Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 09.07.2025 |
ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Batman) - Teşekkürler Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, sevgili halklarımız ve her daim barış için mücadele eden sevgili yoldaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu ülkenin milyonlarca emeklisinin sesi olmak, onların yaşadığı derin acıyı, yoksunluğu ve hayal kırıklığını bu kürsüden anlatmak vicdani bir sorumluluktur. Görüşmekte olduğumuz torba yasa içerisinde en düşük emekli maaşının 16.881 TL'ye çıkarılmasını övünülecek bir icraat gibi sunuyorlar ancak gerçekler öyle değil. Bu düzenleme, milyonlarca emeklimizin yaşadığı derin yoksulluğu hafifletmekten çok uzak bir yerde. İktidar övünerek 2024 yılını "Emekliler Yılı" ilan etmişti ancak gelin görün ki o yıl, emekliler için ne bir bayram ne de bir kutlama yılı olabilmiştir; aksine, emekliler için bu yıl olduğu gibi 2024 yılı da açlığın, yoksulluğun ve çaresizliğin yılı olmuştur.
Türkiye'de yaklaşık 16 milyon emeklimiz var. Bu insanların neredeyse 4 milyonu 14.469 TL gibi komik bir rakamla hayatta kalmaya çalışıyor. Evet, hayatta kalmaya çalışıyor diyorum çünkü bununla bir yaşam kurulamayacağını sizler de çok iyi biliyorsunuz. Bugün Türkiye'nin birçok şehrinde en düşük kira 20 bin TL'den başlıyor, pazar tezgâhlarında fiyatlar uçmuş; marketler, reyonlar ateş pahası; emekliler ise tencerede artık çorba bile kaynatırken hesap kitap yapmak zorunda kalıyor.
Değerli milletvekilleri, bu ülkenin emeklileri yıllarca çalıştılar, ürettiler, onların alın teri bugün Türkiye'nin birçok yerinde gözle görülür bir şekilde ama bugün geldikleri nokta çalışmaya devam etmek zorunda kalmalarına, açlıkla burun buruna yaşamalarına ve en kötüsü iş cinayetlerinde yaşamlarının son bulmasına sebep oluyor. Bakın, sadece geçen haftalarda 71 yaşındaki bir emekli yurttaşımız inşaatta çalışırken yüksekten düşerek hayatını kaybetti. 75 ve 65 yaşındaki 2 yurttaşımız da maalesef taksi durağında peş peşe kalp krizi geçirerek vefat etti. Burada AKP milletvekilleri yani iktidar vekilleri tabii taksi kullanmıyorlardır, kendilerinin lüks araçları vardır, hiç kullanmıyorlardır ama denk gelmişsinizdir; gerçekten bir taksiye bindiğiniz zaman 75 yaşında, 65 yaşında, emekli olması gereken, torunlarıyla zaman geçirmesi gereken yurttaşlarımız maalesef gecenin bir yarısı taksiye çıkmak zorunda kalıyorlar. Bundan daha vahim bir tablo var: 2024 yılında tam 512 emeklimiz açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildikleri için hayatta kalma mücadelesi verirken çalıştıkları iş yerlerinde can verdiler. Bakın, bu rakam çok ciddi bir rakam. Tam da iktidarın "Emekliler Yılı" diye övündüğü bir yılda emeklilere reva görülen tablo bu mu? Bu, tarihimize kazınmış en büyük insanlık ayıplarından bir tanesidir diyebiliriz. Dünyanın hiçbir yerinde "emeklilik" kelimesi bu kadar acı, bu kadar ağır bir yoksulluğun manasına gelmemiştir ama bu topraklarda emeklilik bir ceza hâline gelmiştir.
Değerli arkadaşlar, tablo bu kadar vahimken şimdi de karşımızda TÜİK'in masabaşında hazırlanan, halkın gerçek sofrasına hiç uğramamış, ısmarlama enflasyon rakamlarıyla övünen bir anlayış çıkıyor. Hepimiz biliyoruz, TÜİK'in açıkladığı rakamlar emeklinin pazarda elinde filesiyle yaşadığı çaresizliği yansıtmıyor; market raflarında fiyat yangınını, kira bedellerinin uçurumunu, tencerede kaynayamayan çorbayı yansıtmıyor. Ama ne yapıyorlar? İşte, bu makyajlı rakamları temel alıp emeklinin maaşına yapılan komik artışı bir lütuf gibi sunuyorlar. Oysa bu rakamlar milyonlarca yaşam mücadelesini görmezden gelen bir aldatmacadan ibarettir.
Biz DEM PARTİ olarak teklifin Komisyon aşamasında asgari ücretin ve en düşük emekli maaşının en azından yoksulluk sınırının yarısına denk gelmesini yani hiç değilse 40 bin TL'ye çıkarılmasını önerdik ama ne oldu? Bu önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Peki, bu kararın anlamı ne?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Oduncu Kutevi, lütfen tamamlayın.
ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Devamla) - Tabii ki Başkan.
Bu karar, emeklilere "Hayatınızın son yıllarını huzur içinde geçirin." demek değil "Ölmezseniz yaşayıp çalışmaya devam edin." demektir. Bu karar, emekliye "Açlığa, sefalete, umutsuzluğa razı olun." demektir. Bu tablo, ne yazık ki tesadüf değil tercihlerin bir sonucudur. Kaynak var ama yandaş müteahhitlere, saraylara, şatafata, lükse, lüks araçlara, israfa yani kaynak çok ama emekliye yok, halka yok çünkü siyasi tercihtir bu.
Buradan bir kez daha söylüyorum: Emeklilerin insanca yaşam hakkı kutsaldır, pazarlık konusu yapılamaz. Bizim mücadelemiz kimsenin sadakasına, lütfuna ihtiyaç olmayan bir emeklilik düzeni kurulana kadar devam edecektir. Emeklilerimize "Siz bu ülkenin vicdanısınız." diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)