Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 106 |
Tarih: | 08.07.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA SADULLAH KISACIK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, Pençe-Kilit Harekât bölgesinde metan gazı zehirlenmesi sonucu şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum, ailelerine sabır diliyorum.
Şimdi, yine bugün bir torba yasa teklifinin maddelerinin görüşmelerine başlıyoruz. Tabii, biz burada söylemekten usandık ama maalesef iktidar hâlâ aynı kültürü devam ettirmekten bir türlü usanmadı. Bakın, bu görüşeceğimiz kanun teklifinde 10 ayrı madde, 1 KHK maddesi, toplam 11 kanunu ilgilendiren maddeleri görüşeceğiz ve bugün görüşeceğimiz kanun teklifinin ilk 3 maddesi Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren kanun maddelerinden oluşuyor. Bu kanun maddeleri Millî Savunma Komisyonuna gelmeden direkt Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Bakın, bu 3 madde ki önemli maddeleri içeriyor. Bir kere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesinin yaş haddinin yükseltilmesini içeriyor; önemli bir karar, stratejik bir karar, ileriye doğru bazı ilkelerin esnetilebileceğini gösteren bir karar ama buna rağmen bu karar Millî Savunma Komisyonunda görüşülmeden direkt Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Bu 3 maddenin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi Millî Savunma Komisyonuna hakarettir, Millî Savunma Komisyonu üyelerine hakarettir. Plan ve Bütçe Komisyonunda da söyledim, ben Millî Savunma Komisyonu Başkanı Sayın Hulusi Akar'ın yerinde olsam o gün istifa ederdim, o gün Komisyon Başkanlığından istifa ederdim. Benim kanun maddelerim görüşülecek, ana kanun maddelerim Millî Savunma Komisyonunda görüşülmeyecek, beni baypas edip Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek; ya, böyle bir usul yok. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - İçişlerinin raporu da Adalet Komisyonundan geçiyor!
SADULLAH KISACIK (Devamla) - Tekrar söylüyorum: Ben eğer Millî Savunma Komisyonu Başkanı olsam o gün istifa ederdim. Ya, arkadaşlar, yasama kalitesinin de bir şerefi var; lütfen ya, böyle olmaz.
Bakın, aynı torbada Türk Silahlı Kuvvetleri Kanunu'nu da görüşüyoruz, Gençlik ve Sporu da görüşüyoruz, Turizmi de görüşüyoruz, mesleki eğitim kurumlarını da görüşüyoruz; Çalışma ve Sosyal Bakanlığıyla ilgili kanunu, İş Kanunu'nu da görüşüyoruz. Değerli arkadaşlar, bakın, çıkardığımız yasaların kalitesi devletin, yönetimin kalitesini belirliyor ya! Ya, kaliteyi bu kadar ayaklar altına düşürmemiz gerçekten de gelecek nesiller için, bizim için bir utanç vesilesi.
Diğer taraftan, bu ilk 3 maddeyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde bazı komuta kademelerinin yaş haddinin 67'ye, daha sonra da 72'ye kadar esnetilme şansı var. Şimdi, biz, bu ülkede 65 yaşındaki bir vatandaşa, sahip olduğu tapulu evini satmaya tapuya gittiği zaman diyoruz ki "Sen bunu satmaya yetkili değilsin, velayetin yok, bana rapor getir." diyorsunuz, sağlık raporu istiyoruz ama binlerce kişiyi, binlerce askeri yöneten komutanların kademelerinin yaşını 72'ye kadar yükseltme seçeneği veriyoruz, ihtimali veriyoruz.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - İhtimal yok, kanun maddesi getiriyor işte onu.
SADULLAH KISACIK (Devamla) - Bakın, şunu söyleyeyim: Bir kere bu, genç kadroların, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bulunan genç kadroların yükselme, terfi alma şevkini azaltır. Biz, tam tersine, genç kadroların daha erken terfi etmesini sağlayacak bir sistemi kurmamız gerekirken, burada yaş hadlerini daha da yükselterek yaşlı bir komuta kademesine doğru gidiyoruz. Değerli arkadaşlar, Orta Doğu'daki şu son savaşlara baktığınız zaman, savaşlarda artık ana belirleyici olan şey yapay zekâdır, teknoloji kullanımıdır. Bakın, yapay zekâyı ve teknolojiyi en iyi kullanan ordular daha başarılı oluyorlar. Biz bunları daha iyi kullanacak genç komuta kademelerini yukarıya taşımamız gerekirken geliyoruz burada yaş haddini daha da yükseltiyoruz. Değerli arkadaşlar, bakın, bunun için bu tür maddelerin aslında son derece enine boyuna tartışılıp değerlendirilmesi gerekiyor, eğer zaruriyet varsa da istisnai maddeler koymamız gerekiyor ama bunu bir ilke hâline getirmememiz gerekiyor.
Yine, bu kanun teklifinde görüşeceğimiz diğer bir konu en düşük emekli aylığı maaşlarının belirlenmesi, tekrar zam oranına tabi tutulması. Değerli arkadaşlar, şimdi, 16 milyon 500 bin emeklimiz var, bunların yaklaşık 4 milyon 11 bin kişisi şu anda en düşük emekli aylığı alan sınıfa giriyor, ciddi bir rakam. Bakın, bu ülkede yoksulluk sınırı 85.060 TL, açlık sınırı 26.115 TL; peki biz bu son zamla beraber, bakın son zamla birlikte emeklimize ne kadar maaş veriyoruz? En düşük emekliği aylığı 16.881 TL. Şimdi, ben TÜRK-İŞ'e rica edeceğim, artık bu endeksler çalışmıyor, işe yaramıyor. Bir kere, yoksulluk sınırı lüks oldu, artık onu ağzımıza almıyoruz; 85.060 TL. O maaşı alan Türkiye'de kaç kişi var? Bakın, yoksulluk sınırının üstünde maaş alan kaç kişi var? Artık bu endeksin biz yanına bile yaklaşamıyoruz, bu endeks lüks oldu. Açlık sınırı 26.115 TL, şimdi bu endeks de çalışmıyor. Bu ülkede asgari ücret açlık sınırının altında, yine bu ülkede emeklimize verdiğimiz maaş açlık sınırının altında. TÜRK-İŞ'e buradan öneride bulunuyorum: Bu endeksler çalışmıyor, bundan sonra "ölüm sınırı" diye bir endeks yayınlasın çünkü artık emeklimizin aldığı maaş ölüm sınırına dayanmıştır, yaşama hakkına dayanmıştır. Onun için yeni bir endeks lazım bu ülkeye.
Diğer taraftan, kanunlara bakıyoruz, üzülerek söylüyorum ki AK PARTİ iktidarı tam sermayenin iktidarı olmuş, gelen kanunların hepsi sermayeye. İklim Kanunu geliyor, karbon ticareti için sermaye kanunu, madencilik kanununa bakıyorsunuz, aynı şekilde, maddelerine baktığınız zaman zeytinliklerin sökülmesi yani maden şirketlerinin artık daha rahat hareket etmesinin önü açılıyor, çevre gibi sorumluluklardan daha rahat sıyrılmalarının önü açılıyor. Şimdi, bu kanun teklifinde, bakıyorsunuz, turizmle ilgili bir madde var. Nedir bu? Turizm sektöründe çalışan yani otellerde, konaklama belgeli otellerde çalışan kişilerin yedi gün çalışma kuralını on güne esnetme, on güne esnetme. Şimdi, değerli arkadaşlar, bu, işçinin hakkına, işçinin alın terine, işçinin emeğine çökmektir, başka bir şey değil, bakın. Şimdi, yine burada da beş yıldızlı otel zincirlerinin kanununu görüşeceğiz biz, beş yıldızlı otel zincirlerinin. Bir kere, anayasal hak olarak dinlenme hakkını elinden alıyoruz; diğer taraftan, değerli arkadaşlar, turizm gibi yoğun tempo gerektiren bir sektördeki çalışana on gün çalışma süresi vermek, göreceksiniz, iş kazalarını da artıracak, verimliliği de düşürecek, birçok sorunu da beraberinde getirecek. Daha Kartalkaya'daki canlarımızın acısı yüreğimizde tazeyken böyle bir kanun teklifini getirmenize gerçekten de inanamıyorum. Yani ne ara böyle bir şeye girdik, bakın, inanılır gibi değil.
Diğer taraftan, son düzenlemelere de baktığımız zaman artık devlette şöyle bir kültür oluştu; "Ben memurun, işçinin, emeklinin maaşından nasıl tırtıklarım? Enflasyonu nasıl düşük gösteririm, enflasyon sepetini açıklamadan enflasyonu aşağı çekip de memurun, emeklinin, işçinin hakkı olan maaşlarından nasıl çalarım?" kültürü oluştu. Bunun en güzel örneği doğal gaz. Bakın, doğal gaza yüzde 25 gibi devasa bir zam yapılıyor, bu zam 1 Temmuzdan itibaren yürürlüğe giriyor. Neden? Çünkü bunu haziran ayına koyduğu zaman bu, memurun, memur emeklisinin maaşına zam olarak yansıyacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kısacık, lütfen tamamlayayım.
SADULLAH KISACIK (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Ya, biraz vicdan olsa şöyle bir düşünürsünüz; memur, emekli daha zammını almadan doğal gaza zam geldi, şu anda zamlı kullanıyor.
Şunu net olarak söyleyeyim: Bu devletin kaynakları doğru kullanıldığı zaman, yerinde harcandığı zaman bu devlet zengindir; emeklisine de işçisine de memuruna da esnafına da çiftçisine de bakar. Onun için memurun, memur emeklisinin maaşlarını, işçinin maaşını tırtıklamaz devlet. Biz devletiz ya, biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz, biz büyük devletiz, bizim amacımız ne? Refahı yükseltmek, hakkı yükseltmek memurun, emeklinin, işçinin maaşından tırtıklamak değil diyorum, teşekkür ediyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)