GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:19.07.2025

ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Batman) - Teşekkürler Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sevgili halklarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tam on üç yıl önce Orta Doğu'nun kalbinde yanan bir kıvılcım, sadece bir direnişi değil birlikte yaşamın mümkün olduğunu kanıtlayan devrim başladı. Rojava devrimi Kürt halkı kadar Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen ve bölgedeki tüm halklar için ortak, eşit ve özgür bir yaşamın mümkün olduğunu kanıtladı; inançların, kimliklerin ve dillerin eşit olduğu bir sistemi hep birlikte inşa etmenin mümkün olduğunu gösterdi. DAİŞ karanlığına, Baas rejiminin baskısına, her türlü saldırıya karşı halkların birlikte yazdığı bir direniş destanı oldu Rojava devrimi ve bu devrim kadınların öncülüğünde gelişti. On üç yılda kuşatmalarla, ambargolarla, saldırılarla yok edilmek istenen bu devrim hâlâ ayakta, hâlâ tüm dünyanın ilham aldığı bir model olmaya devam ediyor. Bu nedenle, Rojava'yı savunmak sadece bir coğrafyayı değil eşitliği, özgürlüğü ve onurlu bir yaşamı savunmaktır. Bizler, kadınların öncülüğünde kurulan bu devrimci iradenin arkasındayız. Bir kez daha "..."(*) diyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin vergi sistemi maalesef derin ve yapısal adaletsizliklerle doludur. Bugün burada bu sorunlara kökünden çözüm getirmek yerine sadece bazı yüzeysel yasa değişikliklerini konuşuyoruz, oysa vergi sisteminde asıl ihtiyaç köklü ve radikal bir yapısal reformdur. Mevcut politikalar sermaye lehine şekillenmiş, emekçi milyonlarca yurttaşımız ise ağır bir vergi yükünün altında ezilmeye devam etmektedir; bu durum ekonomik adaletin temel ilkelerine aykırıdır. Anayasa’nın açık hükmü çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasıdır ancak uygulamada bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 65'i düşük gelirli vatandaşlarımızdan toplanmakta, servet sahibi zenginlerden ise vergi adaleti beklemek hayal olmaktadır. Yani Türkiye'nin vergi yükü servet sahibi zengin azınlığın değil, evinin mutfak ihtiyacını karşılayamaz, kirasını ödeyemez hâle gelen ve açlık sınırının altında ücretle borçlanarak yaşamaya mecbur bırakılan milyonlarca dar gelirli yurttaşın sırtındadır. Asıl konuşmamız gereken şey vergi değil doğrudan halkın geçimidir, yaşamıdır, geleceğidir çünkü vergi politikaları artık teknik bir düzenleme değil doğrudan bir yaşam meselesi hâline gelmiştir. Örneğin, başlangıçta lüks tüketimi vergilendirme amacıyla getirilen ÖTV, bugün geldiğimiz noktada neredeyse temel tüketim kaleminde karşımıza çıkıyor. Bugün dar gelirli yurttaş ÖTV ve KDV nedeniyle sadece otomobil değil bir buzdolabı dahi almakta dahi zorlanıyor. Bu ülkede yoksul da zengin de aynı miktarda ÖTV ve KDV ödüyor. Oysa gelir vergisi gibi doğrudan vergilerle sağlanması gereken adalet dolaylı vergilerle yerle bir ediliyor. Bu vergi politikası halk için değil iktidar için bir gelir kapısıdır; kolay gelir, garantili gelir. Bir diğer acı gerçek de şudur: Bu ülkede temel ihtiyaç ürünlerine ÖTV uygulanırken, iktidara yakın büyük şirketlerin vergi borçları her iki yılda bir affedilmektedir; milyarlarca lira borcu bir kalemde silinirken, dar gelirli yurttaşların üç kuruşluk borcu için haciz işlemleri başlatılmaktadır. İktidar, büyük sermayeye vergi aflarıyla kıyak geçerken, yurttaşın cebine el uzatmakta, geçim derdiyle boğuşan milyonları vergi yükü altında ezmektedir. Bu utanç verici durum, siyasi iktidarın seçim hesapları uğruna halkın sırtına yüklenen ağır bir kambur hâline gelmiştir. Vergide adalet ancak ve ancak yapısal reformlarla, adil ve dengeli bir düzenlemeyle sağlanabilir. Bize düşen görev bu ağır yükü emekçiden almak, vergi yükünü adil biçimde dağıtmak ve zenginlerden alınan payı artırmaktır. Vergi affı ve ayrıcalıklarla adaletin ayaklar altına alındığı bu sistemi değiştirmek zorundayız. Bu nedenle, DEM PARTİ olarak şayet gerçekten vergi adaletinin sağlanması isteniyorsa emekçiler, dar gelirliler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, kadınlar lehine kapsamlı ve radikal bir vergi reformu öneriyoruz, aksi takdirde vergi adaletsizliğinin giderilmesi mümkün olmayacaktır.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)