GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:17.07.2025

CHP GRUBU ADINA AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Sayın Başkanım, saygıyla selamlıyorum.

Bu, Beylikdüzü Belediye Başkanımız Sayın Murat Çalık'ın sağlık raporlarının toplu hâlde bir dosyası. Ayrıca, bu konunun rahat anlaşılabilmesi için bir bilgi notunu avukatları ve doktorları aracılığıyla hazırlattım. Sizden, Meclisimiz adına...

BAŞKAN - Buyurun, kürsüden söyleyin.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Kürsüden söyleyeyim, olur Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkan.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; Beylikdüzü Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Murat Çalık'ın sağlık durumunu gösterir bir rapor var, dosya var elimde. Bunun bir de küçük bilgi notu hazırlandı doktorları ve avukatları tarafından. Bir insanın hayatı söz konusudur. Bu dosyayı size tevdi etmek istiyorum. Ayrıca, Grup Başkan Vekillerimizin hepsi için de bunu hazırladım. Sizden beklentim ve ricam, bu olaya müdahil olmanız ve bu seçilmiş insanın cezaevinde ölmesinin engellenebilmesi için devreye girmenizdir.

Saygılarımla size takdim ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

VIII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI 1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Tekin Bingöl’ün, İzmir Milletvekili Ahmet Tuncay Özkan’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması

BAŞKAN - Öncelikle ben size duyarlılığınız için teşekkür ederim.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sağ olun Başkanım.

BAŞKAN - Bunun gereğini Meclis Başkanlığı aracılığıyla yapmaya çalışacağım.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

BAŞKAN - Sonuç almak için de büyük bir gayret göstereceğime inanabilirsiniz.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - İnanıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, merhamet, yeryüzünü ayakta tutan direklerden biridir; merhametini yitiren insanlık her hâliyle yıkılmış demektir, çürümüş demektir. Bir kişinin cezaevinde yaşayabileceği en zor şey hastalık hâlidir. Allah sağlık, sıhhat versin herkese, hepinize bol uzun ömürlü saatler dilerim ama bir kişi hastaysa "Allah şifasını versin aman!" diyoruz, hastane hastane koşturtuyoruz ama cezaevinde bir kişi hastaysa onun durumuyla ilgili olarak yaşayacağımız şey bir dramdır. Bu dramı engelleyebilmek için sizden ricam, bu konuyla ilgili en yüksek hassasiyet noktasında olaya eğilmenizdir.

Cezaevindeki insanların çaresizliğini yaşadığım altı yıllık Silivri esaretinden bir örnekle anlatmak isterim. Avukat Yusuf Erikel, millî görüş geleneğinden gelen ve hitabet yeteneği çok güçlü olan bir avukattı; Ergenekon davasındaki sanıkları savunurken avukat sandalyesinden sanık sandalyesine geçirildi Fetullahçı yargıçlar tarafından. Yusuf Erikel'i cezaevindeki telefon hakkımızı kullanırken orada sırada gördüm; kulağı şişmişti, boynuna doğru bir büyük şiş aşağı inmişti. Kendisine ne olduğunu sorduğumda "Galiba orta kulak iltihabı yaşıyorum." dedi. "Ya, çok öyle gözükmüyor; bak, arka tarafa doğru, lenflerine doğru gelmiş. Bir doktora gözükürsen çok iyi olur." dedim. O doktora gözükme işi ancak altı ay sonra gerçekleşti. Duruşmada burnundan ve kulağından kan geliyordu Yusuf Erikel'in. Yusuf Erikel hastaneye gönderildiğinde bir kanserin kulağını, yumuşak dokusunu, boğazını ve burnunu, iç dokuları sardığını öğrendik. Mahkeme, Fetullahçılar tarafından yönetilen mahkeme ne yazık ki bu arkadaşımızın hastaneye sevkini yapmıyordu. 380 tutuklunun bulunduğu bu duruşma salonunda bütün arkadaşlarımız o gün kendileri için tahliye talebi isteminde bulunmayı ertelediler. Ben onlar adına bir konuşma yaptım. Oradaki konuşmamdan sonra yargıçlar duruşma sonunda kendisini hastaneye sevk ettiler, ne yazık ki burada böyle bir duyarlılığın olmadığını görebiliyorum.

Sayın Grup Başkan Vekilimize, bütün Grup Başkan Vekillerimize Murat Çalık'ın sağlık raporlarını içeren bir dosyayı tıpkı Başkanımıza sunduğum gibi sunacağım. Sizden merhamet dileniyorum; Murat Çalık adına dilenmiyorum, kendi adıma, kendi vicdanım adına dileniyorum. Size diyorum ki bir insanın cezaevinde ölmesine izin verirseniz insanlığın vicdanını karartırsınız. Bu suç Murat Çalık'ın cezaevinde ölmesini gerektiren bir suç değildir, yargılaması dışarıdan devam edecektir. Murat Çalık tedavisini alırken dışarıda, hastanede yargılaması devam edecektir. İsimleri de zikretmek istemiyorum, cezaevinde pek çok hasta insan var, o insanların tamamı açısından da konuşmak istiyorum. Tutukluluğu cezaya çevirdiğinizde, onların sağlık hizmetinden yararlanmasını engellediğinizde karşınıza çıkacak olan şey vahşettir, zulümdür. Hastaya yardım eli uzatmak insan olmanın, merhametin bir göstergesidir.

Ben, AK PARTİ Grup Başkan Vekilimizden, kendisine tevdi edeceğim dosyayla birlikte Adalet Bakanıyla görüşmesini ve bir merhamet eli uzatmasını rica ediyorum. Bu, vicdanlı olmanın gereğidir. Bu kişi kendisiyle ilgili suçlamalar nedeniyle cezaevinde ölüme yatırılmamalıdır. Yargılaması dışarıdan devam eder -yargılanmasın demek bize düşecek bir şey değil, kendisi de bunu söylemiyor zaten- ve hastalığıyla ilgili, tedavisiyle ilgili işlemler sürer. Karşı karşıya kaldığı şey bir kanserdir. Kendisi lenf kanseri geçirmiş bir arkadaşımız. Milletin seçtiği, milletin teveccühüne mazhar olmuş bir insana hastanede "Sen ölüme yat." demek merhametsizlik olur. Ben vicdanım adına sizden bu merhameti istiyorum çünkü bu, bir insanın yaşamı ile ölümü arasındaki farktır. Onu çocuklarından, ailesinden toptan koparacak ve belki de beraat etmesine neden olacak bir karar sonrasında bu konuşmanın kulaklarınızda çınlamasını istemem.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Tamamlıyorum efendim.

O da yaşasın, siz de sağlıkla uzun ömürler sürün ama bu insanın peşin tutukluluk cezasıyla ölümüne yol açmayalım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (CHP, DEM PARTİ, İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)