Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 101 |
Tarih: | 25.06.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yeni göreviniz tekrar hayırlı olsun.
İdare ve gözlem kurulları bu ülkenin başına bela olabilecek en büyük cezalardan bir tanesidir. Türkiye'de yıllardır temel insan hakları sorunlarının başında aslında cezaevlerindeki hak ihlalleri ileri gelmektedir. Mahpuslara yönelik keyfî uygulamalar ve hukuk dışı infaz rejimleri yapısal bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Cezaevlerinde 103 binden fazla insan kapasitenin üzerinde rehin tutulmaktadır. Bilindiği gibi, mahpusların cezaları kesinleşince haklarında bir müddetname düzenlenip tahliye tarihleri yazılmaktadır ancak 2020 yılında düzenlenen idare ve gözlem kurulu kararlarında tutsaklar üçer aylık, altışar aylık veya birer yıllık değerlendirmelere tabi tutuluyor. Tutsakların bunca yıl sonra pişmanlık dayatmasıyla ve bu gerekçelerin ileri sürülmesiyle, suyu tasarruflu kullanmadığı, yeterli sayıda kitap okumadığı bahaneleriyle infazları yakılmakta ve cezaevlerinde rehin tutulmaktadırlar. Tutsaklara âdeta her gün tekrar tekrar cezalandırmalar yapılmaktadır bu kurullar eliyle.
Bu keyfî uygulamaların en yoğun yaşandığı cezaevlerinden biri de Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi. Burada 130'un üzerinde siyasi tutsak bulunuyor, çoğu müebbet hapis veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış durumda. Bunlardan 33'ü otuz yılını doldurmasına rağmen tahliye edilmiyor, idare ve gözlem kurulu serbest bırakmıyor keyfî uygulamalarla. Otuz iki yıldır cezaevinde olan Nedim Yılmaz'ın tahliyesi iyi hâlli olmadığı gerekçesiyle 8'inci defa idare ve gözlem kurulu tarafından ertelendi; 8'inci defa.
Bir başka örnek Sincan Kadın Cezaevinde; otuz iki yıl iki ay yirmi dört gündür cezaevinde olan Nedime Yaklav şöyle özetlemiş infaz rejimini: "Sincan Kadın Cezaevinde yaşamış olduğumuz hukuksuzluk 80 darbe sürecinin uygulamalarını aratır düzeydedir." diyor ve şöyle devam ediyor: "1993 yılında gözaltına alındım, otuz gün ağır işkenceden sonra tutuklandım, DGM'de yargılama yapılmaksızın hüküm verildi ve infazım düzenlendi. Buna göre şartlı tahliyem 1 Nisan 2023'tü, o gün geldiğinde tahliye olmam gerekirken hâlen Sincan Kapalı Cezaevindeyim. Otuz iki yılı aşkın bir süredir cezaevinde tutulduktan sonra DGM'nin vermiş olacağı kararı arayacağım; kötü bir rüya veya bir şaka olabilirdi, işte oldu. İşte, bugün ülkenin hukuk rejiminin geldiği nokta insanların DGM'leri arar olmasıdır. İdare ve gözlem kurulu rejimi, 80 darbe anayasasını ve Ceza Kanunu'nu katbekat aşan antiinsani bir yasadır."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
KAMURAN TANHAN (Devamla) - "Cezaevi savcısına, müdürüne, doktoruna, öğretmenine, gardiyanına ve teknisyenine verilen bu sınırsız yetki insana zulüm yetkisidir. Cezaevi gözlem kurulu, infaz hâkimliği ve ağır ceza mahkemesi biri diğerini denetlemeksizin onaylayan birer merci gibi hareket etmektedirler. İyi hâlimize bağlı olarak değil, disiplin cezamız olsun veya olmasın veya hiçbir eylemde bulunmayalım, gözlem kurulunun ruh hâline ya da inisiyatifine veya verilen emre bağlı olarak infazlarımız yakılmakta, rehin tutulmaktayız."
İdare ve gözlem kurullarının hukuka ve insan haklarına aykırı işleyişine, siyasi içerikli sorgulamalar yoluyla infazların keyfî olarak uzatılması uygulamalarına bir an önce son verilmelidir. Temel hak ve özgürlükler ile uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uygun hareket edilmeli, mahpuslara ve ailelerine yaşatılan bu zulme son verilmelidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)