GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Metan gazından etkilenerek yaşamlarını yitiren 12 askere ve tedavi altındaki 7 askere, 21 Ocakta Kartalkaya’da meydana gelen faciaya ve sorumlularına, 2 dönem milletvekilliği yapan eski bir vekilin ifadelerine, baklava kutusu olayına, 135 CHP milletvekilinin imzasıyla verdiği kanun teklifine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:08.07.2025

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, bugün gerçekten çok acı bir gün yaşıyoruz. Metan gazından etkilenerek yaşamlarını yitiren 12 kahraman askerimizin anısı önünde eğiliyoruz; onlara Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyoruz. 7 askerimizin de hâlen tedavi altında olduğunu biliyoruz, onlara da acil şifa dileklerimizi iletiyoruz.

Elbette, rahmet ve şifa dileklerinin arkasından bir etkili ve ivedi soruşturma talebimizi ifade etmek ve açıklamak zorundayız. 2022 yılında şehit olan bir üsteğmenimizin naaşına ulaşmak için mağaraya girenler metan gazından zehirleniyorlar. Hangi çağda yaşıyoruz? Çocuklarımızı kimlere emanet ediyoruz? Acaba bir teçhizat, bir donanım eksikliği mi var? Acaba teknolojiden yeterince yararlanılamadı mı? Eğitim ve tecrübe meselesinde bazı eksiklikler var mı? Bunların tamamını son derece saydam bir soruşturma ve etkili bir soruşturmayla ortaya koymak ve milletimize bu soruşturmanın sonuçlarını iletmek ve bu sonuçlarla yüzleşmek ve bir daha böyle elim olaylarla askerimizin ve milletimizin karşılaşmamasını sağlamak zorundayız.

Evet, bir diğer büyük facia Kartalkaya'da neredeyse altı ay evvel meydana gelmişti. 21 Ocak günü sabaha karşı 36'sı çocuk olmak üzere 78 yurttaşımız yanarak hayatını kaybetmişti. Başka hiçbir ülkede olamayacak ve olmaması gereken bir olay -ihmaller zinciriyle- aileleriyle en güzel günlerini geçirmeye hazırlanan insanların hayatını mahvetmişti. Üzerinden altı ay geçti, normal bir yaşam sürüyor gibi görülüyor ama orada çocuklarını, torunlarını, eşlerini, babalarını kaybedenler açısından aslında 21 Ocakta hayat durdu. Peki, bütün bunların sorumluları ne yapıyorlar? Memleketin Turizm Bakanı yani denetlemekten sorumlu olan ve o denetim görevini yerine getirmediği için bu facianın ortaya çıkmasına neden olan kişi 50 metrelik, 50 milyon dolarlık yatıyla Yunan adalarında sefa yapıyor. Yazıklar olsun! İnsan hiç olmazsa bu duyguyu içinde hisseder, bu sorumluluğu içinde hisseder. Dolayısıyla elbette bir yargılama faaliyeti var ama bu yargılama faaliyetine gerekli izinler verilmediği için dâhil olamayan Çalışma ve Turizm Bakanlığı personelini ve sorumlu olanları bu yargılama faaliyetinden uzak tutanları da milletin vicdanına havale etmek isterim.

Arkadaşlar, bugün "Kanlı 1923 darbesi." diyen insanlara değinemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. "Kanlı 1923 darbesi." diyerek Kurtuluş Savaşı ve kurulan cumhuriyete yani Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kadromuza dil uzatılmaya çalışılıyor. Bu adam sıradan bir adam değil. Bu adam yıllarca Recep Tayyip Erdoğan'ın şoförlüğünü yapmış, yıllarca İstanbul'da AKP'nin İl Genel Meclis üyeliği ve Belediye Meclis üyeliğini yapmış, 2 dönem milletvekilliği yapmış; adını anarak kınayamıyorsunuz bile, yazıklar olsun! Gerçekten yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Söylettiriyorlar, söylettiriyorlar.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Sonra burada kalmıyor, diyor ki: "Bir düdük çalarak yeni bir sayfa açmak lazım." Yani bu "Yeliz"e göre, bu meczuba göre "Cumhuriyetle hesaplaşmak, bir düdük çalmak ve darbe yaparak bunlardan kurtulmak lazım." diyerek cumhuriyetin kadrolarını, öncülerini ve onların takipçilerini gösteriyor.

Bakın, "darbe" deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum, size hatırlatayım ben. 12 Eylül 1980 darbesinde Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı tutuklandı; Cumhuriyet Halk Partisinin mal varlığına, binalarına el konuldu, siyasi yasaklar getirildi ve o dönem Türkiye'de siyasal İslamcılar beslendi, büyütüldü ve şımartıldı. 15 Temmuzda yaşadığınız, koalisyon ortağınızın size yaptığı darbedir. Devlete sızanların değil koalisyon ortağınızın size yaptığı darbedir ve 15 Temmuzda Başbakanınız Binali Yıldırım Çankırı'da tünele saklanarak 15 Temmuzu karşıladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Günaydın, lütfen tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 15 Temmuzda kahramanlık destanları dizmeye çalışan "Oradaydım, şöyle karşı çıktım." diyen Kazan Belediye Başkanınızın aynı tarihte tatilde olduğu ortaya çıktı. Oysa Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri burada, Gazi Mecliste darbeye "hayır" dediler, karşı çıktılar. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla kim darbeci kim değil iyi hesap edin. Biz Mısır'a, Tahrir Meydanı'na baktığımız zaman orada darbeye ve özgürlüklerinin elinden alınmasına direnen yurttaşları görüyoruz. Mısır'a ve Mısır'da Tahrir Meydanı'nda yapılan atıfları başka türlü almaya çalışanlara buradan açıkça ifade ediyorum: Türkiye'de ve dünyada bütün meydanlar darbelere karşı çıkmak, özgürlükleri savunmak için savaşanların meydanları olmuştur. Biz de memleketimizi gerekli durumlarda her yerde savunmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Ha, şunu söyleyeyim: Baklava kutuları ile çikolata kutularını yarıştırmaya kalkmayın. Sizin çikolata kutularıyla yaptığınız imtihanı biliyoruz. Mesela, söyleyelim size: Rıza Sarraf'ın önüne yatan İçişleri Bakanınıza ne yaptınız? Soruyorum size, ne yaptınız? Rüşvet saati koluna takıp da şurada kürsüden konuşan Sanayi Bakanına ne yaptınız? Çikolata kutusunda rüşvet alıp da her cuma ayet sallayan Avrupa Birliği Bakanına ne yaptınız? "Ben ne yaptıysam senden talimat alarak yaptım." diyen Çevre ve Şehircilik Bakanına ne yaptınız? "30 milyon dolar mı kaldı, euro mu kaldı, sıfırla diyorum oğlum." diye sesini küçülterek konuşan lideriniz nerede? Dolayısıyla sizin çikolata kutularıyla imtihanınız ortadadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Cumhurbaşkanımıza laf söyleyeceğine belediyenin bindiğin arabalarını anlat sen.

BAŞKAN - Sayın Günaydın, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Baklava kutusuna gelince, o baklava kutusu için muhakkiklerimizi gönderdik.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Baklava kutularını anlat baklavacı!

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - O baklava kutusu sonrasında o baklava kutusunda eğer rüşvet aldığı saptanıyorsa o arkadaşın nasıl ihraç edildiğini hep beraber göreceksiniz.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Belediyenin aracına da nasıl bindiğini anlat buraya. Cumhurbaşkanına laf edeceksin, yok ya!

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Senin baban Ankara'yı parsel parsel sattı mı, satmadı mı?

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Burada Ankara'yı parsel parsel satanların, İstanbul'a ihanet edenlerin hâlâ utanmazca konuşmalarına tanık oluyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bunun babası Ankara'yı parsel parsel sattı mı, satmadı mı?

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Dolayısıyla şunu söyleyeyim, bitirirken şunu söyleyeyim: Buradan çok hamaset meydanları yapılıyor, çok söyleyebiliriz, konuşabiliriz; "Sen suçlusun, ben suçluyum." diyebiliriz. Bir tane kanun teklifi verdim, 135 CHP milletvekili imzaladı; birisi milletvekili mi oldu, belediye başkanı mı oldu, bakan mı oldu, Cumhurbaşkanı mı oldu, yardımcısı mı oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Sayın Günaydın, teşekkür için açıyorum, lütfen tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Siyasete girmeden evvelki beş yıl önceki mal varlığını beyan etsin; yetmez, MASAK onu saptasın ve böylece siyasete girmeden evvelki hâlini bir öğrenelim. Siyasete girdikten sonra her yıl hem kendisi beyan versin hem de MASAK bunu saptasın, bu raporların tamamını internete koyalım. Böylece, baklava kutusu mu, çikolata kutusu mu; Ankara'yı parselleyenler mi, İstanbul'a ihanet edenler mi; görelim. 135 milletvekili imzaladı, ben de imzaladım; burada bağıranlar da imzalasınlar da görelim; bu kadar basit. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.