GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:103
Tarih:01.07.2025

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; iktidarın enerji baronlarıyla, para babalarıyla birlikte hazırladığı, yangınlardan, talanlardan geriye kalan doğayı da katledecek olan iklim yasasını görüşüyoruz. Üç ay önce tepkiler nedeniyle geri çekilen teklif, noktasına, virgülüne dokunulmadan, yeniden bir dayatmayla Genel Kurul gündemine geldi. Halkımızdan gelen tepkilerden korkmasaydınız kanun hükmünde kararnameyle İÇTAŞ, Limak, Aydem gibi firmalara, istedikleri değişiklikleri yapar ve her türlü izinleri bir gece aldığınız kararla verirdiniz, aynı Kanal İstanbul'da olduğu gibi. Belli ki bu işte bazılarının kişisel menfaatleri var ki bu suça yüce Meclisimizi de alet ediyorsunuz, bu doğayı katledecek yasayı dayatıyorsunuz. Bu dayatmanın amacı ne? Enerji baronlarının, para babalarının istediklerini doğanın korunmasından, halkın menfaatlerinden daha mı üstün görüyorsunuz? Siz de biliyorsunuz ki bu düzenlemenin doğayla, çevreyle alakası yok. İktidara geldiğinizden bu tarafa "Babalar gibi satacağız." diyerek TÜPRAŞ'tan PETKİM'e, SEKA'dan çimento fabrikalarına, Sümerbanktan şeker fabrikalarına kadar her şeyi yok pahasına sattınız. Yetmedi, sularımızı, yer altı, yer üstü zenginliklerimizi, ormanlarımızı, para karşılığında Türk vatandaşlığını, tarım arazilerimizi, limanlarımızı, köprüleri, otoyollarımızı sattınız, şimdi de soluduğumuz havayı satacaksınız. Dereleri HES'lere, ormanları RES'lere kurban ettiniz. Sizin derdiniz çevre olsaydı ormanlarımızı, zeytin ağaçlarını madene kurban etmezdiniz; ormanları, tarım arazilerini ranta, imara açmazdınız. Sizin tek derdiniz var, o da para. Sizin dinlediğiniz tek kesim var, o da para babaları ve faiz lobileri.

Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi halkın tepkisine ve bizlerin itirazlarına rağmen yasalaşırsa neler olacak ben size onları biraz anlatayım. Biyolojik çeşitliliği ve ekosistemleri güvence altına alacak bir planlama ve su yönetimi stratejisi bulunmayan, mutlak sera gazı azaltımı, kömürden çıkış planı ve adil geçiş mekanizmaları içermeyen bir teklif yasalaşmış olacak. Bu kanun teklifi doğayı, doğal alanı, yediğimiz, içtiğimiz, ürettiğimiz, tükettiğimiz her alanda "karbon emisyonunu azaltma" adı altında insan yaşamına müdahale getirecek. Tarım ve hayvancılık sera gazı, metan gazı ve karbondioksit emisyon azaltma hedefleri kapsamında kısıtlanabilecek, yasaklanabilecek. Ormanlar akıllı şehirlere geçiş kapsamında yok edilebilecek. Doğaya zarar veren sektörlere sınırlama ya da denetim getirilmeyecek, çevreye zarar verse de parayı veren çevreyi katletmeye devam edecek. Emisyon ticaretinden elde edilecek gelirler iklim değişikliğinden etkilenen topluluklara değil, özel sektörün yeşil dönüşümüne aktarılacak.

Bakın, bana ulaşan bir mektup, anne ne diyor? "Öncelikle bir vatandaş, bir anne, bir çalışan olarak, kısaca her bir karesi şehitlerimizin kanlarıyla oluk oluk sulanmış bu güzel vatanın bir evladı olarak kendim ve ailem adına, gelecek nesiller adına, yeniden Meclise gelen iklim kanununu reddediyorum, hiçbir şekilde kabul etmiyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bizleri temsil etmeniz için seçtiğimiz siz değerli milletvekillerimizden bu kanun tekliflerini reddetmenizi istiyoruz." Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu kanun teklifine "hayır" diyeceğiz. Peki, iktidar olarak baronların değil milletin sesine kulak verip siz de reddedebilecek misiniz?

Saygıdeğer milletvekilleri, bu iktidar yirmi üç yılda halkın iliğini, kemiğini kuruttuğu gibi akarsularımızı, ormanlarımızı da kuruttu. Ülkemizde maalesef insanlık can çekişiyor, vicdan can çekişiyor, ahlak can çekişiyor, adalet can çekişiyor; ormanlarımız, derelerimiz can çekişiyor. Kızılderili atasözü ne diyor? "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde iktidar paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak ama çok geç olacak."

Milletvekillerine ısrarla sesleniyorum: Bu bir avuç insanı kollayan düzenin parçası olmayın. Yazık oluyor geleceğimize, inancımıza, maneviyatımıza, doğmamış çocuklarımızın istikbaline. "Yeşil" deyince aklına sadece doların yeşili gelen, gerisi umurunda olmayan enerji baronlarına, para babalarına, emperyalistlere karşı İklim Kanunu'nu reddediyoruz.

İki yıldır Türkiye Büyük Millet Meclisinde "Çorum'un Derinçay'ı can çekişiyor." diye haykırıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET TAHTASIZ (Devamla) - Ama siz doğayı sevmiş olsaydınız, siz akarsularımızı korumak istemiş olsaydınız... İki yıldır bizim Derinçay hakkında vermiş olduğumuz yasa tekliflerine ve soru önergelerine rağmen maalesef Derinçay hâlâ kirli akıyor, hâlâ çevreyi kirletiyor ve balık yüzen bir dere şu anda maalesef zehir saçıyor. Ama Çorum Belediyesi, Çorum Valiliği ve Çorum'un yetkilileri, milletvekilleri buna sessiz kalıyor. Siz eğer doğayı seviyorsanız gelin, Çorumdan başlayın, Derinçay'ın kirliliğini önleyin, oradaki çiftçilerimiz bu sudan yararlansın ve ektiği biçtiği ürün zehir saçmasın.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)