yargı paketinde "Eğer biz bu mantıkla devam edersek yargı paketlerinin sayı numaraları daha değişir ama bu memleketin sorunları çözülmez." mealinde cümleler kurduğumu hatırlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Maalesef, bugün de bu kadar önemli beklentiler oluşturan, bayrama insanların önemli bir beklentiyle girdiği bir yargı paketinde, şu anda, gecenin bu saatinde, böyle uykulu gözlerle "Bir an önce konuşmalar bitse de buradan ayrılsak; bayramla ilgili ailemizin, çocuklarımızın, memleketimizin yanında dönsek." beklentisiyle böyle bir çalışma yürütüyoruz. Bu çalışmanın sağlıklı bir zeminde yürüme imkân ve ihtimali yok.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Değerli Hanımefendi, ne söylediğinizi duymadım ama çok da önemli olduğu kanaatinde değilim. Benim bu söylediğim cümlelere bir itirazınız varsa; bu milletin, millî iradenin tecelligahının hukukunun korunamadığına dair ortak bir kanaatiniz yoksa size söyleyecek bir şeyim yok diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)