GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:104
Tarih:02.07.2025

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İklim Kanunu Teklifi'nin 17'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yurdumuzun dört bir yanında ciğerlerimiz yanıyor -üç gündür devam eden- ormanlarımız, köylerimiz, mahallelerimiz, canlarımız alevlere teslim oldu. Her yaz aynı acıyı yaşamak kaderimiz mi değerli milletvekilleri? İhmalkârlığın, plansızlığın, denetimsizliğin bir sonucu ve aynı sözleri söylemekten yorulduk, aynı ifadelerin bir anlamı yok. İklim krizinin etkileri ortadayken hâlâ yangınlara karşı yeterli hazırlık yapılmıyorsa bu, devleti yönetenlerin zafiyetidir. Yeter artık -yani bir şekilde- uçak yeteri kadar yok, helikopter yok, yangınla mücadelede liyakat yok. Evet, sayın milletvekilleri, bu yangınlar sadece ağaçları değil geleceğimizi yakıyor.

Evet, görüşülmekte olan bu teklifin adı iklim kanunu, içeriğine baktığımızda emisyon ticaret kanunu. Evet, meseleyi karbon ticaretine indirgeyen piyasacı bir yaklaşımla ele alınmış.

(Uğultular)

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Değerli milletvekilleri, çok sevinmiştim ama bir uğultu var Genel Kurulda. Bu yoklama sonrasında en azından milletvekili sayısı, özellikle iktidar partisinin milletvekillerinin sayısının arttığını görmekten mutlu olup şu kürsüye çıkıyoruz ama maalesef ses ve uğultunun çok fazla olduğunu görüyorum.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ya, biz konuşurken sizler hiç konuşmuyor musunuz?

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Evet, ben önemli bir tarım kenti olan Manisa Milletvekiliyim. Gediz Nehri'nin zaman zaman kurumaya yüz tuttuğu bir şehrin temsilcisiyim. Toprağımız çatlıyor, zeytinlikler susuzluktan yanıyor, üzüm bağlarında giderek verim düşüyor. Bir zamanlar bereket akan topraklar şimdi suskun, susuz, sahipsiz bırakılıyor. Bu teklif adil geçiş ilkesini ele almıyor sayın milletvekilleri, ne takvim ne sosyal politika desteği ne iş gücü planlaması sunmuyor. Manisa'da, Zonguldak'ta, Muğla'da kömür çıkaran emekçiler geleceksizliğe terk ediliyor.

O nedenle bu yasa teklifinde ne yok diye sormak istiyorum size. İklim krizinin gerçek yükünü taşıyan emekçiler yok, kadınlar yok, gençler yok, çiftçiler yok, toplum yok. Bu teklifte 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi'nden bahsediliyor fakat ortada ne sektörel azaltım hedefi var ne bağlayıcı bir düzenleme var sayın milletvekilleri. Bu teklif yutak alanlardan, ormansızlaşmadan, tarım topraklarının kaybından tek kelime söz etmiyor. O hâlde ne yok bu kanun teklifinde? Ekolojik kapsayıcılık yok sayın milletvekilleri. Peki, ne var? Karbon kredisi sistemi, büyük sermayeye dağıtılacak ücretsiz tahsisatlar ve halktan kopuk bürokratik kurgu var; toplumun sırtından, ekolojinin üzerinden kâr edenlerin çıkarları var; sanayiye bedava tahsisat, halka pahalı fatura var; milletin yeşil geleceğini karbon borsasına satma girişimi var.

Kıymetli milletvekilleri, vatan sadece hudut çizgisi değildir; akan sudur, üreten topraktır, gölge veren ormandır. İklim kriziyle mücadele aynı zamanda vatan savunmasıdır. Bu düzenleme vatanı değil rantı, ayrıcalığı, lobileri savunmaktır. Bu teklif sivil toplumu dinlememiştir, akademiyi görmemiştir, meslek odalarını duymamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Burada, söz milletin değil lobilerindir, teklif halktan değil lobilerden gelmiştir. O nedenle, bu kanun Meclisin iradesini değil bürokrasinin gölgesini temsil etmektedir.

Evet, değerli milletvekilleri, ben bir anneyim; çocuklarımın, torunlarımın gökyüzüne baktığında göreceği şey beton kule değil temiz hava olsun istiyorum. Evet, ben bir akademisyenim, bilimle inşa edilmiş bir iklim politikası istiyorum. Ve ben bir Türk milliyetçisiyim, vatan toprağının her karışını koruyacak bir irade talep ediyorum. Bu ülkenin geleceğini karbon borsalarında değil, Türk çiftçisinin alın terinde görüyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)