Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 4 |
Tarih: | 08.10.2025 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sumud Filosu, Özgürlük Filosu ve Vicdan gemisiyle, Gazze'de yapılan saldırıları, soykırımı dünyaya takdim etmek adına, farkındalık yapmak adına 500 aktivist 50 gemiyle beraber çeşitli teknelerle Gazze'ye doğru yolculuk yaptılar. Şu an, 3 milletvekilimiz ve 29 vatandaşımız da İsrail tarafından gözaltına alındı. Milletvekillerimiz hapishanedeler şu an ve 1 arkadaşımızın, daha önce giden bir arkadaşımızın da kolu kırıldı İsrail askerleri tarafından ve bununla ilgili olarak bir genel görüşme talebinde bulunduk hep beraber. Ama hepinizin dikkatini çekmek istiyorum: Dün burada, YENİ YOL Grubu olarak genel görüşme talebinde bulunduk. Neydi? Bu konuydu, Sumud Filosu, Vicdan gemisi ve bunlarla alakalıydı ama buradaki görüşmelerde "ret" oyu kullandınız. Genel görüşme nedir arkadaşlar biliyor musunuz? Genel görüşme, bir araştırma önergesi değildir, bir grup önerisidir ama aynı zamanda sadece ve sadece o konunun daha fazla konuşulması, daha fazla kamuoyuna mal edilmesi adına yirmişer dakika daha gruplar tarafından konuşulması demektir. Sayın Grup Başkan Vekili dedi ki: "Her şeyi burada konuşalım." İşte, dün bunu istemiştik, konuşalım demiştik. Ama dün gece 04.30 sularında 3 arkadaşımızın uluslararası deniz sularında İsrail tarafından gözaltına alınmaları barbarca ve de aynı zamanda acımasızca, bunu tekrar gündeme getirdik. Meclis Başkanıyla 3 Genel Başkan; Sayın Mahmut Arıkan, Sayın Ahmet Davutoğlu ve Sayın Ali Babacan bir görüşme yaptılar ve dedik ki bir genel görüşme talebinde bulunalım. Ne farkı var? Niye şimdi "evet" oyu vereceksiniz? Veyahut da niye aynı tezkereye imza atacağız? Dün yapmış olsaydık ya, ne kadar güzel olurdu değil mi? Ya, taassup kötüdür arkadaşlar; parti taassubu, mezhep taassubu, etnisite taassubu, ideoloji taassubu kötüdür değerli arkadaşlarım. Bırakalım artık, hür düşünelim; cumhuriyet vicdanı hür, irfanı hür, fikri hür insanlar istiyor; İslam da fikri hür insanlar istiyor, Amentü'de birlik istiyor, başka bir şey istemiyor ki. Niye bunu yapmıyoruz biz? Biz burada muhalefet olarak bir şeyler söyledik iki senedir. Neler söyledik? Ya, tekrarlamak istemiyorum, birazcık da utanıyorum, mahcubum, benim için zul gibi geliyor. Ya, bunları söylemek sizin için de iyiydi değerli arkadaşlar. Ticaret yapmayın dedik. Gelin, bunlarla olan anlaşmalarınızı askıya alın dedik ve burada "İsrail'in saldırıları bir millî güvenlik sorunudur." diye konuştu arkadaşımız ve "Bazıları hafife alıyor." dedi. Bazıları hafif almış olabilir, siz ciddiye alsaydınız. Niye almadınız? Bu ticari anlaşmaları, siyasi anlaşmaları, ekonomik anlaşmaları, askerî anlaşmaları hemen askıya alsaydınız. Sayın Erbakan ne yaptı 97 yılında, hatırlayın lütfen. İncirlik Üssü'nü kapatmıştı. Bedel ödedi, on bir ay sonra gitti buradan. Sayın Ecevit ne yaptı, hatırlarsanız? Kıbrıs savaşından sonra Erbakan'la beraber Sayın Demirel neler yaptı? Lütfen bunları yapın ama bunları yapabilmek için mutlaka bir siyasi iradeye ihtiyaç var. O siyasi iradenin zaafları olmayacak arkadaşlar. Amerika Birleşik Devletleri'nde Halkbank davası olmayacak, Rıza Zarrab davası olmayacak, Sezgin Baran Korkmaz davası olmayacak ve o davada kesinlikle burada konuşulanlar, Sedat Peker'in konuştukları olmayacak değerli arkadaşlarım. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Onun için, bakın, "Gelin konuşalım." diyorsunuz; ben diyorum ki gelin, bunlarla ilgili çözümü söylüyorum size: Gerçek bir demokrasi, gerçek hukukun üstünlüğü, gerçek insan hakları, gerçek ekonomide gelir dağılımında adalet, gerçek eğitimde fırsat eşitliği iktidarın denetlenmesi ve iktidarın aynı zamanda hesap vermesi demektir. Peki, veriyor musunuz, denetleniyor musunuz? Hayır, denetlenmiyorsunuz; Sayıştay denetleyemiyor, teftiş kurulları denetleyemiyor, medya denetleyemiyor sizi, yargı denetleyemiyor, bu milletvekilleri denetleyemiyor sizi ama biz tarihe not düşmek adına konuşuyoruz. İyi ki konuştuk, Hasan Bitmez burada vefat ettiğinde iyi ki söyledi "Ticaret yapıyorsunuz." dedi. "Yapmıyoruz." dediniz, yapıyordunuz. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Aynı zamanda Güney Afrika, orada Adalet Divanına müracaat ettiği zaman "Biz de gelip müdahil olacağız." dediniz, tam sekiz ay beklediniz arkadaşlar; beklemeyin, beklemeyin, görün tehlikeyi; siz devletsiniz, devlet görür tehlikeyi. Belki biz göremeyiz, sizin bildiklerinizi biz bilemeyiz. Onun için diyoruz ki bu tehlikeyi göremediniz, İsrail'i göremediniz. "One minute" dedikten sonra "Ben onu Şimon Peres'e söylemedim, ben onu moderatöre söyledim." dediğiniz gün bittiniz siz, o gün yenildiniz siz. Öyle olmaz; ya söylemeyeceksiniz, boyunuz kadar konuşacaksınız, kilonuz kadar konuşacaksınız veyahut o boy, o kilo çok güçlü olacak ve diyeceksiniz ki: "Ben kıtalar arası füze gönderirim sana." (YENİ YOL sıralarından alkışlar) İran'ın gönderdiğini yapamazsınız. 250 kilometre sizin füzeleriniz. Nerede bizim bilim adamlarımız? Yapamazsınız, niye? Çünkü parti taassubu bunu yaptırır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Ben bunu Allah rızası için konuşuyorum, ben bunu vicdanım olduğu için konuşuyorum, insan olduğum için konuşuyorum; muhalif olduğum için konuşmuyorum, vallahi billahi konuşmuyorum, sadece ve sadece insan olduğum için konuşuyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Diyorum ki bakın, Türkiye'de ayrım yapmayın, gelin, Türkiye'de gerçek demokrasiyi bu muhalefetle sağlarsınız. Muhalefetin olduğu yerde demokrasi vardır, muhalefetin olduğu yerde gerçek demokrasi vardır. Aksi takdirde orası otoriterliktir, orası totaliterliktir. O nedenle, lütfen aklınızı başınıza alın. Burada bir milletvekili arkadaş söyledi, "Trump'a niye bir şey söyleyemediniz?" dedi. Söyleyemezsiniz, söyleyemezsiniz. Rahip Brunson burada, mal varlığı meselesi burada ve "Ekonominizi bitiririm." diyenler burada; arkadaşlar, onlara karşı şunu yapacaksınız, "Bizim mal varlığımız şu kadar." diyeceksiniz, "Rahip Brunson mı? Benim yargım karar verir." diyeceksiniz, "Benim ülkemde objektif yargı vardır." diyeceksiniz; diyemiyorsunuz ve o objektif yargı, tarafsız yargı yok arkadaşlar. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Şuna başka, buna başka muamele yapan bir yargı var. O yargı siyasi taassubunuz altında, o taassuptan o yargıyı kurtarmanız lazım ve demeniz lazım ki evet, Türkiye'de bir demokrasi var, yargı bağımsızdır; yürütme yargıya karışmaz, yasamaya karışmaz. Yasamaya karışmıyor musunuz? Karışıyorsunuz. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - O nedenle diyorum ki bu genel görüşme talebi yetersizdir. İsrail'e Sayın Bahçeli'nin söylemiş olduğu askerî müdahale dâhil olmak üzere bunları söylemeniz lazım. "Milletvekillerine uçak göndereceğiz..." Gelmeyin Sema Hanım oradan, gelmeyin Mehmet Atmaca oradan, gelmeyin Necmettin Çalışkan oradan; o vatandaşlarla beraber gelin, o özel uçağa binmeyin, binmeyin, binmeyin! (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Arkadaşlarımızla beraber yüreğimiz.
Bir gün Filistin bağımsız olacak ama nasıl bağımsız? 67 sınırlarında bağımsız. "Efendim, Birleşmiş Milletlerde 157 devlet tanıyormuş." Tanıyor da ne yapıyor Allah aşkına? Evet, iyidir ama yetmez; bir gün orada, Filistin'in bayrağı toprağıyla beraber dalgalanmalı Birleşmiş Milletlerde, 67 sınırlarında; aksi takdirde Gazze'yi işgal edecekler ve kimsenin de sesi çıkmayacak.
Türkiye, Türkiye'yi yönetenler, Arap dünyasıyla, Türk dünyasıyla, Avrupa Birliğiyle iyi geçinin ve değerli diplomasiler yapın. Lütfen, zaaflarınızı da terk edin; o zaaflarınız demokrasiyi askıya almaktır, başka bir şey değildir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Allah'a emanet olun.
Teşekkür ederim. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)