GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:103
Tarih:01.07.2025

AYŞE SİBEL YANIKÖMEROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu vesileyle, Başkanlık Divanı'nda görev alan milletvekillerimizi tebrik ediyor, başarılar diliyorum.

Görüşmekte olduğumuz İklim Kanunu Teklifi, gelecek nesilleri doğrudan ilgilendiren bir tekliftir. İklim değişikliği sadece çevresel değil aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutları da olan küresel bir krizdir ve bu krizin etkileri her geçen yıl daha da şiddetlenmektedir. Türkiye, en çok etkilenen ülkelerden biridir maalesef. Bu durum, kırılgan grupları daha da fazla etkilemektedir. Bu açıdan iklim değişikliği aynı zamanda bir sosyal adalet ve insan hakları meselesidir.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinin adı "iklim kanunu" olmasına rağmen ne yazık ki iklim kriziyle ilgili somut çözümler içermemektedir. Teklifte, özellikle Emisyon Ticaret Sistemi'nin kurulması planlanmaktadır. Bu, Avrupa Birliğiyle uyum ve Paris İklim Anlaşması kapsamındaki taahhütler açısından gerekli bir adımdır ancak bu sistemin nasıl uygulanacağı büyük önem taşımaktadır; maalesef biz bu detayları teklifte göremiyoruz. ETS, tek başına emisyon azaltımı sağlayamamaktadır. Asıl hedef, iklim değişikliğinin önüne geçmek ve sera gazı emisyonlarını azaltmak olmalıdır.

Değerli milletvekilleri, iklim değişikliği teknik bir konu olması sebebiyle bilimsel bulgularla desteklenmelidir. Bu sebeple de bilimsel danışma kurulu kurulmalı ve yalnızca gerektiğinde değil, kalıcı olarak varlığı sağlanmalıdır. İklim politikalarının geliştirilmesinde şeffaflık, halkın katılımı ve bilgiye erişimi son derece önemlidir; ne yazık ki teklifin bu yönü de eksik kalmıştır. Ayrıca, teklifte Meclis denetimine yer verilmemiş ve Parlamentoya hiçbir rol biçilmemiştir; bu durum hesap verilebilirlik açısından önemli bir eksikliktir.

Buradan iktidara seslenmek istiyorum: Anlaşılan o ki sizin iklim değişikliğiyle mücadele gibi bir amacınız yok; esas amaç, Avrupa Birliğinin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'ndan kaçmak ve yeni bir rant kapısı açmak.

Ayrıca, teklifte "iklim adaleti" "adil geçiş" gibi terimlerin içeriği doldurulmamış. Emisyon azaltımına ve net sıfır hedefine ilişkin yapılacaklar maalesef yer almıyor. Gelecek nesillerin yaşam haklarına yönelik hiçbir güvence sunulmuyor. Evet, her şey belirsiz ama bir şey hariç; emisyon ticaretine ilişkin düzenlemeler çok net. Kirletme hakkını alıp satılan bir mala dönüştürüyorsunuz yani kirliliğin ticaretini yapıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir sistem, emisyonları azaltmak yerine daha da arttıracaktır. Bu ticaretten elde edilecek gelirle "yeşil büyüme" adı altında bir sistem kurulacak, birileri zenginleşecek. Görüyoruz ki karbon ticareti üzerinden hemen yeni bir rant yaratılmış. Oysaki bu gelirin uyum hedeflerinde, adil geçiş mekanizmalarında ve kayıp zarar süreçlerinde kullanılması gerekirdi yani "yeşil büyüme" değil "yeşil kalkınma" olmalıydı.

Değerli milletvekilleri, bu teklif yeniden hazırlanmalıdır. Fosil yakıtlardan çıkışa yönelik bir plan oluşturulmalı, sera gazı emisyonlarını azaltacak uygulamalar yapılmalı, afetlere karşı önlemler alınmalı, biyolojik çeşitlilik ve ekosistemler korunmalıdır. Ayrıca, sivil toplum kuruluşları ve bilim insanları da sürece dâhil edilmelidir; denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir. Teklifi bu hâliyle kabul etmemiz mümkün değildir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)