GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yeni dönemde görev yapacak Başkan Vekili Pervin Buldan’a ve kürsüdeki Kâtip Üyelere, vefat eden eski Manisa Milletvekili İsmail Bilen’e, 23 Haziran 2019 seçimlerinin 6'ncı yıl dönümüne, tutuklanan Avukat Mehmet Pehlivan’a ve baroların Çağlayan Adliyesinden başlattığı yürüyüşe, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin Ekrem İmamoğlu'nun diplomasına ilişkin ara kararına ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yirmi iki saat evvel paylaştığı “tweet”e ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:24.06.2025

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, öncelikle hem sizin Meclis Başkan Vekilliğinizin hem de kürsüyü paylaştığınız Kâtip Üyelerimizin yeni dönemde başarılı bir çalışma dönemi geçirmelerini diliyor ve sizleri kutluyorum.

Elbette üzücü bir haber var; AKP Manisa Milletvekili Sayın İsmail Bilen'e de Allah'tan rahmet, parti camiasına, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Evet, bugün 24 Haziran 2025; bundan tam altı yıl evvel dün yani 23 Haziran 2019'da İstanbul'da yerel seçimleri Ekrem İmamoğlu 807 bin farkla kazanmıştı. Peki, niye ki haziranda seçim olmuştu, seçimler martta olur değil mi? Evet, 31 Mart 2019'da sizi yendik, 13 bin farkla yendik. Gözümüzün içine baka baka "13 bin farkla seçim mi kazanılırmış? dediniz. Sonra "Çaldınız." dediniz, sonra sandık görevlilerine iftira attınız; 6 Mayıs 2019 tarihinde verilmiş mazbatayı iptal ettiniz ve sonra seçim yenilendi, o fark 13 binden 807 bine çıktı. Peki, bu size bir akıllanma, bir uslanma fırsatı sundu mu? Sunmadı. 2019'dan 2024'e kadar atılacak ne kadar iftira varsa hepsini attınız. Bu sefer, Ekrem İmamoğlu size İstanbul'da 1 milyon fark attı. Sen misin İstanbul'da 1 milyon fark atan, sen misin Cumhurbaşkanlığına aday olan, sen misin her türlü ikaza rağmen -tırnak içinde- uslanmayan; bir 19 Mart darbesiyle Ekrem İmamoğlu'nu hapse attınız. Bu, demokrasi tarihinin ayıbıdır. 23 Haziran 2019'un 6'ncı yıl dönümünü demokrasi bayramı olarak kutluyor, Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere içerideki bütün başkanlarımıza ve arkadaşlarımıza selamlarımızı ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Peki, yetiniyor musunuz? Mehmet Pehlivan tutuklandı, gencecik bir avukat. Görevini yapmaya çalışmasını yani Ekrem İmamoğlu'nu savunmaya gayret etmesini örgüt suçları içine atıyorsunuz. Hukukçu olan var mı aranızda? İsnat var, isnat; iddianame yok daha. Olmayan örgütü, olmayan örgütün avukatı nitelemesiyle de avukatları içeriye atıyorsunuz. Bu, yalnızca sizin ayıbınız değil, Türkiye demokrasisinin bir ayıbı olarak tarihe geçiyor. Sonra, İstanbul Barosu, Ankara Barosu, 70'ten fazla baro Türkiye Barolar Birliğinin Başkanlığında toplanıyor, Çağlayan Adliyesinden İstanbul Barosuna yürüyüş yapmaya çalışıyor. Anayasa bu, Anayasa; biliyoruz değil mi, Anayasa. Ha, bu kitabı biliyoruz; üzerine sadakat yemini ettiğimiz bir kitap bu. Onun 34'üncü maddesi "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir, bu hak ancak kanunla sınırlanabilir." diyor. Bunların içerisinde "İstanbul Valisi, canı isterse, istediği yürüyüşü iptal edebilir." diyor mu? Diyor mu? Demiyor ama siz kolluk kuvvetlerine kanunsuz emirler vererek avukatları, milletvekillerini Çağlayan Adliyesi önünde ablukaya alıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasisinin, adaletinin çok büyük bir ayıbıdır, üstelik de Çağlayan Adliyesi önünde gerçekleşmiştir; emeği geçen herkesi eşit olarak kınıyorum, bu kadar açık ifade etmek isterim.

İstanbul 5. İdare Mahkemesi var, Ekrem İmamoğlu'nun iptal ettiğiniz diplomasına ilişkin bir ara karar verdi, 13 maddelik bir liste yayınladı, bu listede "Ey üniversite, YÖK, Başsavcılık, Dışişleri Bakanlığı şu sorduğum sorulara yönelik, fezlekeye yönelik yanıtlarını ver ki ben bu diploma iptalinin haklı olup olmadığını idari yargı üzerinden denetleyeyim." diyor. Cevabınız ne? Hâkim ve Savcılar Kurulu 2025 yılı ara kararnamesiyle Başkan Recep Şendil ile üye Gün Yazıcı'yı İstanbul Bölge İdare Mahkemesi üyesi olarak oradan alıp sürüveriyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Şimdi, diyeceksiniz ki: "Ya, HSK yaz kararnamesi, ne alakası var? Ona denk gelmiş." Başka bir hâkime daha denk gelmişti, onu da hatırlatayım mı? Hani "ahmak" davasında her türlü baskıya, tehdide, şantaja rağmen istediğiniz cezayı vermeyeceğini anladığınız zaman İstanbul'dan Samsun'a sürdüğünüz hâkim gibi. O hâkim konuştu, o hâkim "Benim ifadem alınsın." dedi, HSK ifadesini bile almadı, resen ya da talep üzerine soruşturmadı bile; işte, geldiğiniz dava, geldiğiniz nokta budur. Gazetecileri tutuklayarak, avukatları tutuklayarak bu memleketi yönetemezsiniz. Bu memleketin insan kaynağı, entelektüel birikimi, ahlakı, direnci, inancı ve kararlılığı her geçen gün daha fazla yükselmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun lütfen, tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Son olarak, antiemperyalist havalarıyla her gün bize hamaset nutukları atan Recep Tayyip Erdoğan yirmi iki saat evvel bir "tweet" paylaştı, diyor ki: "İsrail ve destekçilerinin komşumuz İran'a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz." Bu İsrail ve destekçileri kim ki bu B-2 uçaklarını 6 bin mil öteden, 30 küsur saat uçurarak İran'ı bombalayan, adını bile anamadığınız İsrail'in destekçileri kim ki? Sonra devam ediyor, diyor ki: "İran'ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik saldırılar kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyoruz, tepkimizi açıkça ortaya koyuyoruz." Ya "Kimden gelirse gelsin." dediğiniz kim ki; Amerika mı, Trump mı? Onu bile söyleyemiyorsunuz öyle mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Hangi tepkinizi ortaya koyuyorsunuz? Hiçbir tepki falan ortaya koyamıyorsunuz. Bu, Türkiye'nin dış politika alanında geldiği "mış" gibi yapma politikasının ve acınaklı durumunun son açık göstergesidir. Buradan biz Trump'ı kınıyoruz, Amerika'yı kınıyoruz, İran'a bomba yağdıranları kınıyoruz, Gazze'yi cehenneme çevirenleri kınıyoruz; onları kınamayanları da kınıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.