| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 10.12.2011 |
MHP GRUBU ADINA SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının 2012 yılı bütçeleriyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin yurt dışında faaliyet gösteren kuruluşlarıyla Diyanet İşleri Başkanlığımızın bütçesine ilişkin görüşlerimi arz etmeden önce görevini ifa etmekte iken vefat eden Kuveyt Büyükelçimiz Mehmet Hilmi Dedeoğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum, acılı yakınlarına ve Dışişleri camiamıza da sabır diliyorum.
Ayrıca, konuşmama başlamadan önce yine dün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü de kutluyorum. Haksız yere hapiste tutuklu bulunan gazeteciler, milletvekilleri ve ordumuzun kahraman generali ve partimizin de İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın da insan hakkının, seçilme hakkının hâlâ gasp edilmeye devam ettiğini de bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir hususa daha vurgu yapmak durumundayım. Hükûmeti buradan milletin iradesine saygılı olmaya davet ediyorum. Dün Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken hem İç Tüzük'ten olan hakkımız sebebiyle hem Meclis çalışmaları sebebiyle bize verilen yetkiden dolayı soru sorduk ve bu sorunun Hükûmet tarafından cevaplandırılmasını bekledik. Bırakınız sorumuzun cevaplandırılmasını, Sayın Başbakan Yardımcısı lütfedip "Sorunuza yazılı cevap vereceğim." deme nezaketinde dahi bulunmuyor. Sizin, muhalefeti bu anlamda görmeye gözünüz yok, bunu biliyoruz, Meclisi kanun hükmünde kararnameyle yönetme sevdanızı da biliyoruz ama biz buraya milletimizin reyiyle geldik ve siz milletimizin reyine saygı göstermek, milletimizin iradesine saygı göstermek zorundasınız. Burada milletvekilleri soruları millet adına soruyor ve siz de buna cevap vermek zorundasınız.
Değerli milletvekilleri, dünkü sorumu buradan tekrar ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanının bir futbol diplomasisi, bir Ermenistan açılımı vardı. Hatırlarsanız o günlerde Bursa'da Azerbaycan Bayrağı çöpe atılmış, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan'a ise ev yapımı özel dolmalar ikram edilmişti. Bundan bir süre sonra Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan bir konuşmasında dedi ki: "Dağlık Karabağ'ı biz aldık, biz işgal ettik, Ağrı Dağı'nı almayı Ermeni gençlerine havale ediyorum." Sorumu tekrar ediyorum: Sayın Cumhurbaşkanı hâlâ bu Ermeni açılımının arkasında mıdır?
Değerli milletvekilleri, eski ismi "Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı" olan ve şimdi "Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı"na çevrilen ama içerisindeki "Türk" kelimesi artık sadece isimde kalan kurumumuzla ilgili konuşmak istiyorum. Bu kurumumuz kuruluş alanlarını genişletirken eş zamanlı olarak da özellikle Türk coğrafyasında etkisizleşmeye devam etmektedir. Hükûmetin "Türk" kelimesinden duyduğu rahatsızlığın biz farkındayız. Anayasa'dan "Türk" kelimesini çıkarmak için nasıl bir çaba içerisinde olduğunuzu bizim gibi milletimiz de görüyor.
AHMET YENİ (Samsun) - Nereden biliyorsun?
SİNAN OĞAN (Devamla) - Nasıl ki Millî Eğitim Bakanlığının "millî" kelimesinin içini boşalttıysanız Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının da "Türk" kelimesinin içi boşaltılmaktadır. Dolayısıyla da TİKA'nın kuruluş amacı "Başta Türk dilinin konuşulduğu ülkeler ve topluluklar olmak üzere?" diye başlar. Dolayısıyla da TİKA, çalışmalarının ağırlığını buralara vermek durumundadır değerli milletvekilleri.
Ayrıca TİKA'nın bu coğrafyalardan ne kadar uzaklaştığını da yaptığı çalışmalardan görmekteyiz. TİKA, artık Türk cumhuriyetlerine, akraba topluluklarına destek olan bir kurum olmaktan uzaklaşmıştır. TİKA, Hükûmetin kendisine Türk coğrafyasından çok daha yakın hissettiği Arap coğrafyasına yönelmiştir, Orta Doğu coğrafyasına yönelmiştir. Hani o devrimcilik hevesinde olduğu coğrafyalara yönelmiştir. Bugün TİKA'nın Ahıska Türklerine, Kırım Türklerine, Irak Türkmenlerine, Gagavuz Türklerine, Uygur Türklerine, Bulgaristan Türklerine, Batı Trakya Türklerine öncelikli destek olması gerekirken TİKA'nın öncelikle Somali'de, Filistin'de, Afrika'da faaliyet gösterdiğini görmekteyiz. Sakın yanlış anlaşılmasın; "Buralarda olmayalım." demiyoruz, elbette buralarda olacağız. Bizim iddiamız büyüktür, Türkiye büyük bir devlettir, coğrafyası, misyon coğrafyası büyüktür, buralarda da olacağız ama bir şeyi unutmayacağız: TİKA'nın kuruluş faaliyetleri, kuruluş felsefesi Türk cumhuriyetleri, Türk akraba topluluklarıdır. Sıklet merkezimiz, ağırlık merkezimiz burası olacaktır ama diğer yerlerle de ilgili olacağız. Şimdi ifade ediliyor, deniliyor ki: "Efendim, Türk cumhuriyetleri zenginleşmiştir. Bu sebeple Türk cumhuriyetlerinin olduğu coğrafyalara ilgimiz azalmıştır." Eğer hakikaten böyle düşünüyorsanız siz teknik yardımın mantığını hâlâ anlamamışsınız, çözememişsiniz demektir.
Bendeniz, TİKA'nın ilk yurt dışı koordinatörlüğünü açan bir kardeşinizim burada. Yıllarca bu şerefli kurumun, şerefli bir üyesi olarak çalıştım. Maalesef, TİKA'nın son dönemlerde hizmet ettiği coğrafya açısından ciddi bir sıkıntı içerisinde olduğunu görmekteyiz.
Değerli arkadaşlar, TİKA bir yardım kuruluşu değildir. Bu manada TİKA, Kızılay değildir, insani yardım dernekleri değildir. TİKA'nın bunlardan farkını bilmeniz lazım, farkını ortaya koymanız lazımdır. Basit bir örnek vereyim, 2010 yılı TİKA faaliyetlerinden çıkardık bunu. Örneğin, Sırbistan'ın kuzeyinde Voyvodina bölgesinde Novi Sad'da bulunan 4 Temmuz Meslek Lisesine TİKA tarafından bir yardım yapılmış. Bu yardımın içeriği nedir biliyor musunuz? Boya badana yapılmış oraya. Değerli arkadaşlar, TİKA, boya badana yapan bir kuruluş hâline sokulmamalıdır.
Yine TİKA, aynı zamanda bu coğrafyalarda Amerikan dolarıyla Japon bilgisayarını alıp hibe eden bir kuruluş hâline de gelmemelidir. TİKA, bu coğrafyalarda yabancı ülkelerden dövizle satın aldığımız malzemeleri de hibe edecek bir kuruluş hâline gelmemelidir. Siz eğer TİKA'ya bu mantıkla bakarsanız TİKA'nın mantığını, dış yardımın mantığını bu manada daha çözememişsiniz demektir.
TİKA, aynı zamanda 50 milyon dolar harcayıp Bağdat Al Razi Hastanesini yapacak bir kurum da olmamalıdır. TİKA'nın işi bu değildir. TİKA, bu coğrafyalarda Türkiye'nin altyapısının hazırlanmasına, ihracatçımızın altyapısının hazırlamasına, bu ülkelerin kalkınmasının altyapısının hazırlanmasına yönelik çalışmalar yapmalıdır. Oysa TİKA bu işin kolayını bulmuş. Dövizle, dolarla, euroyla Amerika'dan, Avrupa'dan, Japonya'dan malzemeyi alıyor -kimin parasıyla alıyor? Bu milletin parasıyla- bu ülkelere hibe ediyor. Soruyorum size değerli milletvekilleri: Bunun bir izahını bana kim yapar acaba?
TİKA'nın 2010 yılı faaliyetlerinden birisi, Suriye'de estetik cerrahi merkezî yapmak. Allah aşkına Suriye'de estetik cerrahi merkeziyle teknik yardım mantığının ne alakası var? O estetik cerrahi merkezînin bugün Suriye'de oynadığınız o devrimcilikle bir alakası olsa gerek.
Bir başka husus daha var değerli milletvekilleri: Zaman gazetesinde birkaç gün önce çıktı. Şimdiye kadar 500 milyar lira harcamışız. Kimler harcamış? TİKA. Kimler harcamış? AFAD. Kimler harcamış? DSİ. 500 milyar lirayı, siz bu milletin parasını harcıyorsunuz, tam bir beceriksizlik örneği. Bir kuyu dahi açamamışsınız, Zaman gazetesine de manşet olmuşsunuz. 500 milyar lirayı harcayıp bir su kuyusu dahi açamayanların hesabını bu Meclis sormayacak mı? Ne yaptınız bu beceriksizlerle ilgili? Sayın Başbakan Yardımcısı, Sayın TİKA Başkanı, nasıl bir beceriksizliktir bu Allah aşkına?
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Başkaları Kıbrıs'ta sondaj yapıyor petrol ve doğal gaz için.
SİNAN OĞAN (Devamla) - Evet, başkaları Kıbrıs'ta burnumuzun dibinde sondaj yapıyor, siz üç kurum bir araya geliyor, üç kafadar bir araya geliyorsunuz bir kuyu dahi açamıyorsunuz ve 500 milyar lira da bu milletin parasını harcıyorsunuz. Dolayısıyla da TİKA maalesef son dönemlerde tam bir beceriksizlik örneği sergilemektedir.
Son dönemlerde Filistin'e yapılan yardımların ciddi bir oranda arttığını görmekteyiz. Şunu ifade edeyim: Filistin bizim Osmanlı'nın oradaki bakiyesidir. Bizim için Filistin önemlidir, ancak TİKA'nın yapması gereken şeyler farklıdır. TİKA Filistin'de hastane yapacak kuruluş değildir. Kızılay yapsın, Sağlık Bakanlığı yapsın, başka bir kuruluş yapsın. TİKA bir kalkınma ajansıdır. Bunu anlamanız lazım, bunu algılamanız lazım. Ama TİKA ne yapıyor? Oraya gidiyor, hastane yapıyor.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Ne yapsın?
SİNAN OĞAN (Devamla) - Ne yapıyor? Kalkınmasına yardımcı olacaksınız.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Kalkınması için ne yapsın, onu söyle.
SİNAN OĞAN (Devamla) - TİKA orada helva dağıtan bir kuruluş değil.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Ne yapsın?
SİNAN OĞAN (Devamla) - Anlamıyorsunuz işte, sorun orada. TİKA helva yapmasını öğretecektir. TİKA ilk defa yurt içinde de yardımlar yapmaya başlamış. Ne yapmış merak ediyorsunuz, söyleyeyim: Kavurma dağıtmış. Allah aşkına TİKA kavurma dağıtan bir kurum mudur?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Ya söyle, ne yapsın?
SİNAN OĞAN (Devamla) - TİKA kavurma dağıtan bir kurum değildir.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Somut bir şey söyle ya!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen?
SİNAN OĞAN (Devamla) - Sayın Başkan, müdahale eder misiniz.
BAŞKAN - Müdahil olmayın lütfen.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Somut bir şey söyle.
SİNAN OĞAN (Devamla) - Arkadaşlar, öğreneceksiniz dış yardımın mantığını.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Onların zamanında ne yapılmış?
BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekili, lütfen?
SİNAN OĞAN (Devamla) - Japonya'da bunlar yapılıyor, Danimarka'da bunlar yapılıyor. Başka ülkelerin dış yardım kuruluşları neyi yapıyorsa onu yapacaksınız.
Şimdi, TİKA'da yeni bir yönetim işbaşına geldi ve bu yeni yönetim bütün tecrübeli personelleri aldı bir kenara koydu. Neden? Daha yandaşlara yer açmak için. Kurumun hafızasını silerseniz, tecrübeli memurları alır bir tarafa koyarsanız üç ayda 500 milyar lira harcayarak işte sudan çıkmış balık gibi bir kuyu dahi açamazsınız. Bu sebeple nane, limon işlerine girmeyeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından "Anlayamadık." sesi)
Anlayan anlıyor ne dediğimi.
Nane, limon işlerine girmeyeceksiniz. TİKA'yı yandaş STK'lara kaynak aktaran bir kurum hâline getirmeyeceksiniz. Bu milletin parasıyla Bilkent'teki TİKA konutuna 100 milyarlarca lira civarında -eski parayla diyorum- tadilat, yeniden tefrişat işleri yapamazsınız, bu milletin parasını böyle çarçur edemezsiniz, zevküsefanıza harcayamazsınız.
TİKA, ayrıca örtülü ödenekten para harcayan da bir kurumdur değerli milletvekilleri. Bunun da hesabının verilmesi lazım. TİKA, hangi gerekçelerle örtülü ödenekten para kullanır hâle gelmiştir? Nerelere harcamıştır örtülü ödenek parasını TİKA? Bunun da hesabını vermek durumundasınız. 9 vatandaşımızı haince, hunharca götürüp İsrail kurşunlarına hedef eden İHH'nın masraflarını TİKA ne amaçla karşılıyor? Deniz Fenerinin masraflarını TİKA neden karşılıyor? Bunun hesabını da vermek durumundasınız.
Değerli milletvekilleri?
MUHARREM VARLI (Adana) - "Deniz Feneri" deme seni de atarlar içeriye ha, Sinan!
SİNAN OĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, milletimiz her şeyi görüyor.
Değerli milletvekilleri?
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Türki cumhuriyetlere gideceksiniz.
SİNAN OĞAN (Devamla) - "Türki cumhuriyetler" değil onun adı, "Türk cumhuriyetleri"dir, doğru kullanacaksınız, öğrenip geleceksiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Amerikan ağzıyla konuşuyor.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen?
Sayın Oğan, Genel Kurula hitap edin lütfen.
SİNAN OĞAN (Devamla) - Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımıza da şunu tavsiye ediyorum: Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız "Yandaş Yurtdışı Türkler Başkanlığı" değildir. Yıllardır Almanya'da bütün Türklerin iyi gününde, kötü gününde yanında olmuş, en köklü, en kucaklayıcı kurum olan Türk Federasyonunu siz nasıl çağırmazsınız? Almanya'da göçün 50'nci yılıyla ilgili toplantı yapacaksınız ama Türk Federasyonunu çağırmayacaksınız. Kimleri çağıracaksınız? Yurt dışındaki "yandaş" gördüğünüz vatandaşlarımızı.
AHMET YENİ (Samsun) - Bizim bileceğimiz iş!
SİNAN OĞAN (Devamla) - Siz vatandaşları bu şekilde ayıramazsınız. Bunun adı "Yurtdışı Türkler Başkanlığı"dır, "yurt dışı yandaş Türkler başkanlığı" değildir.
Değerli milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu manada siyasetin dışına çıkarılması lazım. Vaktimin sonuna geldiğim için sadece bir cümle şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye'de hangi kuruma siyaset bulaştırırsanız bulaştırın, Diyanete bulaştırmayın. (MHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİNAN OĞAN (Devamla) - Diyanet bizim ortak harcımızdır. Diyanet İşleri Başkanlığımıza lütfen siyaset bulaştırmayın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum ve biz yeterli bulmadığımız için hem Yurtdışı Türkler Başkanlığının hem TİKA Başkanlığının hem de Diyanet Başkanlığının bütçesini yeterli bulmadığımız için maalesef biz "hayır" oyu kullanacağız.
AHMET YENİ (Samsun) - Başka ne yapabilirsiniz ki zaten!
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Oğan.