| Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 25.06.2025 |
ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Görüşülmekte olan İklim Kanunu Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine grubumuz adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri takip eden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, üzerinde konuştuğumuz teklifin adı "İklim Kanunu" ancak muhtevasına baktığımızda teklifin daha çok sermaye ve sömürüyle ilişkili olduğunu görüyoruz. İşin içinde para ve güç olunca nedense akan sular duruyor. İktidarınızın küresel dayatmalar sonucunda yaptığı işler millete yarar sağlamak yerine sömürgeciye ve taşeronlara hizmet ediyor. İşte, bu dayatmaların son örneği olan bu teklifle ülkemizin kalkınması ve üretim özgürlüğü, milletimizin refahı hiçe sayılıyor. Dünyayı kirleterek kalkınan ülkeler ve dünyayı kirleterek kuşatan çok uluslu şirketler faaliyetlerini hız kesmeden sürdürmektedir. Atmosfere salınan karbonun yüzde 75'i sayıları 90'ı bulan çok uluslu şirketler tarafından salınmaktadır ancak baktığınızda, güya çevreyi korumak amacıyla hazırlanmış olan uluslararası anlaşmalar dünyayı kirleten bu şirketleri aynı oranda yükümlü tutmuyor, hâl böyleyken onları yükümlü kılmayan sözüm ona kriterler az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dayatılıyor. "Yeşil kalkınma" görünürde müspet bir kavramdır ancak bugün bir sömürü aracı olarak kullanılmaktadır, içerisine serpiştirilen bu tür kavramlarla iklim kanununun sebep olacağı büyük tahribat gizlenilmeye çalışılmaktadır ancak biz uyarıyoruz; bu teklif milletin yararına olan bir teklif değildir, buna geçit vermeyin, onaylamayın.
Değerli milletvekilleri, teklifin 7'nci maddesi Avrupa Birliği ve ilgili kuruluşlarla koordineli uygulamalardan bahsetmektedir. Türkiye'nin iklim stratejileri Avrupa Birliğinin ve küresel finans kuruluşlarının dayattığı çerçevede değil kendi ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Bu kuruluşlar 1 tane dahi fabrikası olmayan ülkeleri bile dünyadaki karbon salımından sorumlu tutmakta ve çeşitli uygulamalar dayatmaktadır; bu düzen adil değil adi bir düzendir, Türkiye bu adaletsizliğe teslim olmak zorunda değildir. Getirilen bu teklif sanayiden tarım ve hayvancılığa kadar birçok alanda sorunlara sebep olacaktır. Hâlihazırda hem sanayi üretiminde hem de tarımsal üretimde maliyetler altında ezilen üreticilerimiz bir de ağır para cezalarıyla karşı karşıya getirilecektir. Teklifte yer alan para cezaları küçük üreticinin ödeyebileceği miktarlar değildir. Bu durumda, üretim tekelleşecek, sermaye bir avuçta toplanacak, milletimizi köleliğe mahkûm edecek en önemli adımlardan biri atılmış olacak. Ancak şu hususu tekrar hatırlatmakta fayda var: Tarihi boyunca sebebi ne olursa olsun milletimiz köleliği asla kabul etmedi, bundan sonra da etmeyecektir.
Değerli milletvekilleri, bizim inancımızda doğadaki her canlının hakkını hukukunu korumak vardır. İklim döngüsünün olumsuz etkileri, su kaynaklarının azalması, dünya çapındaki gıda güvenliği sorunu bugün hepimizin karşılaştığı olgulardır; bunları reddedemeyiz. Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan ve hepimizi doğrudan etkileyen bu sorunlara karşı gerekli tedbirleri almalıyız. Fakat bunu yaparken küresel sömürü sisteminin dayatmalarını değil ülkemizin ve milletimizin ihtiyaçlarını gözetmek zorundayız. Kendi kanunlarımızı kendimiz yapabiliriz. Su kaynaklarını dengeli ve doğru kullanmak adına, var olan koşullara uyumlu tarımsal ürün üretimini teşvik edebiliriz. Fosil yakıt kullanımını azaltmaya dair hedefleri belirleyip bu hedeflere doğru adım adım ilerleyebiliriz. Orman varlığımızı korumak ve artırmak adına sorumluluklar yüklenebiliriz. Bütün süreci şeffaflıkla yürütecek güçlü bir denetim mekanizmasını hep birlikte hayata geçirebiliriz. Bizler yapabiliriz ancak bu kanun teklifinin buraya getirilme sebebi dünyadaki iklim değişikliği, karbon salımı sorunu değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Sömürgeci daha iyi sömürebilmenin yollarını arıyor, bir şeyler dayatıyor, taşeronları ise bunun yasal zeminini oluşturuyor; mesele bundan ibarettir. Bu teklifi onaylamayı bırakın, gündeme getirmek bile millete âdeta hakarettir. Bu sebeple, bu teklifin imzacısı olan arkadaşlarımıza hatırlatıyorum, bu kanun teklifinin muhtevasını ve sebep olabileceği sorunları bilerek bunu imzaladığınıza da inanmıyorum. O hâlde, büyük bir gaflet içerisindesiniz demektir. Unutmayın, gaflet ile ihanet arasında sadece niyet farkı vardır.
İleride hayırla yâd edilmek istiyorsanız bu tekliften imzanızı çekin veya "ret" oyu verin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)