| Konu: | UŞAK ŞEKER FABRİKASININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ VE SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 15.02.2012 |
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben de sözlerime başlamadan önce Gümüşhane ilinin kurtuluş gününü kutluyorum.
Sizlere, ben de bir Kuvayımilliye, bir Kurtuluş Savaşı destanı anlatmak istiyorum.
Uşaklılar Yunan işgaline karşı onurlu bir direniş sergilemiş, kurtuluş mücadelesinde batı cephesinde önemli mücadeleler vermişlerdir. Büyük Taarruz'dan sonra Yunan Başkomutanı Trikopis Uşak'ta yakalanmış, Mustafa Kemal'e Uşak'ta teslim edilmiştir. Emperyalist işgale karşı halkımız canını dişine takarak büyük bir mücadele vermiş, neredeyse imkânsız denilen bir savaşı kazanmıştır. Ancak ülke Osmanlıdan kalan borç batağında, yoksulluk içinde bir yaşam savaşı verirken Uşak'taki Kuvayımilliye'nin liderlerinden Nuri Şeker ve arkadaşları bir imkânsızı daha başarmışlar ve ilk şeker fabrikasını sadece Uşaklıların katkısıyla kurmuşlardır.
Tarih 17 Aralık 1926: Ülkenin ilk şeker fabrikası, üstelik hiçbir devlet desteği olmadan özel sermaye ile kurulmuş, Kurtuluş Savaşı sonrası dayanışmanın bir sembolü olmuştur. Üretilen ilk şeker örneğini Nuri Şeker Mustafa Kemal'e götürdüğünde Mustafa Kemal "Her sahada madalyamız vardı, sen ilk iktisat madalyasını bize kazandırdın; ben Yunan'ı denize döktüm, sen iktisadi harp ilan ediyorsun." sözlerini söylemiş, ülkenin her yerinde bu olay örnek olmuştur.
Uşak Nuri Şeker Şeker Fabrikası daha sonra açılan tüm şeker fabrikaları için bir okul olmuştur. 1931 yılında devletleştirilmiş, ancak Uşaklılara hiçbir pay ödenmemiştir. Yani Uşak Şeker Fabrikası devletin değil, Uşaklılarındır. Uşak Nuri Şeker Şeker Fabrikası Uşak pancar köylüsünün, esnafının, hayvancılığının gelişmesine büyük katkı yaptığı gibi, iş olanakları ve sosyal yaşam açısından da bir cazibe merkezi olmuştur. Büyük bir alan üzerine kurulu olan fabrika arazisi içinde modern tarım ve hayvancılık faaliyetleri yapılmış, ilk sinema orada açılmıştır. Şeker Fabrikası Kompleksi âdeta modern Türkiye'nin bir simgesi olmuştur. Bizim için bu kadar önemli ve değerli olan Nuri Şeker Şeker Fabrikası gibi eminim ki diğer fabrikaların da bir öyküsü mutlaka vardır.
Sayın milletvekilleri, bu ülkenin onuru, tarihi ve geleceği olan şeker fabrikaları ne yazık ki bugün haraç mezat satılarak yok edilmeye çalışılmaktadır. Önce IMF ve Avrupa Birliği dayatmalarıyla pancarda kota konmuş, pancar ekimi ve şeker üretimi sınırlandırılmıştır. Pancar üreticisine verilen tüm destekler kaldırılmıştır. 2000'li yıllardan itibaren şeker fabrikaları için teknolojik yenileme yaptırımları yapılmamış, personel dahi alınmamıştır.
GDO'lu mısır nişastasından üretilen kanserojen özelliği olan nişasta bazlı şeker üretim kotaları ise Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 2 iken ülkemizde yüzde 15'lere kadar çıkartılmıştır.
Şeker pancarı alım fiyatları neredeyse yerinde saymıştır. Mazot, gübre ve diğer girdi fiyatları artmış, pancar fiyatı bu girdileri karşılamadığı için köylü pancar ekmekten alıkonulmuştur.
Tüm bu olumsuz uygulamaların ardından ise "Fabrikalar zarar ediyor." denilerek özelleştirme çalışmaları başlatılmıştır. Oysaki şeker fabrikalarının zarar ettiği iddiası koca bir yalandır. Uşak Şeker Fabrikasında bile son on beş yıldır hiçbir teknolojik yatırım yapılmadığı ve kapasitesi 250 bin ton olmasına rağmen, 190 bin ton pancar işlendiği hâlde 2011 yılında 1,5 trilyon lira kâr edilmiştir, eski Türk lirayla söylüyorum.
Uşak Nuri Şeker Şeker Fabrikası ve diğer şeker fabrikaları özelleştirildiği takdirde -29 Kasım 2011 tarihinde Özelleştirme İdaresinin yaptığı ihale sonucunda görüldüğü gibi Elbistan, Malatya, Erzincan, Elâzığ, Kırşehir, Kastamonu, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikaları, bırakınız gerçek değerini, arsa değerinin bile altında satıldığı gibi- diğer şeker fabrikalarının da yok pahasına satılacağı açıktır. İhale şartnamesine göre bu fabrikaların en fazla beş yıl süreyle üretim yapma şartı vardır. Ya sonra? Sonra ne olacaktır? Kârlı olmadığı gerekçesiyle şeker fabrikalarının büyük çoğunluğu kapatılacak, çok değerli arsalarına çok katlı binalar yapılacak, şeker üretimi yapılmayacaktır. Bunun sonucunda ülkemiz şeker üreten değil, şeker ithal eden bir ülke olacaktır. Pancar köylüsü pancar ekemeyeceği için kente göç edecek, işsizlik artacaktır. Hayvan yemi olarak kullanılan pancar küspesi olmayacağından hayvancılık gerileyecektir. O kentin nakliyecisi, esnafı çökecektir. Yani şeker dünya çapında stratejik bir ürün olması yanında ülkenin ekonomisine çok fazla katkısı olan bir ürün olduğundan yıkımı büyük olacaktır. Bu nedenle de ben tüm iktidar milletvekili arkadaşlarıma ve AKP'ye sesleniyorum: Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım, lütfen şeker fabrikalarımızı yok etmeyelim.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yılmaz.