| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 18.06.2025 |
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
15-16 Haziran 1970 büyük işçi direnişini selamlayarak söze başlamak istiyorum. 1960'lı yıllarda işçilerin önlerine hangi engeller konuldu ise bugün de toplu iş sözleşmesi, grev ve baraj engelleri hâlâ gündemde; işçilerin insanca çalışma ve yaşam hakları gasbedilmeye, sömürülmeye devam ediyor. 15-16 Haziran büyük direnişinin yıl dönümünde, Emek Partisi öncülüğünde ve diğer muhalefet partilerinin de çoğunluğunun desteklediği bir kanun teklifi Meclis gündeminde. Bu teklifte talepler çok açık ve hepsi de insani; bu kanun teklifi kabul edilmelidir.
Geçtiğimiz günlerde, işçi sağlığı ve meslek hastalıkları alanının öncülerinden halk sağlığı hocası Doktor İsmail Topuzoğlu'nu 108 yaşında kaybettik; işçi sağlığı ve toplum sağlığı alanında mücadele yürütmüş büyük bir ulu çınar. Dünden bugüne geldiğimizde, iş cinayetleri ve meslek hastalıklarının maalesef artarak devam ettiğini görüyoruz. Kurulan meslek hastalıkları hastaneleri bile bir bir kapandı. 1'inci Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi 1978 yılında yapılmış, 2'ncisi ise 1988'de. Tabii, 1980 sonrası liberal politikalar revaçta ve yapılan 2'nci kongrede artık Çalışma Bakanlığının ve Sağlık Bakanlığının kongreye ilgisinin azaldığını görüyoruz.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, mayıs ayında tespit edebildiği kadarıyla en az 177 işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı, 2025 yılının ilk beş ayında bu sayı 796'ya ulaşmış durumda; 796 insan önlenebilecekken öldü. Mayıs ayında ölen işçilerin sadece 8'i sendikalıydı.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası işçi sağlığı ve güvenliği hizmetlerini piyasaya açmış, taşeron ve esnek çalışmayı öncelemiştir. Her yıl 2 bin civarı iş cinayeti önlenemediği gibi meslek hastalıklarına ise artık tanı konulamaz hâle gelmiştir. Meslek hastalıklarından ölüm bildirilmemektedir. Oysa Dünya Sağlık Örgütü bir ülkedeki kanserden ölüm vakalarının yüzde 10'unun en az meslek hastalıklarına bağlı kanserlerden olduğunu söyler. O zaman, 2023 TÜİK ölüm verileriyle en az 8 bin kişi meslek hastalıklarına bağlı kanserden öldü. 6331 sayılı Yasa'da yapılacak düzenlemeyle tüm mevzuat ve denetim mekanizması insan odaklı olarak yeniden düzenlenebilir. EMEP'in İş Kanunu teklifinde bu konuya dair de işçi temsilciliklerinin, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda iş müfettişlerinin yetkisiyle katkı sunabilmesi düzenlenmekte.
Bir diğer büyük kayıp "Yüzyılın Cerrahı" olarak tanınan Doktor Gazi Yaşargil. 1925 yılında Lice'de doğar. Yaşam öyküsünde doğum hikâyesi bayağı ilginçtir. Şeyh Sait isyanıdır, babası Lice Kaymakamı Asım Bey ve ailesi alıkonulurlar ve annesi onu dağlarda esir alındığı sırada doğurur. Annesinin yaşadığı korku ve koşullar nedeniyle sütü kesilir. Gazi Yaşargil dağlarda Kürt oba ve köylerindeki Kürt kadınları tarafından emzirilir. Dünyaca ünlü bir hekimin, beynimizdeki bir sulkusa "Yaşargil Sulcus" adını yazdıran bir dehanın yaşam hikâyesinde biz Kürt hakikatini, Kürt sorununu görürüz. Kendisine Lice doğumu nedeniyle Kürt olup olmadığı da sıkça sorulmuştur. "Genetik olarak Türk olduğumu zannediyorum, araştırmak lazım ama herkes karışık, dünyada karışmayan gen yok. Bana ilk aylarda süt verenler Kürt anneleri olmuş. Bu nedenle soranlara 'Süt bakımından Kürt'üz, Kürtler süt dayılarım.' derim." diye bir röportajda ifade ediyor. Bu hikâyede benim dikkatimi çeken, Gazi Yaşargil Kürt değil ama soruya "Kürt değilim." gibi yaklaşmıyor, daha insana dair bir yaklaşım sergiliyor. Ailesinin orada yaşadığı sıkıntı, zorluklara da vurgu yapar ama onu hayatta tutan Kürt anneleri ve emeği de hatırasındadır ve Kürtlerle kurduğu bağ ailesinin yaşadıklarına rağmen yakınlaştıran bir yerde. Anısına saygıyla.
Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)