| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 18.07.2025 |
METİN ERGUN (Muğla) - Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Muhterem milletvekilleri, bizim vatanseverlik anlayışımıza göre vatanını seven bir insan, insanını da toprağını da tabiatını da ağacını da sever; tüm bunlara saygı gösterir. Vatansever bir anlayış memleketin zenginliklerine, suyuna, toprağına ve ağacına düşmanlık etmez, vatanın zenginliklerini talan etmez ama gelin görün ki kendilerinden sürekli olarak yerli ve millî olarak bahseden iktidar mensupları memleketin zenginliklerine yönelik âdeta bir kötülük ajandaları varmış gibi hareket etmektedirler. Daha önce Meclis Genel Kuruluna 10 kez zeytinlikleri hedef alan düzenleme sunuldu; millî vicdanın tepkisiyle ve hukukun kararlarıyla hepsi de akamete uğradı. Görüşülmekte olan teklif, zeytinlikleri hedef alan 11'inci tekliftir. İktidarın, zeytin üreticilerinin derdiyle dertlenmesi gerekirken, neden İtalya veya Yunanistan kadar bu sektörden para kazanamadığımızı düşünmesi gerekirken tamamen ranta ve talana odaklandığını görmekteyiz. Bu talan anlayışı ne vatanseverlikle ne yerlilikle ne de millîlikle bağdaştırılamaz. Vatansever bir anlayış, zenginlikleri, ormanları ve sit alanlarını yağmalattırmaz; tam aksine tüm zenginliklerimizi korur ve bunları geliştirmenin yollarını arar.
Ne hazindir ki iktidar mensupları sürekli olarak âdeta "Acaba ne yapabiliriz de ülkemizin zenginliklerine zarar veririz, bu zenginlikleri nasıl yağmalattırırız?" diye hareket etmektedirler. Görüşülmekte olan teklif de bu doğrultuda hazırlanan bir tekliftir. Seçim bölgem olan Muğla'da bu teklif kapsamında tehdit altına girecek yaklaşık 50 köy vardır; şimdilik 50 köy. Yani bu teklifin hedefi doğrudan doğruya Muğla'dır. Elbette enerji ihtiyacımız olabilir, elbette madenler değerlidir ama zeytin de değersiz değildir. Zeytinin yüzlerce hatta ve hatta bazı bölgelerde binlerce yıl boyunca getirisi kömürden çok ama çok fazladır. Soruyorum sizlere: Hangisi daha değerlidir, hangisinin katma değeri daha fazladır? Vahşi ve verimsiz madencilik için doğayı yok etmeye, ormanları talan etmeye, zeytinlikleri kökünden sökmeye değer mi?
Sözde "kamu yararı" adına yapılan bu düzenleme gerçekte yandaş şirketlere sınırsız alan açan bir talan ruhsatıdır ve biz İYİ Parti olarak bu anlayışa karşıyız çünkü biz vatanı sadece sınırlarından ibaret görmeyiz. Bizim için vatan, aynı zamanda yer altı ve yer üstü sularımızdır, bereketli topraklarımızdır, doğamızdır ve asırlık zeytin ağaçlarımızdır.
Muhterem milletvekilleri, bugün, burada bir karar vereceğiz ya kalkınmayı doğayla barış içinde yürütecek, aklı ve bilimi rehber alacağız ya da 19'uncu yüzyılın vahşi madencilik anlayışına teslim olup bu toprakların zenginliğini birkaç yandaş şirketin kâr hırsına kurban edeceğiz. Biz İYİ Parti olarak bu yağma düzenini kabul etmiyoruz. Rant uğruna ne zenginliklerimizi ne de vicdanlarımızı feda etmeyeceğiz. Bu sebeple teklife "ret" oyu veriyoruz.
Son söz olarak vicdanlarınıza seslenmek istiyorum: Asırlık zeytin ağaçlarına kıymayın, bu toprakların bereketini katletmeyin. Türkiye'yi tabiatla, doğayla uyumlu, katma değeri yüksek bir kalkınma modeliyle hep birlikte kalkındıralım.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken bir kez daha yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)