Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 110 |
Tarih: | 17.07.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yalan üretme makinesi TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı, yüzde 35 ama her zaman olduğu gibi ENAG'ın açıkladığı rakam da bunun tam 2 katı, yüzde 70 civarında ama bakıyoruz ki halkın alım gücü her geçen gün daha da fazla düşüyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve geldiğinde enflasyonu düşüreceğini söyledi, yirmi üç aydır görev yapıyor ama o yalan üretme makinesi TÜİK'in verilerine rağmen sadece 1,7 puancık düşebildi enflasyon. Yani dünyada enflasyon oranlarında Türkiye 2'nci sırada. Evet, alkışlayabiliriz, bir yerde 2'nci olduk ama başka bir yerde dünya lideri olmuşuz. Bu, hep "Dünya lideri oldu." falan diye açıklama yapıyor ya AKP Hükûmeti. Bakalım nerede dünya 1'incisi olmuşuz? Gıda enflasyonunda. OECD ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün açıkladığı rakamlara göre Türkiye hem aylık hem de yıllık gıda enflasyonunda dünya lideri konumunda. Şimdi, rakamlar o kadar çarpıcı ki... Şimdi 1'inci olursunuz ama 2'nciyle aranızda çok fark olmayabilir ama müthiş bir fark görüyoruz arada. Dünya ortalamasının 5 katına yakın Türkiye'de gıda enflasyonu ve bu verilerle, gerçekten bu verilerin karşılığı olarak Türkiye'de emekçiler şu anda yoksullukla değil açlıkla mücadele ediyorlar, bir açlıkla mücadeleyle karşı karşıyayız.
Diğer taraftan ne oluyor? Dünyadaki başka bir listeye bakıyoruz, dolar milyonerleri listesine. Buraya da her geçen gün Türkiye'den çok daha fazla insanın girdiğini, dolar milyoneri sayısının arttığını görüyoruz. Burada da bir başarı görüyoruz aslında. Peki, başka bir rakam, gerçekten inanılmaz. Bu, yine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, yine Hükûmetin bakanlığının açıkladığı bir rakam; yaklaşık 20 milyon yurttaş sosyal yardımlarla geçinebiliyor, 20 milyon yurttaş sosyal yardımlar olmadan geçinemiyor. Bir taraftan da emekçiler geçinebilmek için borçlanıyorlar. Borçlulukta da rekor kırılmış, bu da bir başarı hanesine yazılabilir. 5,2 trilyon lira bireysel borçlanma içine girmiş durumda yurttaşlarımız. Peki, bunlar neden gerçekleşiyor? Günümüzdeki iktidar sermayeyi önceliyor, yandaş sermayeyi büyütmeyi önceliyor ve ciddi bir servet transferiyle kendi çevresindeki yandaş sermayeyi büyütürken emekçilerin gayrisafi millî hasıladan aldığı pay her geçen gün, her geçen yıl gitgide çok daha fazla düşüyor. Bakın, 2025 yılının yılbaşında yapılan asgari ücret zammı yüzde 30 civarındaydı ama yine yalan üretme makinesi TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamı olan yüzde 45'in dahi altında bir rakamla zam yapıldı emekçilere ve ara zam meselesi gündem olduğunda hiçbir sorun yokmuş gibi ara zam yapılmayacağı söylendi. Peki, ne oldu? Emeklilere, memurlara bir düzeltme yapıldı yüzde 15 civarında ama bir bakıyoruz ki kira oranlarına yüzde 45'e yakın bir zam yapıldı ama emekliye gelince yüzde 15; buradaki absürtlük gerçekten çok dikkat çekici.
Şu anda açlık sınırı 26 bin TL civarında, yoksulluk sınırı 85 bin TL civarında. Bir de bizim ülkemizde çok acı bir gerçek var: Avrupa'da çalışanların ortalama yüzde 4'ü asgari ücret alırken bizim ülkemizde asgari ücret ve civarında ücreti emekçilerin yüzde 50'si almaktadır yani asgari ücret ortalama ücret hâline gelmiştir ve bunun kendisi de yine yandaş sermayeyi, sermayeyi önceleyen politikaların bir sonucudur. Biz çok açık bir şekilde ifade ediyoruz ki asgari ücret ortalama ücret olmaktan çıkarılmalıdır ve şu andaki yoksulluk sınırı olan ortalama 80 bin liranın yarısı kadar -40 bin lira- olmalıdır ve en düşük emekli maaşı da asgari ücret kadar yani 40 bin lira olmalıdır. Bakın, asgari ücret sadece o yüzde 50'yi oluşturan asgari ücretlileri ilgilendirmiyor, bütün emekçileri ilgilendiriyor.
Şu anda kamu işçileri, kamu emekçileri zam talebiyle grev yapıyorlar bugün, buradan kendilerini selamlıyoruz; grevlerinin, hak mücadelelerinin yanında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Yüzde 17'lik zam oranına karşı yüzde 50'lik bir zam oranı istediler, bu yüzde 17'ler nereden geliyor akıllarına? Çünkü asgari ücretliye yüzde 30'u müstahak gören, bütün geri kalan işçilere de düşük ücretleri, düşük zam oranlarını uygun görüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Böyle bir zihniyetle bütün emekçilerin ücretlerinin asgari ücrette eşitlenmesi, oraya yakınsanması mantığıyla, politikasıyla karşı karşıyayız. Sermaye emekçinin sırtından semiriyor, bankalar tefeci faiziyle sofralardan çalıyor, saray rejimi bu yağma düzeni sürsün diye var; buna itirazımız var. Asgari ücret enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar yılda 4 kere güncellenmelidir. Emeklilerin maaşları en az asgari ücret kadar olmalıdır. Vergide adalet sağlanmalı, vergi dilimleri güncellenmelidir. Ya, yeter artık; bu yağma, bu soygun bir son bulmalıdır.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)