GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:102
Tarih:26.06.2025

CHP GRUBU ADINA AYÇA TAŞKENT (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada, görmezden gelinen ama evlerimizin içindeki görünmez emeği var eden ev işçileri konusunu gündeme getirmek üzere söz aldım.

Maalesef, bu iktidar döneminde, çalışan kesim üzerindeki özelleştirme, esneklik, kuralsızlık, güvencesizlik, kayıt dışılık gibi çalışma biçimleri yaygınlaşmıştır. Gündelik ev işlerinde çalışan ev işçisi kadınlar güvencesiz çalışma hayatının ve dolayısıyla da sömürünün tam ortasında yer almaktadırlar. Ev işçileri, temizlikten çocuk bakımına, yaşlı ve hasta bakımından yemek yapımına kadar geniş bir yelpazede evlerin yükünü omuzlayan ancak emeği değersizleştirilen bir kesimdir. Bugün bir milyondan fazla ev işçisi olduğu söylenmektedir yani on binlerce kadın, her sabah bir eve gidip saatlerce çalışan ancak ne İş Yasası'ndan ne de sosyal güvenlik sisteminden yararlanamayan görünmez emekçilerdir ve çalışma koşulları tamamen işverenin inisiyatifine bırakılmıştır. Ücret, öğle yemeği, yol ücreti gibi koşullarda belirleyici olanın işveren olması işin güvencesizliğini beslediği gibi sömürü sürecini de arttırmaktadır. En temel sorun ise bu güvencesizliğin getirdiği meslek hastalıkları ve iş cinayetleridir. Sistemin bozukluğu nedeniyle binlerce ev işçisi kadın meslek hastalığına yakalanmakta, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmektedirler. Alanda çalışan sendikaların aktardıklarına göre ev işçilerine yönelik işverenlerin gösterdiği, uyguladığı kötü muamele, şiddet ve taciz dikkat çeken diğer sorunlar arasındadır. Ev işçiliği çoğu zaman gündelikçilik formunda yapılmakta ve bu formda çalışanların sosyal güvenceden yoksun olması onları daha da güvencesiz ve yarınsız bir hâle getirmektedir. Ayrıca, kayıt dışı çalışmanın yaygınlığı ev işçilerinin hak aramasını fiilen imkânsız kılmaktadır. Ev işçiliği toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en somut görünümlerinden de biridir. Kadınlar toplum tarafından kendilerine biçilen doğal görev gerekçesiyle ev içi işleri yapmaya yönlendirilmiş, bu alan emek piyasasında değersizleştirilmiş ve kuralsız bir hâle getirilmiştir. Bakım hizmetlerinin özelleştirilmesi, kamusal bakımın yokluğu ya da zayıflığı ev işçiliğine olan talebi artırmıştır. Bu da kadın yoksulluğunu daha da derinleştirmektedir. Türkiye'de yaşayan göçmen ve mülteci kadınlar arasında da ev işçiliği çok yaygındır. Bu kesim çok fazla sömürüye açık ve hak aramaları engellenen bir durumda çalıştırılmaktadır. Türkiye'de ev işçilerinin durumu ne İş Kanunu'nda ne de Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nda açık biçimde tanımlanmış değildir. Mevcut düzenlemeler parçalı, yetersiz ve uygulanamaz niteliktedir. Uluslararası Çalışma Örgütünün 189 sayılı Ev İşçiliği Sözleşmesi 2011 yılında kabul edilmiş ve dünya genelinde birçok ülke bu sözleşmeyi onaylamıştır ancak ne yazık ki Türkiye bu sözleşmeyi hâlâ onaylamamıştır; bu büyük bir eksikliktir. Ev işçileri için asgari çalışma şartlarının oluşturulması bu sözleşmenin onaylanmasından geçmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz diyoruz ki: Ev işçileri, tüm diğer işçiler gibi sendikalı olma, toplu pazarlık yapma, emeklilik hakkı kazanma ve iş güvencesi haklarına sahip olmalıdır. İLO Sözleşmesi derhâl onaylanmalı, ev işçileri için özel ve kapsamlı bir düzenleme de yapılmalıdır. Ev işçiliği İş Kanunu kapsamına alınmalı, on günden az gibi sınırlayıcı uygulamalar kaldırılmalıdır. Bakım hizmetleri kamulaştırılmalı; devlet yaşlı, hasta ve çocuk bakımını toplumsal bir sorumluluk olarak ele almalıdır.

Sayın milletvekilleri, ev işçiliği Türkiye'de emeğin en çok sömürüldüğü alanlardan biridir. Görünmeyen emeği görünür kılmak, onların haklarını savunmak, eşitlikten ve adaletten yana her siyasetçinin görevidir. Eşit yurttaşlık ve emeğin yüceliği inancımızla artık bu görünmez emeğin siyasal ve hukuki karşılığını bulmasının zamanının geldiğine inanıyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)