GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 98’inci Birleşimde Genel Kurulda yaşananlara ve turizm sektörünün sorunlarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:24.06.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Saygıdeğer milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

13 Ocak 2017'de bu çatı altında, Parlamentonun çatısı altında, HDP milletvekili Garo Paylan, Türkiye'yi soykırım yapmakla suçladı ve bu konuşmayı yaptıktan hemen sonra o birleşimi yöneten Meclis Başkan Vekili Sayın Ahmet Aydın duruma vaziyet etti ve dedi ki: "İç Tüzük 161'e göre bu suçtur." Hakikaten de suçtu ve bunun gereğini yaparak Garo Paylan'a 3 birleşime katılmama cezası verdi ama bununla da kalmadı; yanı sıra, o konuşmaların tutanaklardan çıkarılması için konuyu Parlamento gündemine getirdi ve bir oylama yapılarak o konuşmalar ki suç isnat eden ve suç unsuru olan o konuşmalar Parlamento tutanaklarından çıkarıldı. Geçtiğimiz günlerde, neredeyse kopyası, neredeyse aynısı olan bir süreç yaşandı Parlamentonun çatısı altında ve o gün, DEM PARTİ adına konuşma yapan George Aslan, aynen Garo Paylan'ın olduğu gibi, aynı ifadeleri kullanarak Türkiye'yi soykırım yapmakla suçladı ve ne yazık ki o gün Meclisi yöneten Sayın Başkan Vekili bir taraftan yapması gerekenleri yapmadığı gibi bir taraftan da cezai bir süreç başlattı. Ceza konusunu tartışmak istemiyorum ancak Meclis çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir soykırımcı olarak suçlanmasını o gün de reddettik, bugün de reddediyoruz çünkü bunun çok önemli uluslararası yansımaları olacaktır. Nedir bu yansımalar? Biz Türk Dışişleri Bakanlığı olarak, Parlamento temsilcileri olarak dünya genelinde Türkiye için atılan bu iftiraların önüne geçmek için her türlü çabayı ve gayreti gösterirken bizim kendi Parlamentomuzun çatısı altında böyle bir iftiranın, böyle bir saldırının yapılması kabul edilemez. Bugün Sayın Genel Başkanımızın dirayetiyle yaptığımız temaslarla pek çok parti genel başkanı, yetkilileri ve en önemlisi de Meclis Başkanıyla görüştük ve o gün yapılmış olan o konuşmaların ilerleyen dönemde Türkiye'nin aleyhine pek çok olumsuz sonuçlar doğurma ihtimaline karşılık tutanaklardan çıkartılması için müracaatlarımızı yaptık. Bu konuyu Parlamentonun dikkat ve tensiplerine arz ediyorum ve Sayın Başkandan bu konuda olumlu adımlar atmasını bekliyorum. Bununla ilgili de Türk kamuoyunu, yüce Türk milletini bilgilendirmek için bu konuşmayı yaptım.

Saygıdeğer milletvekilleri, geçen nisan ayında Türkiye'nin ticaret açığına şöyle bir göz attık. Bakın, 30,6 milyar dolarlık ithalat yapmışız; 20,7 milyar dolarlık da ihracat yapmışız yani 9,9 milyar dolarlık korkunç bir açıkla karşı karşıyayız. Peki cari açık ne kadar? Bu açık kısmen turizmle kapatılmış yani nisan ayında 7,9 milyar dolarlık inanılmaz bir cari açıkla karşı karşıyayız. Peki, en önemli sektörlerimizden bir tanesi olan turizm ne aşamada? Turizm hakikaten can çekişiyor; turizmle ilgili BDDK'nin raporlarını aldığımda karşıma son derece ciddi, korkunç bir rakamsal tablo çıktı. Bakın, 2025 yılının ilk çeyreğindeki verilere baktığımızda şu anda sektörün 521 milyar liralık borcunun olduğunu görüyoruz; bunun 418 milyar lirası otellere ait yani oteller çok ciddi bir borç batağı içerisinde ve takipteki kredi borcu, kredi miktarı 5,8 milyar lira. Sektör kan ağlıyor ve ne yazık ki bu sene ağırlıklı olarak güney illerimizde ve Ege sahillerimizdeki otellerin doluluğu yüzde 30'lar civarında. Korkarım önümüzdeki dönemde, sanayiyi etkileyen bu yüksek faiz, düşük kur politikası ve alınmış olan pek çok hatalı ve yanlış karar turizm sektöründe de çok ciddi yansımalar ve sonuçlar doğuracaktır ki bunun faturasını Türkiye olarak hep beraber ödeyeceğiz.

Şöyle resmî rakamlara baktım kaç tane otel var satılık diye. Dün itibarıyla 1.324 turistik tesis satışa çıkmış. Çok ciddi bir rakamdan bahsediyoruz. Bu kadar ciddi borcun yanı sıra otellerin satışa çıkmış olması da çok vahim bir gerçeği gözler önüne seriyor.

Bir başka sorun daha: Şu anda Türkiye'de 4.500 turistik işletme ve otel kapatıldı, kapısına zincir vuruldu. Niye biliyor musunuz? Bu otellerin tamamının ruhsatları belediyeler tarafından verilmişti ve Turizm Bakanlığı dedi ki: "Belediyeler bu ruhsatı veremez, bundan sonra bu ruhsatı ben vereceğim."

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum.

Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti ama buna rağmen bu uygulamaya devam etti Turizm Bakanlığı çünkü 5-6 tane yandaş firmanın yaptığı çalışmalar ve raporlamalar söz konusuydu. Onları zengin etmek için 4.500 işletmenin kapısına zincir vuruldu ve şimdi bunlar tek tek mahkemeye müracaat ederek Anayasa'ya aykırı bir işlem olduğunu vurgulayarak haklarını geri alıyorlar. Peki, böyle bir durumda bu ülkenin Turizm Bakanı nerede? Bu ülkenin Turizm Bakanı ne yapıyor? Bu ülkenin Turizm Bakanı böyle bir durumda tam 1,5 milyar liralık yatıyla, bir daha söylüyorum, 1,5 milyar liralık yatıyla Yunan sularında keyif çatıyor. Turizm kan ağlarken, 4.500 işletmenin kapısına zincir vurulmuşken bu ülkenin Turizm Bakanı tam 1,5 milyar liralık yatıyla Yunan sularında keyif çatıyor. Peki, bu yapı, bu siyasal anlayış nasıl iktidara gelmişti biliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim; lütfen, rica ediyorum.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ederim.

"Biz kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olacağız." diye gelmişti ve bunlar fakir sofralarında diz çökerek iktidara gelmişlerdi. Bugün bu iktidarın Sayın Bakanı 1,5 milyar liralık yatının jakuzisinde keyif yapıyor, Türk turizmi kan ağlıyor. Ha, bu arada baktım, Sayın Bakan gitti ya, Yunan sularında keyif çatıyor ya, Yunanistan'da nasıl bir hava estirmiş diye, Yunan medyası da diyor ki: "Gözümüz aydın, Bakan buralara kadar gelmiş, artık Türkler akın akın gelecek. Geçen yıl 1 milyon 200 bin kişi gelmişti, bu yıl da 1 milyon 400 bin kişi Yunanistan'a gelecek." Peki, ne kadar bunun karşılığı? Yaklaşık 3 milyar dolar civarında Yunanistan ekonomisine, Yunan turizmine bir katkı. Ve Sayın Bakan, bütün bunlar yaşanırken, bütün bu vahim olaylar yaşanırken ne yazık ki o lüks yatıyla, o 50 metrelik, o devasa ultra lüks yatıyla Yunan sularında keyif çatıyor ve Türkiye gerçeklerinden habersiz siyaset yapıyor.

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)