| Konu: | 23 Temmuz Erzurum Kongresi'nin 106'ncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 20.07.2025 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Millî Mücadele tarihimize ilk millî kongre olarak kaydedilen 23 Temmuz Erzurum Kongresi'nin 106'ncı yılı münasebetiyle kısa bir değerlendirme yapmak üzere şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında şunu da gururla ifade etmeliyim ki bugün aynı zamanda 20 Temmuz 1974 yılında adaya amaçlandığı üzere gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 51'inci yılını idrak etmekteyiz. Adadaki soydaşlarımıza reva görülen her türlü baskı, zulüm ve işkencenin son bulmasına vesile olan harekâtımızın 51'inci yılı kutlu olsun. Umarım ve dilerim ki adada tesis edilen bu huzur ortamı, her iki toplumdan oluşan iki devletli bir yapıyla kalıcı hâle gelir.
Sayın milletvekilleri, mazisi olmayanın atiyle ilgili bir tasavvuru ve tasarrufu olamayacağı gerçeğinden hareketle şunu açıkça ifade edebiliriz ki tarihe not düşen yaşanmışlıklar millet ve onun sistematik kurumsal yapısı devletlerin en önemli ilham kaynağı ve yön belirleyici unsurlarıdır. Dolayısıyla, dünden bugüne köklü ve güçlü idari yapılarıyla tarih sahnesinde süreklilik arz eden milletler karşılaştıkları her türlü zorluk ve sıkıntıya rağmen bu genelgeçer kadim gerçeğin rehberliğinde varlıklarını sürdüregelmişlerdir. Böylesine köklü ve güçlü bir varoluş felsefesi ve müktesebatına sahip aziz Türk milleti, müstesna tarihî serencamında birçok kez saldırıya ve istilaya uğramış, "Bitti, yok oldu." denilen zamanlarda bile mucizevi bir biçimde küllerinden yeniden dirilip çağ açıp çağ kapatmaya ve her türlü hain senaryo, tuzak ve işgal girişimini bertaraf etmeye muktedir olmayı başarmıştır.
Sayın milletvekilleri, Birinci Dünya Savaşı esnasında Sykes-Picot imzasıyla Fransız-İngiliz ortak yapımı yeni bir işgal senaryosu gereği Anadolu coğrafyası müstevliler arasında pay edilmiş, cebren ve hileyle aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, tersanelerine girilmiş, orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiştir. Bu kasvetli ve karanlık süreçte, Millî Mücadele'nin dönüm noktalarından biri olup akabinde kurulacak Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş felsefesi tohumlarının atıldığı Erzurum Kongresi yapılarak Türkiye Cumhuriyeti tarihine ilk millî kongre olarak kaydedilmiştir. Bu kongre kararları, Osmanlı topraklarının parça parça bölüşülmeye çalışıldığı bir dönemde aziz vatanın bölünüp parçalanamayacağı iradesinin ortaya konulduğu, Türk milletinin kendi kaderini belirlemeye muktedir olduğunun beyan edildiği ve daha önemlisi, manda ve himaye ayaklar altına alınarak, tam bağımsızlığın dünyaya haykırıldığı âdeta bir uyanış niteliğindedir. Bugünkü Erzurum, Trabzon, Sivas, Erzincan, Giresun, Rize, Ağrı, Bingöl, Bayburt, Artvin, Tunceli, Gümüşhane, Ordu, Tokat, Amasya, Bitlis, Siirt ve Van illerinden temsil heyeti dâhil 63 üyenin katıldığı kongrenin kapanış konuşmasında "Tarih bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir." ifadelerini dile getiren Mustafa Kemal Paşa millî iradeye olan inancını Erzurum'da bir kez daha perçinlemiş, Türk milletinin bağrından çıkmış Kuvayımilliye'nin vatan savunmasında tek kuvvet olarak kabul edileceğini kongre kararlarına ilave etmiştir.
Sayın milletvekilleri, dün olduğu gibi bugün de kadim Anadolu coğrafyasına yönelik açık veya gizli birtakım kriz, kaos ve hatta işgal heva ve hevesleri olanların farkındayız. Bu farkındalığın gereği "Söz konusu vatan ise gayrısı teferruattır." şiarıyla bin yılda geleneksel tutum ve tavır hâline dönüşen, değişmeyen fıtrat rehberliğinde birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukuyla her zaman olduğu gibi yine bu hain hevesler kursaklarında bırakılacaktır diyor, "Bu uğurda anasız-babasız kalınır lakin vatansız kalınmaz." diyerek gül bahçesine giren kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, aziz milletimizi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)