Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 112 |
Tarih: | 19.07.2025 |
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kirazı size aslında şehrim Eskişehir'in ihraç kirazıyla ünlü Mihalıççık ilçemizden getirmek isterdim ama ne yazık ki don vurduğundan ağaçlarda tek bir adet kiraz kalmadı. Bir ilçedeki zarar 1 milyarın üzerindeyken ülkemizdeki üreticilerin toplam ekonomik kaybını varın siz düşünün.
"Doğal afet" denilse de aslında insan faaliyetlerinin yol açtığı iklim krizi dolayısıyla aşırı doğa olaylarının artışının etkisini yaşıyoruz. Yanlış tarım politikaları da eklenince vatandaş artık sebze ve meyve de yiyemez oldu. İklim kriziyle mücadelenin azaltım ve uyum süreçlerinde önlemler yerine, şirketlerin bedelini ödeyerek daha çok kirletebileceği bir metni "İklim Yasası" adıyla geçirdiniz. Ardından madencilerin tüm ülkeyi talan alanına çevirebileceği bir metni kucağımızda bulduk. "Dostum Trump"ın "mine everywhere" yani "her yerde maden" "Millî parkları, tarihî anıtları bile kazın." demesi ve stratejik madenler vurgusu teklifinizle örtüştüğünden hani insan böylesine de tesadüf olur mu diye düşünmeden edemiyor açıkçası. (CHP sıralarından alkışlar) Bu teklifle sadece zeytinlikler değil; tarım alanlarına, su kaynaklarına, sera gazı yutak alanları ormanlarımıza, tapulu arazilere, tarihî sit alanlarına bile tam da Trump'ın dediği gibi kazma vurulabilecek ve gıdamız, suyumuz, geleceğimiz yok olacak. Yok oluşu rehabilitasyon maddeleriniz önleyemez, Birleşmiş Milletler raporları madenlerle tahrip edilen alanların geri getirilemeyeceğini ortaya koyuyor. Özellikle altın gibi metalik madencilik alanlarında toprak döküp fidan dikmekle kurtaramıyorsunuz o alanı. Bakın, burada gösterilen "rehabilitasyon" adı altındaki resimlerin tamamı kömür madenlerine ait, altın madenlerini asla kurtaramıyorsunuz. Aslında restorasyon gerekiyor, o da çok çok büyük paralar gerektiriyor ama paralar şirketlere ve maliyet hepinize kalıyor; sağlığımız, toprağımız, suyumuz, coğrafyamız, hepsi bu maliyetin içinde. "Keseriz." "Taşırız." "Şu kadar diktik." "Bu kadar dikeriz." dediğiniz ağaçlar, kök ve yeşil yapraktan ibaret değil sadece; her biri toprağı, su kaynakları, her türlü canlı ve yaban hayatıyla bütünsel bir ekosistem. Bir avuç toprak tam dokuz yüz yılda oluşuyor. Topraklarımız yirmi beş-otuz yıl ömrü olan termik santraller ya da madenler için heba edilecek. Yaşam kaynağımız su heba edilebilir mi peki? Birleşmiş Milletler raporuna göre 2030'da Türkiye'nin yüzde 88'i çölleşme riskiyle karşı karşıyayken yer altı sularının kaybına, su havzalarında bile tonlarca su gerektirecek madencilikle yaşamın yok olmasına nasıl izin verebiliriz? (CHP sıralarından alkışlar) Biz bu yok oluşu şehrim Eskişehir'in Sivrihisar Kaymaz Koza Altınından çok iyi biliyoruz; Kaymaz fasulyesi bitti, ağaçlar kuruyor, kanser vakalarında artış ve ne yazık ki ne yöreye ne de kalkınmaya, istihdama bir yararı yok. Şimdi de Çanakkale'den ayrıştırma için maden taşınacak, yüreğimiz yine ağzımızda. Zeytin, narenciye, her türlü yeşilliğin yetiştiği mikroklima iklimine sahip Anadolu'nun Çukurovası Sakarya Vadimize Cengiz Holding el attı; İliç'teki gibi açık ocak işletmeciliği yapılacak ve Sakarya Nehri'nin geçtiği 7 yer siyanür sızması hâlinde risk altında. Trump'ın stratejik madenler merakıyla Beylikova'daki nadir toprak elementleri ne yazık ki yüreğimizi daha bir hoplatıyor. Vahşi madencilik her bir yanda.
Bakın, Kaz Dağları'nda ormanlar, Muğla'da, Mazıdağı'nda köyler yok oldu; Soma, Amasra, İliç faciaları ortada. Faciaları denetimle önleyebildiniz mi? Bir yanda yangınlar sürerken bu teklif yasalaşırsa ülkemizin her köşesini yangın yerine çevirecek. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlıyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
Buyurun.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Hatay yangınında Derya Cesur'un duygularını getirdiği dizeleri görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, vicdanlarınıza ses olsun ki bu yasaya "ret" oyu kullanın:
"Diyelim ki biz öldük, siz kaldınız,
Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar,
Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete,
Baktınız,
Kalmamış yakacak tek bir ağaç,
Sönmeyen ocak,
Akacak tek damla gözyaşı.
Sonra?
Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız?
Diyelim ki kurdunuz,
Külden ağaçlar,
Uçmayan kuşlar,
Ağıtlar,
Bu ziftli yaslar sarmışken toprağı mutlu mu olacaksınız?
Bize nasip bunca kalp ağrısından size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?"
Genel Kurulu saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)