GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:08.07.2025

CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Kuzey Irak'ta şehit düşen askerlerimize rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum, milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu, yine, belediye başkanlarımıza ve belediye yöneticilerine operasyonlarla karşılaştık; siyasal amaçlarla yargının kullanılmasının yeni bir örneğini gördük. AKP döneminde bunun çok örneklerini gördük; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesindeki yargılama süreciyle başlayan Ergenekon, Balyoz, askerî casusluk davasıyla devam eden birçok örneğini gördük.

(Uğultular)

BAŞKAN - Sayın Emre, izin verir misin.

Değerli milletvekilleri, gerçekten Genel Kurulda büyük bir uğultu var. Lütfen, hatibi saygıyla dinleyelim, hatibin anlaşılmasına mâni olacak ses yüksekliğinde konuşmayalım. Saygıyla dinlemeye davet ediyorum.

Sayın Emre, buyurun.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Geçmişte de bugüne benzer şekilde yargı süreçlerine medya manipülasyonları eşlik ediyordu, galiba tek fark geçmişin bavulda belge taşıyan örgüt üyelerinin yerini bugün sosyal medya trollerinin almasından ibaret.

Değerli arkadaşlarım, aylardır devam eden operasyonların siyasi anlamı ve mesajı çok açık; temel amaç, Türkiye'nin ana muhalefet partisine siyaset yaptırmamak ve siyasi faaliyetlerini felce uğratmak. Adını koymak durumundayız, son gelişmelerin adını koymak durumundayız. Aslında sorun bir rejim sorunu değerli arkadaşlarım, geçmişte seçimler yoluyla iktidara gelenlerin bugün seçimleri kaybettiklerini gördüklerinde sandığı milletin önünden almak istemeleri. Tekrar söylüyorum: Adını koymak durumundayız, Türkiye'de bir rejim değişikliği planı uygulamaya konulmuştur.

2017 Anayasa değişikliğiyle ülkemiz demokrasiden uzaklaştırılmıştı. Özgürlükler bakımından ciddi sorunlar bulunmasına ve ülkemizde siyasi rekabet adil ve özgür olarak gerçekleşmemesine rağmen bugüne kadar siyasi hayatımızda en azından gerçek rekabet koşulları vardı. Bunu nereden görüyoruz? En önemli veri 2018 ve 2023 seçimlerinde seçimlere yüksek halk katılımıydı.

Peki, bugün karşılaştığımız olayı, siyasi rekabetin gerçek olmaktan çıkarılması girişimini nasıl değerlendirmek durumundayız?

Değerli arkadaşlar, iktidar gerçek siyasal muhalefet istemiyor, muvazaa partilerinden oluşan bir siyasi arenayı özlüyor ve bu nedenle de yargı eliyle partimiz üzerinde yoğun bir baskı uyguluyor. Başta Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere belediye başkanlarımız görevden uzaklaştırılıyor, tutuklanıyor; Genel Başkanımıza yeni yeni davalar açılıyor, partimiz kurultay tartışmalarıyla sıkıştırılmaya çalışılıyor. Her şey ortada, ne olup bittiğini çok iyi biliyoruz; CHP'ye yönelik uzun süreli, çok aşamalı ve çok cepheli bir yıpratma savaşı yürütülüyor.

Değerli arkadaşlar, bu kötülüğü milletimize yapmayın. Bütün sorunlarına rağmen on yıllardır bütün vatandaşlarımız Türkiye'yi yönetenlerin sandıktan çıktığını bilirlerdi. Bugün sandıktan çıkacak kişinin aday yapılmaması girişimiyle karşı karşıyayız, bugün sandıkta kazanacak partinin bir asliye hukuk mahkemesi kararıyla fiilî olarak kapatılması tehdidiyle karşı karşıyayız. Bugün hedef, CHP'ye siyaset yaptırmamaktır ama yöntem, 12 Eylülcülerin yaptığı gibi partinin kapısına kilit vurup resmî bir kapatma kararı almak değildir; Cumhurbaşkanı adayını, belediye başkanlarını cezaevine kapatmak, haksız soruşturmalarla partimizi meşgul etmek gibi yöntemlerle aynı amaç aslında yerine getirilmeye çalışılıyor.

Değerli arkadaşlarım, yerel yönetimlere yönelik sistemli bir saldırıyla karşı karşıyayız. Terörsüz Türkiye konusu gündeme getiriliyor; terörsüz Türkiye için, Kürt sorununun çözümü için Mecliste bir komisyon kurulması isteniyor ama bu şartlar içerisinde yargı bağımsızlığı ve demokratik ilkeler ayaklar altına alınarak yerel yönetimlere yönelik bir saldırı kampanyası yürütülüyor. Kayyum yönetimleri ülkemizde hâlâ varlığını sürdürüyor. Bu şartlarda Kürt sorunu nasıl çözülecek? Kürt sorununun çözümü için önemli bir gereklilik de yerel yönetimlerin güçlendirilmesidir değerli arkadaşlar. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu cezaevindeyken Türkiye'de yerel yönetimler nasıl güçlendirilecek? Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer cezaevindeyken yerel yönetimler nasıl güçlendirilecek? Türkiye'nin en gelişmiş ilçesi Şişli'nin Belediye Başkanı Emrah Şahan cezaevindeyken yerel yönetimler nasıl güçlendirilecek?

Değerli arkadaşlarım, Esenyurt ve Şişli gibi belediyeler dâhil olmak üzere Türkiye'de birçok belediyede kaymakamlar kayyum olarak belediye başkanlığı koltuğunda otururken yerel yönetimler nasıl güçlendirilecek?

Bugün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sayın Demirtaş'la ilgili önemli bir karar verdi. Yanlış hatırlamıyorsam, bu 4'üncü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı Demirtaş'la ilgili. Peki, bu karar ne söylüyor? Diyor ki: "Siyasi çoğulculuğu bastırmak ve demokratik tartışmayı sınırlamak için tutuklu olarak bulunuyor." diyor.

Değerli arkadaşlarım, tekrar dikkatinizi çekmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YUNUS EMRE (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Emre, lütfen tamamlayın.

YUNUS EMRE (Devamla) - Dünyanın en prestijli mahkemesi, Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde siyasi çoğulculuğu Türkiye'de bastırmak ve demokratik tartışmayı sınırlamak için tutulduğunu söylüyor. Yarın öbür gün bu türden kararlar yine Türkiye'nin önüne gelecek değerli arkadaşlarım.

Hafta sonu yapılan gözaltılarla Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ve Cumhuriyet Halk Partililere yönelik yıpratma ve imha savaşı yürütüldüğü açıklıkla görülmüştür. Mesele, CHP'nin ya da belediye başkanlarımızın meselesi değildir. Mesele, rejim değişikliği için yola çıkmış kişilerin durdurulması ve Türkiye'nin tekrar bir demokrasi hattına oturtulması meselesidir. Böyle olduğu için de sadece CHP'nin meselesi değildir; demokrasiye, millî iradeye, hukukun üstünlüğüne inanan bütün vatandaşlarımızın meselesidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)