GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:19.07.2025

MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 216 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın başında, Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Başkanı, gazeteci ve yazar Sayın Altan Öymen'e Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve Cumhuriyet Halk Partisi camiasına başsağlığı diliyorum.

Görüştüğümüz kanun teklifinde ağırlıklı olarak kamu gelirlerinin artırılmasına, kayıt dışılıkla mücadele edilmesine, vergi tabanının genişletilmesine, vergiye uyum ve vergide adaletin tesisine, yorum farklılıklarının önlenerek hukuki belirliliğin artırılmasına yönelik düzenlemeler yapılmaktadır. Orta vadeli programda etkin, basit, adil bir vergi sistemi oluşturmak ve kamu finansmanını kalıcı kaynaklarla sağlamak hedefleri doğrultusunda temel vergi kanunlarının gözden geçirileceği; etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kaldırılacağı belirtilmiştir. Vergi, devletin egemenlik hakkına dayanan maliye politikasının en etkin aracıdır. Kapsayıcı, verimli, adil, aynı zamanda basit bir vergi sistemi kamu gelirlerinin artırılmasının yanı sıra kamu hizmetlerinin sunumunda, toplumsal refahın artırılmasında ve gelir dağılımı adaletinin sağlanmasında önemli bir role sahiptir. Anayasa’nın 73'üncü maddesinde "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." hükmü bulunmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi, üreten, istihdam yaratan, üretilen değerden herkesin adil pay almasını mümkün kılan ve gelir dağılımını adaletli hâle getiren, nimet ve külfetin bütün kesimlerce hakça paylaşılmasına dayanan bir ekonomik ve toplumsal düzenin tesis edilmesini öngörmektedir. Bu doğrultuda, devletin kamu gelirlerini karşılamada temel gelir kaynağı olan vergileri herkesin mali gücüne göre ödemesini ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını temin edecek adaletli bir sistemin inşasını gerekli görmektedir. Bu amaçlara katkı sunan düzenlemelerden oluşan kanun teklifinin ilk 3 maddesiyle Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu'nda değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda, kambiyo ve kıymetli maden işlemlerinin ihracı ve ithalinin tanzim ve tahdidine Cumhurbaşkanı yetkili kılınmakta, böylece döviz piyasalarında oluşabilecek spekülatif hareketlerin önüne geçilmesi ve finansal istikrarın korunması hedeflenmektedir. Ayrıca, yetkisiz faaliyetleri sistematik ve yaygın şekilde yürütenlere yönelik caydırıcılığın sağlanması amacıyla uygulanan para cezaları ile faaliyet durdurma yaptırımının yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na göre suç sayılmayan ancak kabahat olarak değerlendirilen döviz, altın veya diğer kıymetli maden ve taşları izinsiz olarak yurda sokan ya da yurt dışına çıkaranlara değerinin yarısı ile 2 katı arasında para cezası kesilmesi hükme bağlanmaktadır. Mezkûr kanunda geçen suç ibareleri kabahat olarak değiştirilmekte ve tekerrür hâllerine ilişkin sürenin belirlenmesi yoluyla Kabahatler Kanunu'yla uyum sağlanmaktadır.

Teklifte yer alan bir başka düzenleme yetkili müesseseler, rafineriler ve kıymetli maden aracı kuruluşlarına ilişkin faaliyet izinlerine ve ücretlerine yöneliktir. Buna göre, müessese ve kuruluşların hangi faaliyetlerinin izne tabi olduğu, verilen izinler kapsamında ücretlerin hangi tutar, usul ve esasa göre tahsil edileceği, faaliyet izinlerini vermeye ve söz konusu izinleri iptal etmeye Hazine ve Maliye Bakanlığının yetkili olduğu Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin kararı da dikkate alınarak açıkça düzenlenmektedir. Yapılan bu düzenlemelerle uygulamada hukuki belirliliğin ve öngörülebilirliğin sağlanarak yetkisiz faaliyetlerin önlenmesi amaçlanmaktadır.

Teklifin 4 ve 5'inci maddelerinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda değişiklik öngörülmektedir. Yapılan değişiklikle, elektronik ortamda yapılan yoklamalarda yetkilisinin bulunmaması veya imza atmaması hâlinde polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinin imzalarının aranması zorunluluğu kaldırılmakta, kanundaki kâğıda ve imzaya dayalı süreçlerin azaltılıp e-belge altyapısına olan güvenin pekiştirilmesi amaçlanmaktadır.

Vergi Usul Kanunu'nda yapılan bir diğer düzenlemeyle de Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatı personelinin vergi denetimlerine ilişkin fazla çalışma ücreti ve sahalarda görevlendirilebilecek personele ilişkin üst limitler artırılmaktadır. Buna göre, fazla çalışılan her bir saat için ödenen 160 gösterge rakamı 300'e çıkarılırken denetime çıkacak ve fazla mesai ödemesi yapılacak personel sayısı toplam personel sayısının yüzde 20'sinden yüzde 40'ına yükseltilmektedir.

Parti programımızda da belirttiğimiz gibi, vergi denetimlerine önem verilerek vergi daireleri ve Gelir İdaresinin organizasyon, insan gücü ve teknolojik kapasitesinin artırılmasıyla kayıt dışılığın önüne geçilebileceğini ve vergide adaletin tesisine katkı sağlanabileceğini öngörüyoruz.

Teklifle, kayıt dışılıkla mücadele kapsamında akaryakıt sektörüne ilişkin de bazı düzenlemeler yapılmaktadır. Bu kapsamda, akaryakıt ve LPG ve bunların türevlerinden oluşan malların ithalat aşamasında henüz tahsil edilmemiş olsa dahi ÖTV tutarının KDV matrahına dâhil edilmesi zorunlu hâle getirilmekte ve ithalatçı ile yerli üretici arasındaki vergisel eşitsizlik giderilmektedir. Ayrıca, Petrol Piyasası Kanunu'ndaki değişiklikle bir dağıtıcıdan temin edilen LPG'nin başka bir dağıtıcıya satılmasına kısıtlama getirilmekte, bu hükme aykırı davrandığı tespit edilen dağıtıcılara idari para cezası uygulanması ve aykırılığın lisans sahibi tarafından iki yıl içinde tekrar edilmesi hâlinde dağıtıcı lisansının iptal edilmesi öngörülmektedir. Bu düzenlemelerle vergi kayıplarının önüne geçilmesi ve vergi sistemindeki şeffaflığın artırılması hedeflenmektedir.

Maliye politikasının temel amacı, ülkenin makroekonomik hedeflerini gerçekleştirmeyi de içerecek şekilde kamu gelir ve harcamalarının kalitesini iyileştirmek ve kamu açıklarını azaltmaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem gelir hem de harcama yapısının makroekonomik hedefleri gerçekleştirecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini, harcamalarda israf ve verimsizliğin önüne geçilmesini, vergisiz kazançların vergilendirilmesini, kayıt dışılığın önlenmesini, vergi tabanının genişletilmesini ve vergi gelirlerinde artış sağlanmasını öngörüyoruz.

Değerli milletvekilleri, teklifle düzenleme yapılan bir başka konu ise vergi istisnalarına ilişkindir. Bu kapsamda, Vakıflar Genel Müdürlüğünün yönettiği ve temsil ettiği mazbut vakıfların mülkiyetinde bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlere KDV istisnası, serbest bölgelerde imal edilen ürünlerin bölge içine ve diğer serbest bölgelere satışından elde edilen kazançların da gelir ve kurumlar vergisinden istisnası öngörülmektedir. Gerekçede de belirtildiği gibi, bu istisnalarla vakıf mallarının ve kamu tüzel kişiliklerinin elindeki kaynakların daha etkin kullanılması hedeflenmektedir.

Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikle ise Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının taşıt alımlarında vergi istisnası getirilerek millî güvenliğin gerekliliklerine cevap verilmesi ve yerli üretimin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Buna göre, millî savunma ve iç güvenlik maksadıyla alınacak ve münhasıran bu amaçla kullanılacak yerli katkı oranı en az yüzde 40 olan taşıtlar ile yerli üretimi bulunmayan hafif ticari taşıtlar, kamyon, kamyonet grubunda bulunan arazi taşıtları ve motosikletlerin teslimi KDV ve ÖTV'den istisna edilmektedir.

Teklifin 10'uncu maddesiyle organize sanayi bölgelerine tanınan muafiyetler kendi faaliyet alanlarıyla sınırlı kalacak şekilde korunmakta, muafiyetlerin kapsamı belirginleştirilerek ihtilafların giderilmesi hedeflenmektedir.

Bilim ve teknolojide kaydedilen gelişmeler üretimi, tüketimi, ekonomik ve sosyal yapıyı hızla değiştirmekte, rekabet ve dönüşüm sürecinde doğru teknolojilere yönelmeyi, aynı zamanda da uygulanan ekonomik politikaların uyumunu önemli hâle getirmektedir. Küresel eğilimler dikkate alındığında ülkelerin sosyoekonomik yönden gelişmesinde AR-GE ve yenilik faaliyetlerinin itici güç olduğu görülmekte, bu doğrultuda AR-GE ve yenilik faaliyetlerine önemli teşvik ve destekler verilmekte, kaynaklar ayrılmaktadır. Ülkemizde de teknoloji geliştirme bölgeleri, araştırma merkezleri ve araştırma altyapılarında çalışan AR-GE tasarım ve destek personeline yönelik vergi teşvikleri özel sektör öncülüğünde önemli bir AR-GE ekosisteminin oluşmasına katkı sağlamıştır. Başta savunma sanayisi olmak üzere birçok sektörde ve diğer yüksek teknoloji alanlarında somut çıktılar üretilmeye başlanmış, ayrıca insan kaynağında ve AR-GE harcamalarının millî gelir içindeki payında kayda değer artış meydana gelmiştir. Ancak uygulamada karşılaşılan bazı istismarlar söz konusu teşvik mekanizmasının yeniden yapılandırılmasını gerekli hâle getirmiştir. Bu kapsamda, teklifte AR-GE tasarım ve destek personeline sağlanan gelir vergisi stopajı terkin teşviki ile damga vergisi istisnasının aylık olarak asgari ücretin brüt tutarının 40 katıyla sınırlandırılması, aşan kısmının ise teşvik ve damga vergisi istisnasından yararlanmaması düzenlenmektedir.

Teklifle, verimli yatırımların desteklenmesi amacıyla yatırım teşvik belgesine yönelik indirimli kurumlar vergisi uygulamasının indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap döneminden itibaren en fazla 10 hesap dönemi boyunca uygulanacağına ilişkin sınırlama getirilmekte ve kurumlar vergisi indirim oranı yüzde 60 olarak belirlenmektedir.

Kanun teklifiyle, uzun süredir güncellenmeyen otomobil piyasası ÖTV matrah limitleri de yeniden ele alınmaktadır. Özel tüketim vergisine tabi motorlu kara taşıtlarında 2016 yılından itibaren vergi matrahına dayalı dilimli oran sistemine geçilmiş, 2018 yılında yapılan güncellemeyle de taşıtların vergilendirme eşiği olan matrah tutarları belirlenmiştir. Düzenlemeyle ise hâlen uygulanmakta olan fiilî oranlar aynı şekilde kanuna dercedilmektedir; öte yandan, motor silindir hacmi, elektrik motor gücü, batarya kapasitesi ve menziline göre farklı oranlar belirleme yetkisi Cumhurbaşkanına verilmekte. Böylece hem vergi uygulamasında netlik sağlanmakta hem de piyasa dinamiklerine daha hızlı yanıt verebilecek bir sistem kurulması hedeflenmektedir. Azami yüklü kütlesi 3.500 kilogramı aşmayan arazi taşıtlarının ÖTV oranı yüzde 4'ten yüzde 50'ye yükseltilmekte, kırsalda kullanılan 4x2 tipi pikap, kamyon ve kamyonet sınıflarındaki araçların ÖTV oranlarında ise herhangi bir değişikliğe gidilmemektedir.

Teklifle ayrıca, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nda yapılan değişiklikle kamu görevlilerine koruyucu giyim ve donanım malzemesi yardımı uygulamasında Sayıştayca yapılan denetimlerde usulsüzlük tespit edilen ancak konusu suç teşkil etmeyen hususlardaki idari ve mali takibatın durdurulması ve yargılamanın kaldırılması öngörülmektedir. Buna göre, 31 Mayıs 2025 tarihine kadar kamu görevlilerine "koruyucu giyim ve donanım malzemesi" adı altında yardım yapan kamu kurum ve kuruluşlarının sorumlularına idari ya da mali sorumluluk doğmaması sağlanmakta, başlamış olan işlemlerin ise durdurulması amaçlanmaktadır. Böylece uygulayıcıların iyi niyetli çabalarının soruşturma konusu yapılmasının önüne geçilmekte; yardımın amacı, kamu hizmetinin gerekleri ve denetim süreçleri arasında sağlıklı bir denge kurulmaktadır.

Değerli milletvekilleri, yıllık programda, sürdürülebilir ve sağlıklı gelir kaynaklarının artırılmasında vergisel işlemler ve kayıt dışılıkla mücadele gelir politikasının öncelikleri olarak sayılmıştır. Vergi sisteminin temel amacı, kamu harcamalarını finanse etmek için gerekli olan gelirleri toplamaktır. Ayrıca, vergi sistemleri gelir dağılımının iyileştirilerek toplumun refah düzeyinin yükseltilmesi gibi sosyal amaçlar doğrultusunda da kullanılmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, etkin kamu hizmetinin yanı sıra, yoksul kesimlerin gözetildiği, üretimin özendirildiği, kamu harcamalarında israf ve usulsüzlüğün önlendiği, kayıt dışı ekonominin azaltıldığı ve bunlara yönelik yapısal tedbirlerin devreye konulduğu bir mali sistem öngörüyoruz. Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara köklü cevaplar hazırlayarak Türk ve Türkiye Yüzyılı'na temel olacak kalıcı ve güçlü reformları peş peşe hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Büyümenin nimetlerinden çiftçimizden memurumuza, işçimizden emeklimize, esnafımızdan sanayicimize kadar her insanımızın adil ve hakkaniyetli pay almasını sağlamayı amaçlıyoruz. Dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın hak ettikleri sürdürülebilir sosyal, ekonomik ve insani seviyeye kavuşturulmasını istiyoruz. Bunun için gayret göstermeye, haklı taleplerin takipçisi olmaya devam ediyoruz. Son yıllarda Türkiye, uyguladığı ekonomik reformlarla güçlü bir sanayi altyapısı geliştirmiş, ekonomik kalkınmadan savunma sanayisine, enerji ve ulaştırma altyapısından Türk dünyasıyla entegrasyona kadar birçok alanda önemli ilerlemeler kaydederek bölgesel ve küresel ölçekte etkinliğini artırmıştır. Ekonomimizin üst üste on beş yıl ve kesintisiz on dokuz çeyrektir yakaladığı yüksek büyüme başarısının arkasındaki asıl itici güç de sahip olduğumuz güçlü sanayi altyapısı olmuştur.

Savunma sanayisi alanındaki yerlileşme ve millîleşme politikaları bu sektördeki dışa bağımlılığı büyük ölçüde azaltmış ve Türkiye'yi ihracat yapabilen bir savunma gücü hâline getirmiştir. Ulaştırma alanında gerçekleştirilen mega projeler hem lojistik kapasiteyi güçlendirmiş hem de Türkiye'yi Avrasya bağlantısının merkezine yerleştirmiştir. Enerjide yeni keşiflerle yerli kaynakların kullanımı artırılmış, Türkiye doğu-batı enerji koridorundaki stratejik bir geçiş noktası olma konumunu pekiştirerek Avrupa'nın enerji güvenliğinde kilit rol üstlenmiştir. Bu gelişmeler, Türkiye'nin askerî caydırıcılığını artırmanın yanında, teknoloji transferi ve stratejik otonomi açısından da önemli kazanımlar sağlamış, kendi coğrafyasıyla birlikte küresel düzlemde önemli bir aktör hâline gelmesine zemin hazırlamıştır.

Türkiye'nin aydınlık geleceğinin mimarı Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ile Cumhur İttifakı'dır. Türkiye ekonomisinde güven ve istikrar kuşkusuz ki doğru tedbirler yanında kararlı politikalarla sağlanabilecek, halkımızın refahını gözeten atılımlar bu şekilde mümkün olabilecektir. Türkiye için emsalsiz fırsatlar sunan yeni yüzyılda millî birlik ve beraberlikle bu fırsatı yakalayacağımıza, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefini adım adım gerçeğe dönüştüreceğimize yürekten inanıyoruz. Terörsüz Türkiye, millî varlığımızın iç barış ve huzurumuzun ebedi güvencesi olacak, refah, güven ve huzur dolu bir geleceğin önünü açacaktır. Genç ve dinamik nüfusu, stratejik coğrafi konumu, bölgesel krizlerde üstlendiği yapıcı roller ve gelişen teknolojik altyapısı sayesinde Türkiye, yükselen bir güç, aynı zamanda geleceğin belirleyici aktörlerinden biri olacaktır.

Bu düşüncelerle, kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri ve muhterem vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)