GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:18.07.2025

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; madencilik sektörüne dair yapılan düzenlemenin 13'üncü maddesi üzerine İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım.

"Tarihî süreç" "terörsüz Türkiye" sloganlarının Türkiye'de yankılandığı bir dönemde kendi vatandaşının temiz çevrede yaşama hakkını, millî varlıklarını, ormanını, suyunu, zeytinliğini, merasını, madenini gasbetmek de bir nevi terör değil midir? Bir vatanın doğal varlıkları, o vatan üzerinde yaşayan milletin rızkıdır. Devletin görevi de Allah tarafından millete bahşedilmiş bu rızkı o topraklarda yaşayan insanlara adil bir şekilde kullandırmaktır ama görüyoruz ki bu kanun teklifinin birçok maddesiyle Türk milletinin doğal kaynaklarının özel sektör lehine sınırsız şekilde tahsisi kolaylaştırılmış; buna karşılık, kamu yararını gözeten denetim ve izin süreçleri ya işlevsizleştirilmiş ya da tamamen kaldırılmıştır. Bu kesinlikle kabul edilemez.

Kabul etmediğimiz bir diğer konu da bu teklifle getirilen rehabilitasyon bedeli. Bu teklifte, ruhsat bedeli tanımında yer alan çevreyle uyum teminatı çıkarılarak bu teminatın yerine rehabilitasyon bedeli ayrıca düzenleniyor. Nedir bu rehabilitasyon bedeli? Tanım olarak; madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmaya ve arazinin yeniden doğaya kazandırılmasına yönelik madencilik yapan şirketlerden devletin aldığı bir bedeldir. Bu maddeyle, işletmelerden işletme ruhsatı bedelinin yanında eşit miktarda bir de rehabilitasyon bedeli alınacaktır. Bu da öncelikle madencilik sektöründeki yükümlülükleri neredeyse 2 katına çıkaracaktır. Tamam, çıkarsın, önemli bir konu bu rehabilitasyon ama maalesef, bu düzenlemede bu artan yükümlülüğün çevreyi gerçekten koruyacağına dair bir güvence verilmemiştir. Bu bedel tahsil edilecektir, toplanan bu para ayrı bir hesapta tutulacaktır ama bu toplanan paranın denetim mekanizması net değildir. Kesinlikle kanun teklifinde denetim mekanizması netleştirilmelidir.

Kanunun etki analizi de maalesef çok baştan savma yazıldığı için elimizde rakamsal, somut hiçbir veri de yoktur. Oysaki hep söylediğimiz gibi kanun yapımının olmazsa olmazıdır etki analizleri.

Burada vurgulanması gereken bir diğer husus da devletin asıl yükümlülüğü olan çevreyi koruma görevi özel sektörün sırtına yüklenmiştir ve madenciliğin en önemli konusu olan bu çevre koruma görevinin denetimi ve şeffaflığı da göz ardı edilmiştir. Bununla ilgili de maalesef detaylı bir düzenleme yoktur. Devlet kurumlarının rehabilitasyon yükümlülüğünün Tarım ve Orman Bakanlığı eliyle yapılacağı belirtilmiş ancak hangi kaynakla, hangi takvimle yapılacağı belirsiz kalmıştır. Böylece kamu kurumlarının sorumluluğu dağıtılmış ve hesap verilebilirlik de zayıflamıştır. Bu durum, olası suistimallere ve kaynak kayıplarına zemin hazırlayabilir. Diğer yandan, net bir rehabilitasyon ücreti belirlemeden yüzde 30'luk indirimden bahsetmek de doğru değildir. Bu belirsizlik, yatırımcıların önünü görmesini engellemektedir ve devleti zarara uğratacak potansiyeller taşımaktadır.

Kısacası, bu yasa değişikliği "rehabilitasyon" adı altında yeni bir bürokratik yük ve gelir modeli üretmektedir. Çevreyi gerçekten korumaktan ziyade yine kamuoyuna "çevreciyiz" görüntüsü verme çabasıdır. İktidarın madencilik politikasında çevre değil maalesef kâr esastır. Bu düzenleme, çevreyi değil maalesef bütçeyi kurtarma çabasıdır. İktidar tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan bu maden yasası teklifi, zeytinlikleri, ormanları, meraları ve tarım alanlarını tehdit eden ve Anayasa'mıza da açıkça aykırı olan bir düzenlemedir.

İYİ Parti olarak bizler güzel vatanımızın taşını, toprağını, ağacını sadece coğrafya, doğal zenginlik ve emanet olarak görmüyoruz; bizler bu varlıklarımızı namus biliyoruz ve biz diyoruz ki: Bu yasa; kalkınma değil talandır, yatırım değil yıkımdır, hukuk değil keyfiyettir, kamu yararı değil yandaş menfaatidir. Bu topraklar; rantın değil adaletin, bereketin topraklarıdır ve biz bu toprağın sesi, bu milletin vicdanı, doğanın bekçisi olarak bu kanun teklifine kesinlikle karşı olduğumuzu bir kez daha söylüyoruz. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)