GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN VE ANAYASANIN 89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE GERİ GÖNDERME TEZKERESİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:09.12.2011

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten sabahın bu saatinde hiç hoş olmayan hadiseler yaşıyoruz. Bir yasaya itiraz edebilirsiniz, bu yasayla ilgili popülizm yapabilirsiniz, toplumun farklı kesimlerinin davranış şekillerine göre hareket edebilirsiniz ama bu yasaya itiraz ederken iddianamede adı hiçbir şekilde, şu ilişkiyle diye değil, farklı bir şekilde, iki kişinin telefon konuşması arasında adı geçen bir şahsı sanki iddianamenin içerisinde varmış gibi ifade ederek, arasına süslemeler de katarak "Gerçi küçük şehirlerde böyle olur ama?" arkasından da gelip "Sizin seçtirdiğiniz Başkan Yardımcısı." diye itham ederek başka bir noktaya götürdüğünüz zaman, sizde iyi niyetin var olduğu düşünülmez.

Ben burada dinliyorum. İddianameyi okumadım, hiç de görmedim ama Sayın Kaplan burada "Sayın Canikli de iddianamede geçiyor." diye ifade edince beynimden vurulmuşa döndüm. O anda düşündüm. Nuretti Canikli de demek ki bu şike davasının içinde, Giresunspor da zaten bu meselenin içinde, Nurettin de burada diye düşündüm.

Sayın Hasip Kaplan, sizin yaptığınız iş, açıkçası bir hukukçuya yakışmayan bir hareketti, bir siyasetçinin yapmaması gereken bir işlemdi. Bunu iyi niyetle söylemediniz. Söylem tarzınız da tamamen farklıydı, germek amacıyla ve bunu başka yerlerde de söylediniz, bir grup başkan vekilinin iddianamede geçtiğini, hatta soruda da söylediniz. "AK PARTİ'nin içinde önemli kişilerinin, bakanlarının, yakınlarının ne olduğunu biz burada biliyoruz, zamanla da söyleyeceğiz." dediniz. Bunu kurgulamıştınız zaten.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Nereden biliyorsun?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Soruda sordunuz. Sayın Bakana soru sorarken bunu sordunuz zaten. Ben bilmiyor değilim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sorum açıkça tutanaklarda var, öyle sormadım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Tutanaklara baktığınız zaman, bunun içinde kimler var, kimler etkileniyor diye sordunuz ama bir hukukçu olarak, açıkçası iyi bir hukukçuysanız, kendi mesleğinize inanıyorsanız, itimadınız varsa, saygınız varsa yaptığınız işe, burada birisini -iftira gibi- töhmet altında bırakacak bir söylemde bulunmamanız gerekir. En basit, hukuku hiç bilmeyen insanlar dahi bu şekilde konuşmazlar. Ben sizden şunu istiyorum. Diğer grup başkan vekili arkadaşlarımız bu işin sükûnetle olmasını istiyorlar ama ben şunu arzu ederdim: Siz nasıl ki iftira karşısında bırakıp "Siz de bu iddianamede var." deyip de arkadaşımızın? "Terbiyesiz" demedi, "Bu terbiyesizliktir." dedi.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - "Terbiyesiz" dedi, "hukuk teröristi" dedi. Eğer sizin içinizde varsa izin verin bize kullanalım o zaman size.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, hukukun ne olduğunu biliyorsunuz siz. Hukukta "terbiyesiz"le, "terbiyesizlik"in ne olduğunu biliyorsunuz. Siz ona dayanamadınız, geldiniz, bu bardağı attınız ve kürsüye vurdunuz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hırsımdan kırdım çünkü artık çoğunluk zulmü uyguluyorsunuz, çoğunluk zalimliği yapıyorsunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Arkasından, hırsınızı alamadınız, parçalarını bu tarafa attınız. Siz, size yapılan bir sıfatı, bir yakıştırmayı içinize sindiremediniz ama burada Türkiye'nin konuştuğu bir meselede bir Grup Başkan Vekilini, bir siyasi partinin temsilcisini?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ?326 kişinin temsilcisini kafalarda istifham bırakacak bir şekilde iddia ettiniz. Ona nasıl dayanabilir bu Milletvekili, nasıl dayanabilir bu Grup Başkan Vekili? Niye empati yapmıyorsunuz?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Küfür ederek, tehdit ederek, hakaret ederek mi yapacaktı?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Önder, niye arkadaşınıza empati yapmasını söylemiyorsunuz?

Burada arkadaşımızın söylediği, "hakaret" diye tanımladığı bir şeyi bardağı kırarak, hırsını alamayıp AK PARTİ Grubuna?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Kendime zarar verdim, kimseye zarar vermedim. O kadar zalimsiniz ki, o kadar zulüm uyguluyorsunuz ki?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ?saldırarak ve bu parçaları da buraya atmayı hoş görüyorsunuz ama burada iftirayı, 326 kişinin temsilcisini?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ?bu milletten yüzde 50 oy almış bir milletvekiline hakaretlerini siz burada "hoş görelim" diyorsunuz.

Değerli milletvekilleri?

BAŞKAN - Sayın Elitaş, teşekkür ederim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, son cümlelerimi tamamlayayım, bitiriyorum.

BAŞKAN - Sayın Elitaş, teşekkür ederim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, şunu tavsiye ediyorum: Sayın Kaplan buraya gelmeli "Sayın Nurettin Canikli'yi incittim, AK PARTİ Grubunu incittim. Ben o sözlerimden dolayı özür diliyorum." demeli. Sayın Canikli, arkasından demeli ki: "Bana yapılan bu hareket karşısında amacımı aşan, kastımı aşan söz kullandım." diyebilmeli ve Sayın Kaplan, Türk milletinden burada özür dilemeli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Başka, başka derdin?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisinden özür dilemeli çünkü kürsüde bardak kırmıştır. Bugüne kadar birinin üzerine su fırlatıldı ama ilk defa kürsüde bardak kırıldı ve şiddet uygulanmaya kalkıldı. Buradaki bardak parçaları AK PARTİ, iktidar grubuna karşı fırlatılmaya kalkıldı. Ben bunu tavsiye ediyorum çünkü ancak bu, bu şekilde çözülebilir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.