GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:25.06.2025

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ekranları başında bizleri izleyen değerli halkları ve eğer Meclis TV verilmiş ise bizi izleyebilen tutsakları saygıyla selamlıyorum. Çünkü biliyorsunuz, hapishanelerde, Meclis TV birçok yerde hâlen yok. Bunu ara ara hatırlatmayı bir görev biliyorum. Umarım, önümüzdeki günlerde de hasta tutsaklar başta olmak üzere siyasi tutsakların da artık dört duvar arasında olmayacağı günler gelecek.

İklim yasası, diğer adıyla "ihracatçıları destekleme yasası" tekrar burada. Bu yasayı çekmiştiniz, doğru etmiştiniz ama doğruda istikrar yok. Talanda istikrar var, sermayeye peşkeş çekmekte istikrar var ama doğru bir harekette istikrar yok; kutlarız.

Hazırlığını yaptığınız Maden Yasası'yla ilgili yasa teklifi de benzer bir yasa. Onun adı da "sermayenin talan yasası" aslında, biz öyle okuyoruz yani öyle okunuyor. Siz hepsini doğa için, ekoloji için yaptığınızı iddia ediyorsunuz, tamamında yenilenebilir enerji vesaire anlatıyorsunuz; hepsi fos, gerçekler tam bunun zıddı. İklim krizine sermayeye sağlanan olanaklar neden oldu. Şimdi, bu krize, sermayenin neden olduğu krize sermayeye yeni opsiyonlar sağlayarak son vermeyi hedefliyorsunuz. Biz bunu kabul etmiyoruz, buna izin vermeyeceğiz, buna izin vermeyecekler. Dün bu Meclisin kapısının önündeydiler; doğasına, taşına, ağacına sahip çıkmak için başta köylüler, ekolojistler bu Meclisin kapısının önündeydiler; o doğa peşkeş çekilmesin, yok edilmesin, bir döngü, bir bütünlük bozulmasın diye buradaydılar. Karşılaşsanız "tatlı teyzemiz" "canımız ninemiz" diyeceğiniz insanlar şu kapıdaydı ve onlardan biri de elinde bir döviz tutuyordu, burada görüştüğümüz yasalar bütününün ne anlama geldiğini çok güzel açıklıyor: "Kaz Dağları'nda ceviz olur, Cengiz olmaz!" (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

Siz sanıyorsunuz ki dağlar, ovalar, tarlalar maden ocaklarına açılınca, yandaşlarınıza verilince, doğa talan edilince iklim krizi son bulacak. Yani açıkçası bu ara çok hatırlıyorum ve söylüyorum, Kızılderililerin "Beyaz adam paranın yenmediğini öğrenince..." diye bir sözü var ya; siz paranın yenmediğini öğrenemeyeceksiniz ama gelecek nesiller bunu çok net görecek.

Fosil yakıt tüketiminin devletin kalkınması için önemli olduğu vurgusuyla başka yasalar çıkarıyorsunuz. Sıfır emisyonu da 2053 yılına ötelemişsiniz; kim öle kim kala. Burada su konuşuluyor, kuraklık konuşuluyor, anlatıyor vekiller çıkıp bölgelerindeki kuraklık sorununu; siz sıfır emisyonu 2053 yılına yolladığınızda, attığınızda "Aslında kuraklıkla da derdimiz yok, halk sürünsün." demiş oluyorsunuz.

Soma'da, Ermenek'te maden çıkarmak uğruna yüzlerce işçi ölürken bu katliamın karşısında işçileri savunan 2 avukat yargılanıyor sadece artık yani iklim kriziyle mücadele ediyoruzun bu boyutu da yalan.

Cengiz Holdinge teşvikler, vergi afları; halka pestisitli gıda, zeytinlik talanı; köylüye kolluk copu. Burada şunu belirtmek istiyorum: Çekirdeğini atsan her yerde elma ağacı çıkan bu ülkede elmanın kilosu 80-90 lira. Bu coğrafyaya özgü türler yok olmuş durumda ve sizin bununla ilgili bir politikanız yok. Elma, işçi sınıfının yiyebildiği yegâne meyvedir -meyve idi- artık bu bile mümkün değil ve elmayı bile çok gördüğünüz o halkın geleceğinin üzerine bu ipoteği tekrar tekrar koyuyorsunuz.

İklim kriziyle derdiniz varsa nükleer yatırımları, ne idiği belirsiz nükleer yatırımları yapmaktan vazgeçersiniz. Şu an biz Mersin'de, Akkuyu'da, o nükleer santralde ne oluyor bilmiyoruz. Deprem coğrafyasında nükleer santral kurarak iklim kriziyle mücadele etmek tarihe "AKP ironisi" olarak geçecektir muhakkak, "halkla dalga geçmek" olarak da geçecektir.

Siz bu yasaları yaparken sürekli diyorsunuz ki: "STK'lerle görüştük, onunla görüştük, bununla görüştük." Soruyoruz, ediyoruz, çoğunlukla kimlerle görüştüğünüzü söylemiyorsunuz ama kimlerle görüşmediğinizi biliyoruz. Bu alanda çalışan mühendislerle, odalarla, ekolojistlerle, bilim insanlarıyla, o coğrafyada yaşayan, o ağaçla, kuşla büyüyenlerle görüşmediğinizi biliyoruz; o "yatırım" adı altında yaptığınız işlerin işçileriyle görüşmediğinizi biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - Geçen gün Maden Yasası için Komisyona işçileri getirdiniz, işsizlik korkusuyla terbiye etmeye çalıştığınız işçileri konuşturdunuz. Onları sadece böyle anlarda görüyorsunuz. Bu ülkenin her yeri grev dalgası; hakları gasbedilmiş, açlığa mahkûm edilmiş işçilerin grev dalgası var ama onlar gerçekten yasaları yaparken muhatabınız değil. İşçi sınıfını da böyle kullanmaya çalışıyorsunuz.

TMMOB sizi kerelerce uyardı, bu yaptıklarınızın ne anlama geldiğini anlattı. İliç raporu yeni çıktı. Koskoca bir rapor masalarımızın üzerinde duruyor, odalarımıza geldi. O rapordan çıkacak sonucun sizin açınızdan rant, bizim açımızdansa hiçlik olduğunu görüyoruz. "..." (*) (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)