Konu: | YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 104 |
Tarih: | 02.07.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ben bu önergede diğer hatiplerin yaptığı gibi ihracatçıların sorunlarını konuşmayacağım, tekstil sektöründeki işçilerin sorunlarını konuşacağım çünkü Türkiye'de önemli bir ihracat payına sahip olan tekstil ve hazır giyim sektörünün yaşadığı sorunlar bizzat üretim esnasında yaşanan sorunlardan bağımsız değil. İş gücü piyasasında ucuz emek sömürüsünün yaşandığı bu sektörde kadın, çocuk ve göçmen işçiler ne yazık ki yok pahasına çalıştırılıyorlar. Dolayısıyla emek sömürüsünün en ağır koşullarda uygulandığı sektörlerin başında tekstil sektörü geliyor. Benim de seçim bölgem olan Mersin'de tekstil istihdamı giderek düşüyor. Önergede özellikle kadın istihdamı açısından önemli bir sektör olan bu mevzu vurgulanıyor ancak bu, kadınlar için bir çıkış yolu olmaktan çok, kadınların toplumdaki ikincil konumlarının fırsat bilinip kullanılarak kadınların güvencesiz ve kayıt dışı çalışmalarının önünü açan çifte bir sömürü olarak ne yazık ki istihdam alanlarında pratikleşiyor. Ücretler düşük, çalışma koşulları son derece sağlıksız, sendika yok, yasal olarak örgütlenme çoğu zaman ne yazık ki mümkün değil. Tekstil işçilerinin sorunları bu anlamıyla gerçekten çok büyük, çok devasa. Havasız koşullarda çalışıyorlar işçiler, aşırı sıcaklarda ya da aşırı soğuklarda çalışıyorlar, çok fazla toza ve kimyasala maruz kalıyorlar; sürekli makine başında çalışmaktan dolayı ya da sürekli ayakta olmaktan dolayı yaşamış oldukları sağlık sorunları var, duruş bozuklukları var. Daha bir sürü hastalığa ne yazık ki kölelik koşullarında çalıştıkları için maruz kalır vaziyetteler. Kadın emeği, çocuk emeği ve göçmen emeği üzerine kurulu büyük bir sömürü çarkından bahsediyoruz ne yazık ki. İstihdam kaybının nedeni de çoğu zaman taşeronlaşmanın yaygınlığı. Patronlar, hiçbir yasal yükümlülükleri olmadığı için, kâr oranları düşer düşmez tabii, soluğu daha ucuz olduğu için Mısır gibi ülkelerde alıyorlar. Görüyoruz ki bu anlamıyla firmaların tek rekabet dayanakları ucuz emek. Tekstil istihdamında merdiven altı çalışma ya da taşeron çalışma yasaklanması gerekirken taşeronlaşmanın günden güne büyüdüğünü görüyoruz ve buradan soruyoruz: Bu çalışma biçiminin, güvencesiz, esnek ve taşeron çalışma biçimlerinin yasal olarak önünü kim açtı, kim açıyor? Patronlara tası tarağı toplayıp gitme serbestliğini kim verdi, kim veriyor? Biliyoruz ki neoliberal emek politikalarının başmimarı, kusursuz sermaye partisi AKP bunu sağlıyor, vahşi emek rejimi bunu sağlıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Evet, Türkiye'de hazır giyim sektörünün daralmakta olduğu sanayi verilerinden de anlaşılıyor, önergede de buna ilişkin veriler var ancak bu daralma patronların fabrikalarını Mısır gibi daha ucuz iş gücü olan bölgelere taşımalarından kaynaklanıyor. O yüzden, yerli ve millî üretim safsataları şirketlerin kârları uğruna hareket ettikleri gerçekliğini örtmüyor. Onların talepleri net: Onlar, emek gücünün kölelik koşullarında olmasını istiyorlar, işçilerin herhangi bir hakkı olmaksızın karın tokluğuna çalışmasını istiyorlar. Başpınar'daki sömürü çarkına karşı olan tekstil işçileri aslında buna parmak basıyorlardı; tam da bu nedenle, tekstil patronlarının talebi üzerine öncüleri BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen arkadaşımız tutuklanmıştı ve şimdi ev hapsinde, 4 Temmuzda davası var. Buradan, son olarak, Mehmet Türkmen'in, tekstil işçilerinin yanında olduğumuzu, derhâl de ev hapsinin sonlanması gerektiğini ifade ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)