GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:18.07.2025

ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin ikisinde Genel Kurulu saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Değerli halkımız, bugün Rojava devriminin 13'üncü yıl dönümü. Kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilen bu devrim, bugün yaşam modeliyle tüm dünyaya örnek teşkil etmektedir. Kobani mücadele ruhu Rojava devrimine dönüşerek sadece Kürt halkı için değil aynı zamanda Suriye'de yaşayan Araplar, Türkmenler, Ermeniler ve Süryaniler için de umut oldu. Barbar IŞİD çeteleri Kürt halkı ve dostlarının kahramansı mücadelesiyle yenilgiye uğratıldı. Rojava devrimi kutlu olsun, "..."(*) Rojava. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, şimdi maddeyle ilgili konuşacağım.

Sayın Başkan, hem size hem de özellikle AKP Grubuna eğer izin olursa, müsaade olursa süre açısından bir dakikalık bir konuşma dinleteceğim, konuşma süremi başka kullanmayacağım süreden tasarruf olması için.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Olur, olur; faydalı, faydalı.

BAŞKAN - Sayın Bozan...

ALİ BOZAN (Devamla) - Buyurun Başkanım.

BAŞKAN - Önce, şu az önce sarf ettiğiniz Kürtçe kelimenin Türkçesini söyleyin, Kürtçe bilmeyen arkadaşlarımız da vâkıf olsun.

ALİ BOZAN (Devamla) - Başkanım, "..."(*) Rojava, "Yaşasın Rojava." demektir. Rojava, zaten bir özel isim, bir bölgenin adı; "..."(*) de "yaşasın" demektir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Peki, tamam.

ALİ BOZAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Başkan...

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Kürtçe ders bitti.

ALİ BOZAN (Devamla) - Evet, Kürtçe dersi bitti.

Şöyle söyleyeyim, dinletmek istediğim ses kaydı şuydu aslında: Günlerdir Meclis önünde eylemde olan, açlık grevinde olan yurttaşları dinletmek istiyordum ama sıra gelince Sayın Başkan, bence bu konuda itiraz olmayacaktır.

Değerli arkadaşlar, iki yıla yakın bir süredir burada hep birlikte mesai yapıyoruz. Ben iki yıllık süre boyunca bu Meclisin emekliler için gece saat ikiye, üçe kadar çalıştığını görmedim; iki yıllık süre boyunca asgari ücretliler için gece saat ikiye, üçe kadar çalıştığını görmedim...

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Çok çalıştı, çok, sabah yedilere kadar çalıştı; çok örneği var.

ALİ BOZAN (Mersin) - ...iki yıllık süre boyunca küçük esnafın derdine derman olmak için Meclisin gece üçe kadar çalıştığını görmedim. Yine, Meclisin gece ikiye, üçe kadar üreticinin, çiftçinin, köylünün derdine derman olmak için çalıştığını görmedim ama bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi bu ülkenin toprağını, suyunu, doğasını birkaç şirkete, birkaç sermaye çevresine parsel parsel satmak için üç gündür gece yarılarına kadar çalışıyor. Ama şunu söyleyelim: Aslında zaten bunun öncesinde memleketin doğası, suyu, toprağı parsel parsel satılmış. Şu an sadece o satışın kanuni kılıfını biz uyduruyoruz.

Günlerdir burada anlatıyoruz, muhalefet anlatıyor, dinlemediniz, anlamadınız. O zaman çıkın, günlerdir Meclisin önünde bekleyen yurttaşları dinleyin. Eğer o yurttaşları ikna ederseniz, söz, bizler de iknayız. O yurttaşlar bu kanun teklifine "okey" derse bizler de iknayız ama ben biliyorum ki sizin o yurttaşların karşısına çıkacak cesaretiniz yok. O yüzden ben...

(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı dinletmesi)

BAŞKAN - Sayın Bozan, mümkünse kürsüden siz hitap edin. Sizin konuşmanız gerekiyor, lütfen...

ALİ BOZAN (Devamla) - Sayın Başkan, o zaman şöyle söyleyeyim: Şimdi, değerli halkımız, burası Millet Meclisi, burası milletin kürsüsü. Bizler vekiliz, bizler vekiliz. Biz diyoruz ki burada asılların, asillerin sözü rahatlıkla söylenebilmeli.

Ses dinletilmedi, ben söyleyeyim, bugün Meclisin önünde, o yağmur altında bekleyen o yaşlı teyzenin sözlerini belki dinlersiniz, dikkate alırsınız. Yaşlı teyze diyor ki: "Yasayı geri çekin oğlum. Yasayı geri çeksin, bizi böyle ziyan etmesin. Biz köyümüzde yaşamak istiyoruz, toprağımızı vermek istemiyoruz. Bize böyle eziyet etmesin." "Ben 82 yaşındayım, bugünden sonra ben nereye giderim?" diyor yaşlı teyze. "Nereden ev alırım, nerede yaşarım? 'Hadi senin ömrü bitmiş.' derler ama kendim için düşünmem, bütün vatandaşlar için düşünürüm. Bize bu eziyeti yapmasınlar, bu yasa geçmesin." diyor o yaşlı teyzemiz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, değerli arkadaşlar, teklifin 18'inci maddesinde ne deniliyor? EPDK'ye 2030 yılına kadar acele kamulaştırma kararı alma yetkisi veriliyor. Bu da yetmiyor, 2030'dan sonra eğer ihtiyaç duyulursa bir defaya mahsus olmak üzere beş yıl süreyle uzatmak için Cumhurbaşkanına da yetki veriliyor. Peki, acele kamulaştırmaya hangi hâllerde başvurulabiliyor? Bir, savaş hâlinde ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için. Şu an savaş hâlinde miyiz? Değil. İki, diyor ki: "Bazı özel kanunlarda düzenlenmek ve olağanüstü şartlarda olmak koşuluyla." Tamam...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ALİ BOZAN (Devamla) - Evet, özel kanun var. Peki, olağanüstü şart nerede? Bugün acele kamulaştırma yetkisinin EPDK'ye 2030 yılına kadar verilmesi için olağanüstü şart ne? Bugün Komisyon Başkanı dedi ki: "Acele kamulaştırma yapıldıktan sonra zaten mahkemeye gidiyor." Ya, kime anlatıyorsun sen, neyin mahkemesi? Doğa talan edildikten sonra, su talan ettikten sonra, orman talan edildikten sonra hangi mahkemeye gideceksiniz? Hangi mahkeme o yok edilen zeytinlik alanları geri getirecek?

Teklifin gerekçesinin birçok yerinde şu deniliyor: "Yenilenebilir enerji" Vallahi, biz şunu biliyoruz: Sizin derdiniz yenilenebilir enerji değil, sizin derdiniz yenilebilir, yedirilebilir rant alanları açmak. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

O yüzden AKP ormana zararlıdır, AKP doğaya zararlıdır, AKP suya zararlıdır, AKP toprağa zararlıdır, AKP zeytine zararlıdır diyorum, Genel Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)