Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 104 |
Tarih: | 02.07.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Madımak katliamının 32'nci yıl dönümünde ikinci önerge yine bu konuda. Kelimeler tükendi yıllardır, söz tükendi. Söylenecek her şey söylendi fakat yine de yaşanan şeyin ne olduğunu anlatmaya kâfi gelmiyor söylenenler. 2 Temmuz 1993'te ne oldu? 30'uncu yılında Avrupa Alevi Federasyonları Derneğinin desteğiyle hazırlanan Madımak hafızası projesi kapsamında bir film yapıldı. "Çok Kötü Bir Şey Oldu" adı verilmişti bu filme. Hakikaten ancak böyle söyleyebiliyoruz. Çok büyük bir kötülük yapıldı, büyük ve üstesinden gelinemez bir kötülük. Çoğunluğu Alevi olan ozan, şair, kadın, erkek, öğrenci, genç, yaşlı bir grup insana üstesinden gelinemez bir kötülük yapıldı. Hepimizin bir Madımak hafızası var, hepimiz başka türlü hatırlıyoruz. Ben o sene yurt dışında eğitim gören genç bir insandım ve katliamı bana bir yabancı haber vermişti. Televizyondan duymuş, koşa koşa yanıma gelmişti ve bana "Türkiye'de bir otel dolusu şairi, yazarı, sanatçıyı canlı canlı yakmışlar." demişti. Ne olduğunu anlamamıştım ama o günkü utancımı hiç unutmuyorum; büyük bir utanç duymuştum, böyle bir şeyle anılmaktan, ülkenin böyle bir şeyle haber olmasından büyük ve tarif edilemez bir utanç duymuştum.
Madımak bu ülkenin utanç tarihine yazılmış en ağır olaylardan biridir. Bugün bize değerlerden, dinî hassasiyetlerden söz eden ve güya İslam adına konuşanların bu utanç verici linç girişimleri karşısında bir hassasiyetlerinin olmaması düşündürücüdür. Zira binlerce yıllık tarihe yayılmış, köklü bir felsefe ve medeniyet geçmişi olan dinlerin, milyarlarca insanın ve binlerce kuşağın sevgilisi olmuş peygamberlerin varlığına ve itibarına doğrudan hakaret içermeyen hiçbir yazılı ya da sözlü temsil bu linç girişimlerinin verdiği zararı veremez, böyle bir kabiliyetleri yoktur. Dinî duygular, dinsel maneviyat bu kadar kırılgan değildir, bu kadar bilgelikten uzak ve güçsüz değildir. Velev ki bir zarar verdiği kabul edilsin, bu zarar hukuk ve ifade özgürlüğü dengesi çerçevesinde her türlü soruşturulabilir.
Evet, dinler arası nefreti kışkırtan, kaşıyan, provoke eden, dinî duyguları aşağılayan her tür tavır ya da ifade en net dille telin edinmelidir fakat en nihayetinde hukuk ve ifade özgürlüğü dengesi çerçevesinde bununla mücadele edilmeli...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - ...hiçbirinden vazgeçmeden farklı inançlara hatta inançsızlığa, din ve dünya görüşlerine saygı kökleştirilmeye çalışılmalıdır. Madımak ve iki gün evvel Leman dergisi kuşatılmasına tanık olduğumuz gibi, her an bir lincin eşiğinde yaşıyoruz. Bir linç tekerrür etme eğilimini bize gösteriyor. "Türkiye'nin Linç Rejimi" adlı kitabın yazarı "Linç, en aşikâr medeniyet kaybıdır." der. Lincin sıradanlaştığı, kolektif bir utanç yaratmadığı, infial uyandırmadığı bir toplum, toplum olma vasfını yitirmiştir. Bu linçler karşısında bir hassasiyet göstermeden, bunları telin etmeden, Madımak'la hesaplaşmadan, Madımak'la yüzleşmeden İslamofobiden de karşılaştığımız diğer dinî duyguları hedef aldığı düşünülen şeylerden "faşizm" diye söz etmekte de gerçekten bir insicam yoktur; öncelikle bununla yüzleşilmelidir, bu katliamla yüzleşilmelidir.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)