Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 09.07.2025 |
MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
"Bugün ekonomik sıkıntı altında en çok kimler eziliyor?" derseniz, en düşük emekli maaşını alan, 14 bin lira gibi bir rakama mahkûm edilmiş emekliler, en düşük emekli maaşı alanlar ve bir de dul ve yetimler çünkü dul ve yetimlerin ancak bugün yapacağımız düzenlemeyle alacakları maaş 4.280 liraya çıkacak yani açlık sınırının altında yaşayan insanlar olarak tarihe geçiyorlar ve âdeta eziyet hâline gelmiş bir yaşamla karşı karşıya kalıyorlar. Düşünün, otuz beş yıl çalışmış bir öğretmenin emekli olduğu anda alacağı rakam 1 milyon 241 bin lira gibi, ne bir araç almaya ne bir ev almaya yetebilecek bir rakam. Bugün özel okulda çocuğu okuyan bir velinin emekli olması durumunda çocuğunu bir yıl okutabileceği bir para bile değil. Yıllar önce hepimiz biliyoruz, bir memur emekli olduğu zaman evini ve arabasını alabilir durumdaydı ama maalesef bugün bunu kaybettik.
Tabii, AK PARTİ hükûmetleri, özellikle Sayın Cumhurbaşkanı her zaman şunu söylerler: "Seçilmişler yönetecek, atanmışlar yönetmezler." der ama maalesef, özellikle son günlerde belediyelerimize ekim ayından beri yapılan baskılarla halkın gönlünü kazanmış, en az yüzde 50 oyla seçilmiş 16 belediye başkanımız şu anda tutuklu. Bu belediye başkanları maalesef hiçbir iddianamesi daha yazılmadan, yargının yüzde 5'lere düşmüş güvenirliği olduğu bir ortamda... Maalesef, dün konuşma yapan bir arkadaşımız, AK PARTİ milletvekili "hırsızların genel başkanı" diye Genel Başkanımızı suçladı; bu ağır dili kınıyorum. Yargıya eğer "bağımsız" diyorsanız, iktidar milletvekili olarak eğer buradaysanız, "bağımsız yargı" diyorsanız, bağımsız yargının görevini yapmasını ve sonuçta takdirini beklemek zorundasınız. Yani eğer TRT dilinden ya da yandaş medya dilinden konuşursanız bunu kabul etmemiz mümkün değil.
Arkadaşlar, son günlerde gündemde; daha önce Fatih Belediye Başkan adayımız Mahir Polat'ın başına geldiği gibi Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık maalesef hasta, lenfoma ve lösemi hastası fakat Mehmet Murat Çalık, bütün ihtarlara rağmen, bütün tetkiklere rağmen, hastanede tutulması gerekirken maalesef dün veya ondan önceki gün yapılan bir operasyondan sonra tekrar cezaevine gönderildi. "Lökopeni" dediğimiz yani her enfeksiyona açık bir durumu olan bir hastanın böyle bir ortamda, hastane ortamında tutulmayıp cezaevine gönderilmesi bir insanlık suçudur ama bizim kafamızda şöyle soru işaretleri vardır: Acaba bu tedavileri yapan hekim arkadaşlarımıza siyasi iktidarın bir baskısı mı vardır? Yani Cumhuriyet Halk Partisi tarafından seçilmiş belediye başkanları eğer cezaevine gönderilir ve rahatsızlanırsa... Çünkü bunu Mahir Polat'ta da yaşadık, bugün Mehmet Çalık'ta da yaşıyoruz; acaba bir baskı var mı? Eğer böyle bir şey yapılıyorsa gerçekten bunun altında AK PARTİ hükûmetleri kalacaktır. Niçin? Çünkü siz, hiçbir zaman, mahkûm bile olsalar, tutuklu bile olsalar insanları sağlıklarından mahrum bırakamazsınız.
Evet, yerel seçim... Dün Grup Başkan Vekilimiz Gökhan Bey bir kartonda son yerel seçim sonuçlarını gösterdi. Eğer bir ülkede, özellikle Türkiye'de yerel seçimler önce yapılıp sonra genel seçimler yapılıyorsa yerel seçim başarısı mutlaka genel seçimlere yansıyor. İşte, dün gösterilen o tablo önümüzdeki seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar olacağını gösteriyor.
Dolayısıyla, 2 Kasımda getirin sandığı, biz alalım boyunuzun ölçüsünü ve Türkiye'yi nasıl yöneteceğimizi herkese gösterelim diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)