| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 14.02.2012 |
MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Meclisin çalışma programı saat başı değişiyor, borsa gibi. Bugün beni Sayın Bahçekapılı arıyor şöyle şöyle diyor ama bir saat sonra bakıyorum başka bir şey. Şimdi, bakmayın siz cuma günü de saat 11'e kadar çalışacağız demelerine, göreceğiz hep birlikte yine uyulmayacak. Saat başı Meclisin çalışma programı. Bugün komisyonda görüşülmekte olan bir teklifi düşünerek, o geçecek komisyondan, iş bitecek, ona göre Meclisin çalışma takvimi hazırlanıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Ya alt komisyon kurulması kararlaştırılırsa, ya geri çekilirse. Demek ki karar verilmiş. Bu acele niye, bu telaş niye? Kimi kurtarmak istiyorsunuz, nereden kurtarmak istiyorsunuz? Biz çalışalım, çalışmaya hiç itirazımız yok, 11 yetmez 12'ye kadar çalışalım. Gündüz 13.00'de değil sabah 11.00'de, 10.00'da başlayalım. Gelin İntibak Yasası'nı çıkaralım. Bakın ne diyor? Madem o kadar Anayasa'ya, İç Tüzük'e bağlısınız, kanun hükmünde kararnameleri getirin onları görüşelim. Hani ivedilik ve öncelikle görüşülürdü kanun hükmünde kararnameler? Bunların hiçbirine uymuyorsunuz.
15 maddelik derleme kanunu temel kanun olarak getiriyorsunuz. İnsaf, insaf yani! 15 maddelik bir kanun temel kanun olarak gelir mi buraya?
Yasama Meclisini yük görüyorsunuz, engel görüyorsunuz. Ya şurası olmasa, burada muhalefet çıkıp konuşmasa biz grup toplantısında çıksak "Kabul edenler? Etmeyenler?" yapsak ne güzel olur diye düşünüyorsunuz. Yani yürütmenin alt organı gibi görüyorsunuz Büyük Millet Meclisini. Biz, yürütmenin emrinde olan bir organ değiliz. Anayasa'nın 7'nci maddesini hepiniz bir kere daha okuyun. Buradaki yasama faaliyeti Türk milletli adına yapılır ve bu yetki devredilemez. 9'uncu maddesini bir kere daha okuyun. Yargı yetkisi de Türk milleti adına yapılır ama 8'inci maddesi yürütme, Türk milleti adına yapılmaz. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu Anayasa ve yasalara uyarak yapar bunu. Türk milleti adına bir yetki yok burada. Diğerlerinde "Türk milleti adına" diyor.
Siz bir anlamda Meclisi gerçekten önünüzde bir engel, konuşmasa bunlar da tek tek bunları oylasak diye düşünüyorsunuz.
Meclis Başkanının tutumunu anlayabilmiş değilim. Meclis Başkanı fiilen tarafsızlığını, Başkanlığını yitirmiş durumdadır. Bizim bir gensorumuzu işleme almıyor, neymiş? Yürümekte olan davalarla ilgili, sürmekte olan davalarla ilgili. Ee bu MİT yasası ne? Orada yargıya müdahale olurmuş. Burada, bu yaptığınızda yargıya müdahale yok, yargıya darbe var, darbe. Anayasal düzene darbe var, demokrasiye darbe var. Sayın Çiçek, Çankaya noteri olmanın bile ötesindedir artık.
İstikrardan bahsediyordunuz, hani her gün bu kürsülere gelip Türkiye'de istikrardan bahsediyordunuz. Doğru, Türkiye'de istikrar var. Ne istikrarı? Kriz istikrarı var artık, her gün bir kriz. Bir gün MİT krizi, bir gün Emniyet krizi, bir gün HSYK krizi. Türkiye artık bunlardan kurtulmalıdır.
Özel yetkili mahkemeleri biliyorduk, şimdi özel yetkili kişiler karşımıza çıkacak. Başbakan, kurduğu derin devletinin koruma altına alınması girişimidir bu.
Şimdi sizleri uyarıyorum ben, gerçekten uyarıyorum. Savcı ne diyor? Bakın tek tek söyleyeyim, kısa kısa. Ne diyor savcı? Savcılığın soruşturduğu konular şunlar;
Bir: "MİT istihbarat toplama işinin ötesinde örgütün yönetilmesine aracılık etti." Bu büyük bir iddia. Siz bunun altında kalacak mısınız? Başbakan istedi diye buna evet mi diyeceksiniz?
Bakın, iki: "KCK yapılanması MİT heyetinin gözetiminde tamamlandı." diyor. Büyük bir iddia.
Üç: "Eylem ve talimatların önlenmesi ve engellenmesine yönelik MİT harekete geçmedi." diyor. "Anayasal düzene karşı anlaşma noktasına gidildi." diyor. "Örgütün silahlı eylemlerine ve yapılanmasına göz yumuldu." diyor. "İmralı'yla örgüt arasındaki mektuplaşma trafiği sağlandı." diyor ve "MİT, örgüte verdiği taahhütler kapsamında güvenlik güçlerinin operasyonlarını engellemek için çalışma yürüttü ve örgüte geri bildirimde bulundu." diyor.
Şimdi, bütün bu iddialar ortadayken, Sayın Paşam, merak ediyorum sizi, siz bu yasaya hangi oyu vereceksiniz? Gerçekten merak ediyorum. Genelkurmay Başkanı içeride. Siz, bu ülkenin bir generalisiniz. MİT Müsteşarına yapılan bu düzenleme, bütün bunlar ortadayken, savcının iddiaları ortadayken, merak ediyorum, siz bu yasaya ne oy vereceksiniz?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - "Devam" diyecekler!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Yani bu ülkede pek çok yakından tanıdığım arkadaşımız, geçmişten beri tanıdığım arkadaşlarımız, gerçekten bu iddialar ortadayken, sırf Başbakan istiyor diye, o dayatıyor diye buna nasıl oy verecekler, doğrusu çok merak ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu yasa geçerse burada bir gladio oluşur, buradan yeni Yeşiller çıkar, buradan yeni faili meçhuller çıkar. Eğer bu yasayı geçirirseniz, bu yasa yasalaşırsa şimdiden sonra olacak bütün faili meçhullerde sizin imzanız olur, sizin onayınız olur, siz burada oy vermiş olursunuz. Nasıl olur da böyle bir şey olabilir? Yani özel görevlendireceği kişi kamu görevlisi mi? Bilmiyoruz.
Peki, AKP Yalova İl Başkanı Başbakanın özel görevlisi mi? Bilmiyoruz. Ona bir görev verdi, o görevini yerine getirirken bir suç işledi, geldi beni öldürdü. Ne olacak? Başbakan izin vermezse soruşturulmayacak mı? Bu, nerede var arkadaşlar? Bu yetki Hitler'de yoktu, Saddam'da, Kaddafi'de, Mübarek'te var mıydı böyle bir yetki? Mussolini'de var mıydı? Bilmiyorum yani belki Mussolini'de, Stalin'de, Hitler'de, Salazar'da, Franko'da var mıydı? Onlarda bile bunun olduğunu sanmıyorum. Böyle bir yetki hiç kimseye verilemez. Hangi hakla ne diye koruyorsunuz? Oslo'da gitmiş suç işlemişse cezasını çeksin. Muhalefeti? Genelkurmay Başkanı tutuklandığında şöyle diyordunuz: "Darbe yapmak onun görevi mi?" Değil, doğru söylüyorsunuz, darbe yapmak onun görevi değil. Peki Oslo'ya gidip Cumhuriyet Halk Partisini şikâyet etmek MİT müsteşarının görevi mi? (CHP sıralarından alkışlar) Peki Oslo'da görüşme yaparken "Sizin istediğiniz valileri, kaymakamları görevden aldık." demek onun görevi mi?
Değerli arkadaşlarım, buradan yeni tosuncuklar çıkar. Burada Sayın Recep Özel'e de sesleniyorum. Sayın Özel, geçen dönem Sayın Veysi Kaynak yapıyordu bu işleri ama bak bu dönem yok burada. Bakanlar Kurulundan getirmediklerini, tasarı olarak getirmediklerini Veysi Kaynak geliyordu ve Parlamento tarihini araştırmıştım, kanun teklifleri en fazla yasalaşan milletvekiliydi Veysi Kaynak.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nerede şimdi?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bugün yok.
Bunun, daha önce de söylediğim gibi, tasarı görünümlü bir teklif olduğu? Hani Doğan görünümlü Şahinler vardı, bu da tasarı görünümlü bir tekliftir. Ben eminim ki burada net olmayan bu durumları Başbakanın hangi özel görevlisi yani Zahid Akman özel görevlisi mi? Remzi Gür özel görevlisi mi? Yasin El Kadı özel görevlisi mi? Olacak mı? Kim olacak?
Bunlara sağduyunun egemen olmasını istiyorum ve diyorum ki: Biz bu kürsüden defalarca "Dokunulmazlıkları kaldıralım." dedik. Sizse şöyle cevap verdiniz: "Yalnızca milletvekillerinin mi dokunulmazlığı var? Başkalarının da dokunulmazlığı var. Hep birlikte kaldıralım." dediniz, bugün tam tersine dokunulmazlıkları genişletiyorsunuz. Diyelim ki İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bir yolsuzluk oldu. Başbakan derse, Sayın Başbakan derse, "Onu ben görevlendirdim." derse soruşturmayacak mı savcı bunu? Yolsuzlukların da önüne geçilmez bu şekilde.
Yine bir başka konu değerli arkadaşlarım, şunu da söyleyeyim: Biz tutuklu milletvekillerini gündeme getirdiğimizde siz şunu dediniz: "Yargıya müdahale olur mu?" Oysa biz şunu söylemiştik: Biz "Onlar yargılanmasın." demedik, asla böyle bir şeyimiz yok. Özel bir ayrıcalık istemedik, "Milletvekillerinin yargılanmasına devam edilsin." dedik. "Ama serbest kalsınlar, gelsinler buraya, yeminlerini etsinler, yasama faaliyetinde bulunsunlar." dedik. O zamanlar o konuştuklarınızı size hatırlattığımızda ne cevap vereceğinizi doğrusu merak ediyorum. Bugün yeni dokunulmazlar ortaya çıkarıyorsunuz hem de ne dokunulmazlık, hem de ne dokunulmazlık! Bizlerden çok daha fazla dokunulmazlığı olan kişiler ortaya çıkarıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, ben diyorum ki: "Sayın Başbakan -Allah şifa versin, sağlığına dua ediyoruz-
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM İNCE (Devamla) - ?iyileşir iyileşmez bir an önce gelsin, bu Meclise bilgi versin."
Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın İnce.